Tavla oynamayı çok severim. Tavlayı nişanlıyken Recepten öğrendim. Oynamayı hemen öğrendim ama oyuna başlarken pul dizmeyi bir yılda öğrendim. Bir müddet sayarak oynadım. Ama şimdi usta oldum. Bileğim kuvvetlidir deviremeyeceğim bilek yoktur.

Nişanlıyken Receple çay bahçesinde oturur sohbet eder tavla oynardık. Ben acemiyim ama Recep’i yeniyorum vay be nasılda öğrendim diye seviniyorum. Recep de gaz veriyor ‘’öğrendin sevgilim akıllısın da ondan aferin sana bak beni bile yeniyorsun.’’ diyor. Bana veriyor gazı bende gazla çalışırım. Verin bana gazı dünya ya meydan okur alırım. Ben bir kabarıyorum Recep ten öğrendim ve hocamı yeniyorum boru mu? Recep bana diyor.

-Hadi bir şeyine oynayalım nasılsa yeniyorsun.

-Olur neyine istersen ben yenerim seni nesine

-Ben buradayken seninle denize gideceğiz sen ve ben ama biraz uzağa

Ben kalakalıyorum bu teklifin karşısında birlikte denize gitmemiz yasak. Açıkçası bende utanıyorum. Beş yıl flört ettik, peşimden koştu. Eve bile attım ama deniz değince yinede utandım. Aman oynayayım nasılsa ben yeneceğim diyorum.

-Tamam kabul denizine ama çok uzağa gitmem ve sadece 2 saatliğine tamam mı?
-Olur diyor.

Başlıyoruz oynamaya önceden kötü oynayan açık veren adam şakır şakır oynuyor. Beni kırıyor hiç acımadan gözümün yaşına bakmadan. Kapılarımı kapatıyor taşımı içeri sokamıyorum. Ben hep gele atıyorum. Durmadan çift atıyor düşeş dübeş ne oldu bu adama ya. Recep beni iki ters bir düz yeniyor. Ben ağzım açık kala kalıyorum.Nasıl yani ben hep yeniyordum nasıl oldu bu şimdi nasıl yenildim.

-Sen hile yaptın. Şimdiye kadar ben biliyormuşum gibi yenildin yalandan şimdi iş ideaya binince yendin kandırdın beni saylamam

-Ben karışmam valla kumar borcu namus borcu sözünden dönmek yok denize gideceğiz.

-Tamam tamam gideriz ama beni kandırdığı nı unutmayacağım.

Recep’in beni ilk kandırışıdır. Saf ve masum duygularımla oynadı. Ne yapsam da ben bu deniz olayından kıvırsam diyorum. Çareler düşünüyorum nasıl sıyıracağım tek başına deniz olayından diye düşünüyorum. Kafamda ampuller yandı hatta stadyumdaki spotlar yandı.

Kız kardeşim ve hala kızlarını örgütledim. Ertesi gün geldiler bugün sizle takılacağız siz nereye biz oraya dediler. Annemde kız kardeşimi yanımıza gözetmen olarak katardı zaten. Ben gayet memnun gelin bizde deniz kenarına gideceğiz dedim. Sahile indik kızlar denize girdi biz sahilde kola içtik çekirdek çitledik. Recep beyin deniz hayelleri denizin dibine battı. Bende yırttım ‘’beni kandırır mısın benim adım Eray daha beni tanıyacaksın’’ dedim içimden. İler ki yıllarda tanıdı zaten.

Ben tavlada ustalaştım biz evlendik dört yıllık falan evliyiz. Akşam Recep işten geliyor. Yemek yiyoruz çay faslı Aslı uyuduktan sonra. Ben bu işlerle uğraşırken bakıyorum Recep koltukta uyumuş. Bu adam ne çok uyuyor ya ben adamı bu saatte uyutur muyum?

-Recep uyan Aslı uyudu hadi kalkda iki laf edelim.

-HIII

-Hadi ama kalk tavla oynayalım hadi Recep kalk.

-HIII

-Recep tavla oynamak istiyorum hadi ama. Dürtüyorum gıdıklıyorum saçını çekiştiriyorum adam uyuyor.

-Recepppp kalk bak elimde çakmak var seni yakarım.

-Eray git başımdan uykum var.

