- 560 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RUH ÇAĞIRMAK
RUH ÇAĞIRMAK
Herkes demokrasi çağırıyor,birde ruh çağıranlar var,KEMALİZM ruhu vs... Biz burda kemelizm ruhu çağıranlarla uğraşmıyoruz,konumuz onlar değil, zaten gerekmiyorda. Konumuza dönersek,unutulmamalı ki demokrasi devrimle gelir,devrimsiz demokrasi düşünülemez.Ancak bizim bahsettiğimiz devrim eski tipten bir devrim değil,devletsiz,diktatörlüksüz,bütün sınıfları yatsıyan toplumsal kolektiften bahsediyoruz...
Bugünü kavramadan,geleceğe ilişkin saptamalarda bulunmak anti bilimsel bir yöntemdir.Devrimler salt değiştirmekle yetinmezler,devrimler gerçeğin daha üst biçimlerini ortaya çıkarırlar.Geleceye ilişkin öngörüler, bugünün kavranan gerçekleri üzerinden ortaya çıkarlar,ve yeni bir toplum kavrayışının anlayışının oluşmakta olduğunu da gözlemlemekteyiz.
Devrimler dayatılamaz,devrimler bir ihtiyaçtan doğarlar.Erk’i elinde tutan sınıflar devrimleri geciktirebilirler ancak kesin durduramazlar,aksine; geciken devrimlerin depremsel büyüklüğü daha da şiddetli olur.Piyasayı kontrol eden uluslararası güçler,özel mülkiyetin mutlak üstünlüğünü ezilenlere dayatarak,toplumsal bütün dengeleri aslında alt üst etmişlerdir.Dünyadaki bütün savaşların temelinde yatan esas nedenler tamamen ekonomiktir.Demokrasi de bu anlamda müdahalelerin ve savaşların bir aracı olmuştur.Halk yığınlarını hareketsiz bırakmanınen en iyi yöntemi bugün demokrasi çağırmaktır.Kimileri de hala RUH çağırırlar.Kemalizm ruhu vs...
Amerikancı emperyalist doktrin, bugün hala tüm şiddetiyle işlemektedir.Doktrinin özü,dünyanın neresinde olursa olsun devrimci güçlerin,devrim mücadelelerinin ilerlemesinin önünü kesmek,engellemek,dahası açık ve örtülü çeşitli müdahalelerle devrimci mücadelelerin gürüldüğü her yerde ezilmesini emreden saldırgan bir politikadır. Amerika 1970, lere kadar savunma konumundaydı.
1917 -1970 dönemi devrimler dönemidir, ve emperyelizm ağır yenilgiler alarak geri çekilmiştir. Birinci ve ikinci dünya savaşlarına dünya işçi sınıfı ve dünya halkları devrimlerle yanıt vermiştir.1917 Sovyet devrimi,1949 çin, sonrasında Latin Amerika ,Asya ve diğer dünya devrimleri EMPERYALİZMİN KRİZİNİ DERİNLEŞTİRMİŞTİR.Bu süreçte geri çekilen emperyalist haydutlar ,1980’ den sonra tekrar devrimci mücadelelere karşı dünya genelinde büyük bir stratejik saldırı başlatmışlardır.Bu saldırıların başını, dünya halklarının baş düşmanı ABD çekmektedir.
1980’lerde ’’Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen’’ iflas etmişti,zaten dünyayı yöneten tekeller de bu durumu itiraf etmişlerdi.Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen yerine İMF,Dünya Bankası ve G7’diler konuldu. ABD, bu üçlü troyka aracılığıyla bağımlı yarı bağımlı ülkelere daha çok saldırarak,kemer sıkma,borçlandırılmış ülkelerin özelleştirme adı altında bütün varlıklarına el koyarak,ekonomik liberazisyonu yapısal uyuma bağlı olarak bağımlı,yarı bağımlı ülkelere dayattı ve bu ülkeler, hızla bütün KİT’lerini satmak zorunda bırakıldılar.Amerika,bu süreçteki saldırılarını İMF ve Dünya Bankası aracılığıyla gerçekleştirdi.
