4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1199
Okunma

Sivas’ta meydana gelen olayda 35 vatandaşımız, aydınımız, düşünürümüz, yazarımız ve sayamadığım daha birçok niteliğe sahip insanımız hayatını kaybetti. Sözüm vasıfsız insanlar yakılabilir anlamına gelmez ama anlaşılıyor ki, onları yakan zihniyet akıllı insanları sevmiyor. Nasıl sevsinler ki, bu ülkede düşünen adamı hapishaneye heykelini de tımarhaneye dikmiyorlar mı?
Bu insanları, hasta ruhlu dindarlar yaktı ve başbakanımız yakın zamanda dindar bir gençlik yetiştirmek istediğini açıkladı. Bu açıklama dava sonucunun ne olacağının da bir ip ucu değil miydi? Ya da sonuca hayırlı olsun demesi verilen kararın hayır getireceğini düşünüyor anlamına gelmez mi?
Yetmezmiş gibi ölen insanların yakınlarına verdikleri haklı tepkinin karşılığında devletin polisi biber gazı sıkarak, şiddet göstererek adalete saygı duyun demedi mi?
Bir hukuk devletinde yaşayıp adalet bulamıyorsak eğer bu hukuk kimlerin çıkarına hizmet ediyor be adam diye sormaz mı insan kendi kendine?
Bir ülke ki üzerinde yaşayan bunca mutsuz insana vatanlık ediyor, merak içindeyim bu mutlu azınlığın azman lığı daha kaç canla, ne kadar kanla tatmine ulaşacak.
Bu katiller hala TC. Kimliği taşımaya devam ediyor ve bu kimliklerin ardında İslam yazıyor. Eğer bunlar bu ülkenin vatandaşı ise biz neyiz? Bunlar Müslüman insanlarsa insanları yakmayanlar ne?
Bu konuda en büyük tepkiyi Müslüman olduğunu söyleyenler koymalı “ki hiç sesleri çıkmıyor” ;) bizlerde ayırabilelim yananlar la yakanları…
Ve son olarak aklımızın bir kenarında; Eğer dindar bir cani tarafından yakılır, vurulur, öldürülürsek bilelim ki bu zaman aşımına girer.
Ölmezde sağ kalırsak eğer bilelim ki “susmalı”… Çünkü bu hayvanlar işlerini yarım bırakmazlar. Nasılsa adalet tek taraflı ve nasılsa devlet onlardan yana… Çanlar ateşi yakanlar için çalıyor…
Darbe dönemlerinin öncesinde de benzer güvensizlik hissi veren ortamlar yaratılmıştı, bunu da hatırlamalı. Zira aklı başında insanların hukuka, devlete ve yürütme organlarına zerre kadar güveni kalmamıştır.
Böyle zamanlarda insanlar kendi adaletlerini yaratmaya, kendilerini savunmaya geçerler, bu da biline… Ve toplum böyle bir güvensizlik ortamında kaos a sürüklenir, dolayısıyla yeni modern yangınlara kapı aralanır.
Ben güvenmiyorum, alışmıyorum ve reddediyorum…
Aklıselim demokraside böyle şeyler olmaz. Bu ülke marjinal saçmalıkların normalleştiği bir yerse eğer dilim varmıyor ama bir ülke taşına toprağına sevilmez yalnız, üzerindeki de insan be kardeşim deyip bu ülkeyi de bu haliyle sevmiyorum…