Çakmağı yaktım ayak başparmağına tuttum. Recep önceleri anlayamadı çakmak yandı yandı. Bir yanda da uyuyor ya ne adam hala daha farkında değil. Çakmak parmağında yanıyor. Ayağı yandı yattığı yerden bir fırladı.

-Yandım anammm parmağım yandı salak kadın ayağımı yaktın.

O yerinden fırlayınca bende yerimden ok gibi fırladım yatak odasına kaçtım. Kapıyı kilitledim Aslı uyuyor beşiğinde yatağında döndü.
Recep kapıyı yumrukluyor tekmeliyor. Ben içerde kapının arkasında tırstım ya kapıyı kırarsa Aslı da uyanacak az kaldı.

-Eray aç şu kapıyı sen salak mısın beni yaktın parmağım acıyor manyak.

-Ben sana dedim kalk diye bağırma kapıyı da yumruklama çocuk uyancak.

-Ben şaka yapıyorsun zannetim insan kocasını yakar mı be manyak kadın. Allah akıl fikir versin. Deyip gidiyor ben biraz daha bekliyorum oda da sinirleri yatışsın diye.Sonra bende oda dan çıktım baktım Recep gene koltukta uyuyor yuh anasını beee.

-Recep kalk tavla oynayalım hadi. Bende vaz geçmiyorum bende ki de inat.

-HIIIII

-Nerde benim çakmağım dememle Recep hemen kalkıp benimle tavla oynadı.

Sonunda tavlayı oynadım ve onu yendim. Recep birkaç gün o parmağının üzerine basamadı. ‘’Neden topallıyorsun’’ diye soranlara ‘’ayağımın üzerine bir şey düştü’’ demiş.

Ben Recebi tavlada hep yenerim havada karada denizde her türlü yenerim. Recep de acayip pul çalar, zar tuta, bazen onu takip etmekten oyunumu zor oynarım.

Yazın balkona kurulur çaylarımızı alırız tavlaya başlarız. Bütün bina bizi izler çok idealı oynarız. Ben çok pis psikolojik baskı uygularım. Dalga geçerim karşımdakini çıldırtırım.

Başlarım konuşmaya ‘’buna bilek derler ben senin gibi oduncu değilim oyuncuyum. Öğren de gel küçüğüm acılarla seni büyüteceğim. Ben bu tavlanın kitabını yazdım. Ara sıra imza günü yapıyorum gel de sana da bir kitabımı imzalayayım. Hadi koçum kemik. Bileğe bak bee ne istesem atarım.’’böyle sözler

Recebi veya rakibimi çıldırtır. Zarları öperim bileğimi öperim. Zarları üfletirim pulunu kırınca anlına yapıştırırım. İnsanı çıldırtırım. Benimle tavla oynaması zordur ama çok eğlencelidir. Etrafımızda birileri varsa hemen tribün olurlar izlemeye gelirler tatillerde izleyicilerimiz çok olur.

İdeasız oynamam hemen nesine derim. Receple oynadığım zamanlar. Dondurmasına, bulaşık yıkamasına, çay doldurmasına, tokadına, sırtında taşımasına, el öpmesine, ayak öpmesine hem de ayağının altını, ayak yıkamasına(Recebin ayağını öpmedim ama yıkadım). Recebi tıraş etmesine (Recebi tıraş da ettim sakal tıraşı). Hatta bıyık kesmesine evet bıyık kesmesine. Recep akıllanmıyor benim neler yapacağımı biliyor. Benimle inatlaşma ben değince hemen yap işte başına neler gelebileceğinin garantisi yok.

-Kes şu bıyıklarını be Recep ne olursun. Seni bıyıksız askerken gördüm. Sıkıldım hep aynı yüze bakmaktan değiştir şu yüzünü. Kes bak nasıl yakışacak karizmatik olacaksın. Nasılsa kökü sende ne olur Recep kes bıyıklarını. Seni daha çok beğeneceğim ve daha çok seveceğim.

-Ne istiyorsun bıyıklarımda yav kesmem.Sen beni böylede seviyorsun hem ben böylede yakışıklıyım.

Kesersin, kesmem iyi dedim içimden de ben sana o bıyıkları kestirmesini bilirim. Aradan bir müddet geçti.

-Hadi tavla oynayalım mı?