Sovyet emperyalizminin çöküşüyle birlikte, dünyaya eğemen olan ABD sermayesi emperyalist saldırılar karşısnda zaten zayıflamış olan sendikal bütün hareketleri ve sendikaları dağıtarak,dünyayı adeta köleleştirmiştir.Bugün insanlar ucuz emek pazarlarında adeta köle olarak çalıştırılmaktadırlar.ABD, bununla da yetinmemiş,gelişmiş ülkelerdeki endüstrüleri de yok etme noktasına getirmiştir.
Sermayenin aşırı merkezileşmesi,ARZ VE TALEP’deki dengesizlikler,azami kar ve artı değer,kapitalizmin krizini derinleştirerek, daha evelden geleceği belli olan bir büyük kalp krizine neden olmuştur.Bugün artık milli geliri eşitçe bölüşmeden, arz ve talep yasasını düzenlemek mümkün gözükmemektedir.Palyatif bir takım önlemlerle sadece süreç biraz ertelenebilir ancak,bu kapitalizmin krızini daha da derinleştirir.
Çünkü kapitalizm karekteri gereği dünya genelinde kutuplaşma üretmiştir,bu durum sonuçta hep savaşlara yol açmıştır. Bugün dünyanın yaklaşık 120 noktasında,ülkesinde savaşlar bütün vahşetiyle devam etmektedir.İnsanlığın bugünkü temel sorunu kapitalist barbarlığın mantığından kesin kopmayı gerektirmektedir.
Bunun yöntemi,egemen sınıflar hegemonyası yerine ,toplumsal kolektif hegemonya tesis edilmelidir.Çünkü kapitalizmin sık sık yaşadığı krizler,herkesin emeğine ,herkesin ihtiyacına göre ilkesini doğrulamıştır.Tek seçenek, bütün dünyanın tedricen ve durmaksızın sosyalist uygarlığa ve ordanda sınıf farklılıklarının ortadan kalkacağı topluma geçmesidir.
Kapitalizmin baskıcı ve istediğinde faşizme baş vuracağı karekteri,bütün toplumu etkileyen ekonomik yabancılaşmanın içindedir.Sosyalist uygarlık projesi ise, tamamen demokratik ve kolektif ortak aklı kullanır.Sovyetler’de ve Çin’de yani,sosyalist ülkelerde kapitalist yeniden restarasyon ve kriz,sosyalizmin kendi krizi değildi,sosyalist ülkelerde esas sorun,oralarda hala burjuvazinin sınıfsal olarak varlık sorunuydu.Soyalizmin temel sorunu bu varsıl sınıfları mülksüzleştürerek genel topluma entegre etmektir.Hatta tek parti diktatörlüğü yerine toplumsal denetim mekanizmalarını devreye sokarak burjuvaziyi sınıfsal olarak tasfiye etmelidir.
Ekonomik yabancılaşma,metaların pazarda alınıp satılması ve paranın piyasalarda bir dolaşım aracı olması, kapitalist yeniden restarasyonun tipik bir biçimidir.İşçi ürettiğini parayla satın alıyorsa,zaten orda emeğe yabancılaşma vardır.Bu durum süreç içinde yeniden sınıfsal farklılaşmayı zaten yaratır.Ancak;herkesin yeteneğine ve herkesin ihtiyacına uygun üreten bir toplumsal sistem en direk bir şekilde kapitalist yocuların önünü tıkamış olur.Arz ve talep birbirini dengelediğinde,azami kar ve artı-değer ortadan tamamen kaldırıldığında sömürü ve sınıf farklılıklarıda ortadan kalkmış olacaktır.Bugün bütün kötülüklerin nedeni,azami kar,artı değer ve fazladan gereksiz olan, kapitalist için üretimden gelmektedir.
Ancak kapitalizmin bu son krizi 1929 krizinden daha da ağırdır.Kapitalizm artık durmaksızın savaş üreten ölümcül bir makinaya dönüşmüştür ve her kriz daha büyük bir yeni krizi tetiklemektedir. İşte kapitalizmin ölümü tam da bundan olacaktır,yani kendi ölümümden kendisi sorumludur,kimseyi zan altına alamaz.Dermansızdır.YAZIK !!!
Erdoğan Ateşin
18.11.2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.