7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
851
Okunma

Elif ile Bedri akşam olmadan Kasaba’da ki kuzeninin evine vardılar. Olanları amca oğluna anlattı ve babası geri almasın diye Elif’e sahip olduğunu artık kadını olduğunu söyledi. Elif başı önde gözyaşları yanaklarında kurumuş, sadece tuzu yanaklarını yakıyordu ve o oturuyordu.
Köyde akşam olmuştu, evin erkekleri işlerinden eve gelmişlerdi ama Elif hala daha ortalıkta yoktu. Hakkı bey bir terslik olduğunu anlamıştı. Ayşe ana tedirgindi, Elif daha eve gelmediğini nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Birden Halime’nin sesini bahçe kapısında duydular. Halime nefes nefese zor konuşuyordu.
-Baba, anne Elif geldi mi evde mi?
-Yok kızım gelmedi, bende babana onu söyleyecektim.
- Bedri Elif’i kaçırmış, kaçmışlar.
-Ne?
-Bende çok şaşırdım. Kasaba da Ali Amcam ikisini görmüş.
-Nasıl olur Bedri nasıl kaçırır. Sen biliyor muydun?
- Elif’i sevdiğini kaçıracağını söylüyordu ama biz pek inanmıyorduk.
Hakkı bey kızının kolunu kavramış sıkıyordu, onun parmağı olduğundan şüpheleniyordu. Bağrışmalarına oğullar ve içeriden kızlarda geldi. Herkes şoktaydı, şaşkındılar. Fehmi ile Hamit deliye dönmüştü, küfürler ediyorlar evin duvarını yumrukluyorlardı. Fehmi ablasının kolundan yakalayıp
-Abla bu işte eğer senin parmağın varsa kocanla seni gebertirim anladın mı?
Hakkı bey ne yapabilirim Kasabaya nasıl giderim diye düşünürken balıkçı olan damadı Zeynep’in kocası kapıda göründü.
-Osman çabuk motoru hazırla Kasabaya gidiyoruz çabuk.
-Hayırdır baba ne oldu?
-Yolda anlatırım çabuk ol.
Oğlanlar biz de geliyoruz diye öne atıldı.
-Eğer orada herkese saldırmazsan Fehmi sen gel tamam mı?
Fehmi tamam anlamında başını salladı, mecburen tamam demek zorundaydı. Hakkı bey de
-Kimseye bir şey söylemeyin, işin aslını öğrenene kadar susun .
Kasabaya vardıklarında doğruca Karakola gittiler, olanları komutana anlatılar ve Hakkı Bey Komutana ‘’kızımı bulun yalvarırım’’ dedi. Bedrinin kasaba da oturan amca oğlu nun adresini komutana verip kızlarının bulunmasını beklediler.
Aradan daha bir iki saat geçmişti ama Hakkı bey ve Fehmi’ye sanki yıllar geçmiş gibiydi ve Hakkı Bey birkaç saat içinde yaşlanmıştı, sanki çökmüştü. Birden kapı açıldı, askerlerin arasında Bedri ve Elif’i gördü. Fehmi, Bedrinin üzerine atlayıp küfürle birlikte bir yumruk attı. Askerler Fehmi’yi yakaladı Komutan Fehmi’ye ’’eğer bir daha yaparsan seni içeri atarım’’ dedi. Fehmi yumruklarını sıkarak babasının yanına oturdu.
Komutan Babasıyla ağabeyini Bedri’yi dışarı çıkarttı. Elif’ten her şeyi anlatmasını istedi. Elif utanıp sıkılarak her şeyi, komutana anlattı. Elif perişan bir haldeydi, çaresizdi şimdi ne olacaktı. Komutan Hakkı beyi içeriye aldı, oturması için Elif’in karşısındaki sandalyeyi gösterdi. Elif hala ağlıyordu.
Babası kızının yüzünü avuçlarının içine alıp gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerine baktı.
-Ağlama kızım bu senin suçun değil. Sen kirlenmedin sakın unutma.
-Baba ben kirlendim beni kirlettiler baba.
-Sen tertemizsin, sen benim masum küçük Elif’imsin. Seni kimse kirletemez, sen masumsun senin suçun değil, o pisliğin suçu. Sakın kendini suçlama sakın kızım sen bu sabah evden çıktığın gibi temizsin.
-Baba öldürdüler beni ablam, eniştem, bir de Bedri denen alçak beni öldürdü, Ömer’i öldürdüler. Baba hayatımı elimden aldılar.
-Ablan, enişten ne alakası var, ne diyorsun kızım.
-Onlar planlamış baba, ablam eniştem geldi Ömer’i abimler dövmüş sözde.
Elif her şeyi anlatabildiği kadar babasına anlatı. Babası şoktaydı, kızının kendinden olan kızının, kardeşine bu kötülü yapabildiğine inanamıyordu?
