Ruhsuz beden
Nefessiz yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız...Her gunünüz büyük bir acıya maruz
kalsaydı. Damarlarınızdaki kan kırmızı değil de siyah aksaydı ya da hiç akmasaydı.
Bedeniniz ve ruhunuz sizin emirlerinize uymasaydı. Her geçen gün çevrenizi görmeniz
zorlaşsaydı. Bunlar ne anlama geliyor hiç düşündünüz mü ...Ben düşünmeye çalışıyorum
fakat bir şey düşünmek bile o kadar acı veriyor ki.. Önce aklıma sordum neden diye hani akıl
her şeyi çözer ya..Yanılmışım , aklım benimle konuşmıyor bana cevap vermiyor ama neden?
Oysa ben aklıma güveniyordum beni aydınlatacağını sanıyordum. Sanmamla kaldım...
Ben de, kalbime sorarım dedim hani o biraz daha cana yakın ya. Belki beni anlar dedim.
...
Anlamıyorum, kalbim neden susuyorsun. N’olur konuş benimle bir şey söyle .Susma...
Kalbimde ateş gözlerimde yaş , beynimde kurşun..
Duyularımı kaybettim.Tat alma , işitme ,görme özellikle de hissetme duyum hiç kalmadı.
Bana ne oluyor böyle, neden kendimi tanıyamıyorum.
Elimi sol yanıma , kalbime götürdüm. Hiçbir kıpırtı hissetmiyorum. Doğru ya benim hissetme
duyum kaybolmuştu.Artık unutkanlık bile başlamış.Ruhum yaşamıyorken bedenimin
yaşamasının ne önemi var ki...Bunu istemiyorum..Tanrım sana yalvarıyorum al bu cansız
ruhsuz bedeni. Koy cehennemine yansın...