Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
sami biberoğulları
sami biberoğulları

DAYAK YASAK.

Yorum

DAYAK YASAK.

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

885

Okunma

DAYAK  YASAK.

DAYAK YASAK.

İlköğretim okulllarında görev yapmanın en tatsız yanı her sene teftiş görmektir. İşin bir diğer kötü tarafı da neredeyse her sene teftiş heyetinin değişmesi ve her teftiş heyetinin sizden farklı şeyler istemesidir. Bir örnek vereyim:

Sayın müfettiş ’’ Hocam plan defterinizi getirin ’’ dedi. Çantamı açtım. Plan defterini önüne koydum. Defteri açar açmaz başladı ’’ Hocam olmaz böyle siz önce konuyu , sonra konunun amaçlarını yazmışsınız. Oysa sınıfa girerken sizin bir amacınız olmalı değil mi? O bakımdan önce amaçları yazacaksınız, sonra konunun ne olduğunu. ’’ Meslekte biraz kıdemlenince müfettişlerle tartışılamayacağını çeşitli tecrübelerle anlıyor insan. Ben de tartışmadım ’’ Tamam efendim bundan sonra önce amaçları, sonra konuyu yazarım ’’ dedim ve aynen de öyle yaptım.

Ertesi sene bir başka teftiş heyeti geldi. Müfettiş bey yine her zamanki gibi öncelikle plan defterini istedi. Çıkardım plan defterini koydum önüne: ’’ Hocam bu ne saçmalık. Sizin öncelikle bir konununuz olmalı. Konu belirlendikten sonra onun bir amacı olur. Dolayısıyla önce konuyu, sonra amacını yazmanız gerekir’’ diyerekten hafiften bir fırça attı. ’’ Efendim geçen sene gelen Ali Bey bana planı bu şekilde yapmam gerektiğini söylemişti ’’ deyince de kükredi adeta ’’ Ali Bey halt etmiş. Olur mu öyle şey. Önce konu yazılacak’’ deyip kestirdi attı.

İkisinden biri halt ediyordu ama hangisi? Ya da ikisi birden ... Çünkü planın şekli şemaili o kadar önemli olmamalıydı eğitimde. Önemli olan sizin sınıfa girdikten sonra o planlarda yazdıklarınızın ne kadarını ve ne şekilde öğrencilere aktarabildiğiniz olmalıydı asıl konu ama bunun üzerinde çok da fazla duran yoktu. Önlerine çok kalın bir dosya koyabildiğiniz takdirde başarılı, zayıf bir dosya koyarsanız başarısız oluyordunuz. Örneğin Eğitsel kollardan Tiyatro kolu üzerinizdeyse yıllık faaliyet raporuna ’’ Falanca yazarın filanca eseri sahnelendi ’’ yazmışsanız. O eseri beş altı defa tam dolu bir salonda sahnelemiş olmanız bir anlam ifade etmiyordu. İlle on- onbeş sayfalık bir rapor halinde sunacaktınız ne yaptığınızı. Bu kadar uzun bir rapor okunur muydu ? Hiç sanmıyorum.

Müfettiş heyetlerinin üzerinde mutabakata vardıkları ender konuların başında ise öğrencilere dayak atılmaması gerektiği geliyordu. Teftiş sonrası yaptıkları son genel toplantıda mutlaka bu konuyu dile getirir ve öğrencilere kesinlikle dayak atılmaması gerektiğini ifade ederlerdi. Hatta ’’öğrenci döveni oyarım’’ diyenleri bile vardı.


Okulumuzun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Saffet Bey asabi bir adamdı. Olumsuz davranışlarda bulunan öğrencilere çok şiddetli bağırır, fena halde azarlar ama dayak atmazdı . Pardon Özer Malçok hariç hiç kimseye dayak atmazdı. Özer ise okulda tüm öğretmenlerin en az bir kere en azından bir tokadının tadına bakmış olan yaramazlık denilen kavramın mücessem bir örneğiydi.

Ne yazık ki Müfettiş bey Saffet Hoca’yı işte bu Özer’in de içinde bulunduğu sınıfta teftiş etmiş. Öğrenciler önceden sıkı sıkıya tembihli olduklarından sınıfta çıt çıkmıyor lakin sınıfta Özer var dolayısıyla da çıt dan daha fazla şeyler oluyor. Özer önce yanındaki arkadaşının kaba etine, kaleminin sivri ucunu dürtükleyiveriyor. Saffet Bey çıkan ’’ Ah ’’ sesine içinden ’’Ya sabır’’ diyor. Sonra önündeki öğrencinin ensesine tokat geliyor Özer’den. Saffet bey yine ’’ Ya sabır ...’’ Kız öğrencinin örgülü saçlarından asılıp ona da ah çektirince Özer, Saffet bey dayanamıyor artık Özer’e basıyor tokadı. Hem de müfettişin huzurunda.

Müfettiş ’’ Hocam ne yapıyorsun sen. O kadar konuştuk, izah ettik, genelgeler gösterdik. Dayak yok. Bunu artık kafalarınıza yerleştirin. Dayak yok. Benim yanımda bile bu çocuklara dayak atabiliyorsanız kim bilir ben yokken neler yapıyorsunuzdur bu çocuklara. Maalesef hakkınızda olumlu rapor yazamayacağım ’’ Diyor. Saffet Bey bir ’’ Ya sabır ’’ daha çektikten sonra on dakika daha derse devam ediyor. Tabii ki müfettişten de arka bulmuş olan Özer’in çaktırmadan yaptığı tacizler altında. Sonunda Müfettişe dönüyor ’’ Hocam dersi size bırakıyorum söyeleyeceğiniz şeyler vardır çocuklara ’’ diyor ve kürsüyü müfettişe bırakıyor.