-Kızım onların Allah belasını versin, onlar cezalarını çekecekler. Sen beni dinle. Sana ne yapılırsa yapılsın, dokuz tane çocuğunda olsa, sen isteyerek kaçmış da olsan ama sonra pişman da olsan yinede seni yalnız bırakmam. Sen benim kıymetlimsin, evladımsın senin için her şeyi yaparım. Ne olursa olsun sen benim gözümde dünyada ki en masum insansın. Onunla evlenmek zorunda değilsin. İstemiyorsan şikayet ederiz ve cezasını çeker anladınmı beni kızım. Seninle de evimize gideriz, seni yalnız bırakmam, sakın yalnız olduğunu düşünme.
-Onunla evlenmek istemiyorum. Onunla evlenmek için mecbur edilmek istemiyorum.
-Mecbur değilsin kızım, hiç bir şey için mecbur değilsin. Hemen zorla kaçırıldı, tecavüz edildi diye şikayet ediyorsun tamam mı?
Elif ifadesini verdi, şikayetçi olduğunu söyledi. Komutan hemen işlemlere başladı. Bedri hapse atıldı.
Sabah olunca Elif için en utanç verici muayene yapıldı, tecavüze uğradığı tıbben kanıtlandı. Doktor savcılığa vermek üzere ‘’tecavüze uğramıştır’’ diye raporu düzenleyip verdi. Bedri savcılığa sevk edildi, tutuklanıp, hapse atıldı. Hakkı Bey oğlu, damadı ve kızını alıp köye dönüyordu. Acaba köyde neler oluyordu.
Köyde Elif’i Bedri’nin zorla kaçırıldığı duyulmuştu. Ömer de duydu, deliye döndü, evinin havlusunda avazı çıktığı kadar bağırdı. Onun acı çığlığına ağaçlardaki kuşlar havalandı. Bütün köy onun acı feryadını duydu. Gök karardı bulutlar Ömer’in üzerine alçaldı, fırtına koptu, ağaçlar acıdan eğildi. Ömer’in ayaklarının altına kadar eğildi. Deniz kabardı, martılar acı çığlıklar atıyordu ve Ömer’in üzerindeki bulutlar Ömer yerine ağladı gök ağladı. Ömer sesizce yağmurun çığlıklarını dinledi.
Motor köye gelmiş iskeleye yanaşıyordu. Fehmi her şeyi öğrenmiş eniştesini ablasını öldüreceğini söylüyordu. Babası oğlunun katil olmasından ve hapse girmesinden korkuyor ve korumaya çalışıyordu.
-Sakın oğlum sakın yapma katil olma bana bu kadar acı yaşatma kardeşine bak o bu kadar acı katlanamaz yalvarırım yapma.
-Baba nasıl kendimi tutayım, Elif’e bak, haline bak onların yanına mı kalsın?
-Belalarını başkasından bulsunlar senden değil, senin hayatını mafetmeni izleyemem doğmamış çocuğunu düşün, karını düşün.
Motor iskeleye yanaşır yanaşmaz, kaptan köşkünden bir balıkçı bıçağı alıp ablasının evine doğru koşmaya başladı.
-Abla enişte çıkın lan nasıl yaptınız he kalleşler, hainler, çıkın dışarı
Eniştesi ablası dışarı çıkar. Ablası eniştesinin önüne geçer.
-Fehmi yapma ne olur dur yapma.
Fehmi ablasını kenara itti, bıçağı eniştesinin boşluğuna sapladı. Ablasına dönüp gırtlağından yakaladığı gibi duvara yapıştırdı. Bıçağı gırtlağına dayadı.
-Sen nasıl bir insansın kardeşine nasıl yapabildin. Abla sen nesin insan olamazsın öldüreyim mi? He öldüreyim mi?
-Yapma kardeşim yalvarırım yapma. Çocuklarımı düşün, doğmamış çocuğunu düşün yapma.
O sırada evdeki yeğenleri dışarı çıkmış ağlıyorlar, dayı yapma diye bağırıyorlardı. Fehmi usulca bağazından bıçağı kaydırdı, bıçak boğazını ince kesmişti.
-Allah belanızı versin, sakın sakın bize bir daha gelmeyin, sen ablam değilsin artık unutma.
Hakkı Bey ve Elif eve giderken önlerine Ömer çıktı. Elif ile Ömer bir birilerine baktılar. Yağmur hızlanmıştı ama gözleri kadar hızlı yağmıyordu. Ömer var gücüyle bağırdı.
-Elif seni alıcam, sen benim karım olucaksın, sen benim gözümde bıraktığım gibi tertemizsin. Sen benim Elif’imsin ağlama sakın başını öne eğme. Seni seviyorum ve senden vaz geçmeyeceğim.
Elif buna inanmayı o kadar çok istiyordu ki.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
5.3.2012