-Tamam nesine

-Yenersem sen bıyıkları keseceksin sen yenersen ne istersen yapacağım.

-Söz mü? Ne istersem mi? Bak vaz geçmek yok. Adamın gözleri akmak çakmak parlıyor niyeti kötü.

-Söz yapmayan eşek olsun.

-Tamam dedi
Başladık oynamaya çok çekişmeli geçiyor. Oyun dört dört oldu. Son el kana kan, dişe diş, heyecan son haddinde ve ben yendim. Ama Recep başladı kıvırmaya kesmem diyor başka bir şey demiyor. Ben bastırıyorum keseceksin. Kumar borcu namus borcu sen namussuz musun? Ben şimdi namusuz adamın karısı mıyım yazık bana diye ağlıyorum. Bıyıkları keseceksin diye tutturuyorum. O hayır diyor. Ben sana yapacağımı biliyorum diyorum içimden.

Recep yattı uyuyor aldım bir jilet usulca gittim yanına ses çıkartmadan. Hafifçe o uyanmadan bıyığının bir tarafını kestim bayağı kestim. Recep uyandı şaşkın elimde jileti görünce karı beni kesiyor diye bir çığlık attı. Sonra elini bıyıklarına götürdü yatağa dökülen bıyıklarına baktı. Ben yataktan fırladığım gibi en yakın banyo banyoya kendimi kilitledim. Kapının başında bağırıyor kapıyı yumrukluyor tekmeliyor.

-Kadın sen manyak mısın salak mısın bıyıklarımı nasıl kesersin.

-Ben sana dedim kes diye kesmedin.

-Ya ben senin manyaklıklarından bıktım. Bir de kadın ol be, uslu ol akıllı ol, deli olma korkuyorum senden gene ne yapacak diye.

-Sende sözünde durmayan döneksin dua et seni kesmedim

-Delisin sen bir gece beni de kesersin. Sen çatlağın tekisin çık oradan da bıyıklarımı doğru düzgün keseyim tıraş olayım.

-Ama bir şey yapmayacaksın değil mi söz mü?

-Tamam valla söz bir şey yapmayacağım çık hadi

-Salona git ben yatak odasına geçeyim sen öyle gel yoksa çıkmam.

Recep tamam diyor sözde salona geçiyor saklanmış. Ben kapıyı araladım baktım yok. Seslendim sesi yatak odasından gelmiyor uzaktan geliyor. Ben kapıyı açıp yatak odasına kaçmaya çalışırken o antreden karşıma çıkıyor. Ben koşuyorum o koşuyor sanise farkıyla ben içeri girip kapıyı kilitliyorum. Recep de tıraş oluyor bıyıklar gidiyor. Benim adım Eray benimle inatlaşılmayacak ben kestiririm.

Sinirleri yatışınca hadi kapıyı aç yatacağım diyor. Yemin ettiriyorum bir şey yapmayacağına dair. Kapıyı açtım birde ne göreyim karşımda başka adam bıyıksız tanıyamadım. Recep gitmiş parlak bir adam gelmiş. Recep nerde sen kimsin ben Recebimi istiyorum diyorum. Al sana yolunmuş Recep diyor. Dedim bir daha benle inatlaşma bak gördün mü ne oldu.

Bıyıkları uzadı ve bir daha bıyıklarını saçlarını kestirmeye tavla oynamadı. Bir daha da bıyıklarını kestirmedi. Eray la yaşamak böyle bir şey çok zordur ama insanın canı sıkılmaz. Artık uslandım böyle manyaklıklarım yok akıllı uslu bir kadın oldum.

Bazen içimdeki çocuğa gence uyup çılgınlaşıyorum o da hoşuma gidiyor ne yapayım ben böyleyim işte. Recep beni böyle bir kadın olduğum için aşık ve seviyor bende onu seviyorum.

Size Recebi böyle yazdığıma iyigösterdiğime bakmayın o bir melek değildir. Bazen beni çok üzmüş kırmıştır ama ben kötü anılarımı yazmayı sevmiyorum yazarken ilk günkü gibi canım acıyor. Kötü anı ve olayları hatırlamazsa hatırlatak şeylerden uzak durursak canınız acımaz. Herkes hem iyi hem kötü olabilir hissettiklerine bağlıdır.

ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
18.2.2012


-