Müfettiş bey geçiyor karatahtanın başına Çocuklar öğretmeniniz sizlere Allah’ın zati sıfatlarını anlattı. Ben de subuti sıfatlarını anlatacağım diyor ve tahtaya yazmaya başlıyor Hayat, İlim , Semi, Basar...Özer basıyor elindeki sil giyi. Tam da müfettişin kafasının kel noktasına. Hedefe tam isabet yani. Müfettiş hışımla dönüyor ’’ Kim o terbiyesiz? ’’ Tüm öğrencilerin parmakları Özer’i işaret ediyor. Müfettiş okkalı bir tokat indiriyor Özer’e. Tam ikincisini patlatacakken Saffet bey yakalıyor kolunu. ’’ Hocam dayak yasak ...’’


O OKULUN 1999 DEPREMİNDE YIKILMADAN ÖNCEKİ HALİYLE YATAKHANE BİNASI... 1610 YILINDA YAPILMIŞ OLAN BU BİNA 1920 LERE KADAR TÜRKİYE’DEKİ TEK ERMENİ RUHBAN OKULU OLARAK GÖREV YAPMIŞ.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dayak yasak. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dayak yasak. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DAYAK YASAK. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sedat_ERDOGDU
Sedat_ERDOGDU, @sedat-erdogdu
12.11.2011 16:28:50
her okula bir Özer gibi öğrenci şart...
A-BI-HAYAT
A-BI-HAYAT, @a-bi-hayat
12.11.2011 01:24:41
Bana oğlumun okuduğu okulun müdürünü hatırlattı ana okulundan başlayarak ve 5. Sınıfta taşımamız nedeni ile son bulan münakaşamızı unutmam mümkün değil . Sağ olsun müfettişlerimizden yoksa müdürle baş etmem zor olacaktı. beni tehdit eden müdür beni görünce yolunu değiştiri olmuştu . Inatla 5 sene boyunca sürekli karşısına çıkararak varlığımı hatırlatmam velilerin işine geliyordu onca insanın kabusu olan müdür beyin kabusu olmuştum resmen :) . Anlattığınız trajikomik bir hikayeydi aslında emeğinize yüreğinize sağlık . Saygılarımla.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
11.11.2011 16:42:29
Bir müfettiş aday adayı olarak müfettişlere karşı bu yanlı tutumunuzu kınıyorum hocam:)))

Şaka bir yana, bu anlattıklarınızın hepsi fıkra gibi. Bir insana bu kadar renkli bir hayat nasip edilmiş, ne güzel.

Her zaman dediğim gibi, iyi ki arkadaşınız size bu siteyi önermiş. Yoksa o hoca bu Saffet hoca mı? O da Din'ciydi ya.

Hayranlıkla kutluyorum.

Saygılar.

Aynur Engindeniz tarafından 11/11/2011 10:02:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
7TEPE
7TEPE, @7tepe
11.11.2011 14:47:40
:) Özer dövülmez yaa... çocuk biraz haylaz olmalı

Müfettişlerde yani...

önce tabii amaç olmalı sonra amaca uygun konu belirlenmeli

:)))) yani zannımca...

:) çok güzeldi. sevgiler Sayın Yazarım.
meryemel
meryemel, @meryemel
11.11.2011 13:09:50
Hoş bir hikayeydi...
sa
sabri ayçiçek, @sabriaycicek
11.11.2011 12:54:40
Merhaba,
Bu yazınızı biraz da "evet,aynen böyle" diyerek okudum.
Diyeceğim şudur:Bir ilköğretim müfettişinin(Şimdi adı eğitim denetmeni oldu,bir arada eğitim müfettişi) sınıfta ders anlatmaya kalkması da hoş bir davranış değildir.Çünkü hangi ölçülerle bir başka öğretmene "model" olacağı tartışmalı bir konudur.En azından "yaratıcılığı" da engel bir haldir.Ayrıca soru sormaya kalkmak da gereksizdir.Objektif,geçerli ve güvenilir olması gerekir sorunun....Bir anda nasıl olacak ki bu?
Her yıl teftiş ise "güvensizlik" eseridir.En azından üç yılda bir olmalı ve rehberlik de "ben/biz geldikle"olmaz.Ortada talep olmalı,talep...
Dayak mı?Bu acıklı olduğu kadar acınası bir haldir ancak 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren Ceza Kanununda önceki yasada(765) ne yazık ki "eğitim amacıyla dövmek" kabul gören bir anlayış ve yasa maddesiydi.(477.maddesi)
Dileğim bu mesleğin reorganizasyonudur.Bu haliyle olmadığı kesin de ondan!
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU, @ibrahimerzurumlu
11.11.2011 12:05:01
10 puan verdi
Evet,hocam maalesef yazılan mevzuatlar ve yapılanlar hiç tutmaz bu memlekette...Mevzu- at olunca gelen biniyor giden biniyor...hani bilinen bir fıkra varya;

Şişman bir kadına, doktor'u; sana son bir şey daha önereceğim zayıflaman için... at'a bineceksin..Günde bir saat at süreceksin...tamam mı? tamam...

Bir ay sonra sonuç; At on kilo zayıflamış...hani mevzu-at olunca böyle oluyor...


Selamlarımla hocam, yine tatlı ve akıcı bir anlatım yapmışsınız...







İbrahim ERZURUMLU tarafından 11/11/2011 12:07:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL