Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Bayram KAYA 1
Bayram KAYA 1

Avatar Kalıp 1

Yorum

Avatar Kalıp 1

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

536

Okunma

Avatar Kalıp 1

Bir Avatar Kalıptır Sosyal Ve Toplumsal Yaşam

Var oluş, çevre ile zorunlu bir bağ ilişki biçiminizi belirler. Bu ilişki biçiminiz, daha çok kendi organik hemcinslerinizle olan girişme ise insani bir sosyal ilişkidir. Bu bağlamda sosyal ilişki; organik-organik bağ ilişkisidirler. Hemen her canlının geçmişten geleceğe doğru akan koloniye ve simbiyotik olacaktan yukarı (ileri) doğru bir sosyal ilişkisi biçimi vardır.

Bu ilişki tipleri, daha çok aynı türler arasındadır. Bir hücre düzlemindeki ortaklaşa yaşam, organelci tip kavradığımız bir birlik ilişkisi vardır. Bu kabil birlik; farklı hücre tipleri birleşmesi iken, dışta daha çok aynı türün kişileri arasında, organ eldi (organize, kurum elci) birlik ortak yaşam işlev eşmesidirler.

Denebilir ki sosyal yaşam, organik monemer düzlemde başlar. Farklı özellikli organiklerin mitokondri, kloroplast gibi bir düzlem içi ilişki ile bir araya gelmeleri ile polimer yapılara ulaşılmıştır. Bir vücut bütünlüğü bağlamında, sosyal yaşam dıştan vücut(ego)-vücut ilişkisi olaraktan; biyolojik bireylerin bağ ilişkileri oluşlarla vardır.

Ama toplum, biyolojik birey oluştan milyonlarca yıl sonra vardır. Şunun şurasında kabaca sekiz on bin yıldan bu yana toplumlar vardır. Tekil olacakla, ilk kuşak organiklerden sonra, sosyal yaşam; biyolojik bireylerden öncedir. Oysa sekiz on bin yıldan bu yana da tabii ki sosyal yaşam da dâhil olmak üzere, toplumlar kişinin yaşamından önce vardır.

Bir sosyal yaşam ve toplumsal yaşam içine doğduğunuzdan ötürü, sosyal oluşla ve toplumsal oluşla davranırsınız. Tıpkı su içinde oluşla, yüzmek gibidir. Bu nedenledir ki insan ne sosyal varlıktır. Ne de toplumsal varlıktır. Sosyal alan, sosyal ilişkilerinizi; toplumsal alan da, toplumsal ilişkilerinizi belirler. Böylece sosyalce oluşla ve toplumsal oluşlarla, davranmak zorundasınız o kadar.

Bu yüzden kişiler; belli bir düzey ve düzlem aşamasına gelmiş sosyal yapılar içine ve toplumlar içine doğarlar. Döle (erkek eşeme) ve yumurtaya (dişi eşeme göre) vücudunuz bir kalıptır yani dışa değin verili ilk temas kalıbınızdır. Vücudunuza göre de ilk temas kalıbınız önce sosyal çevrenizdir. Sonra da toplum sal çevrenizdir. Sosyal ve toplumsal çevreniz sizin doğa ile aranıza bir iletişime, bir göbek bağ kordonu oluşla, seçme ayıklama yapan, girişme avatar kalıplarınızdırlar.

Nasıl bir avatar kalıp vücut bütünlüğü olmadan, iç işleyiş ve içsel girişmeleriniz olamazsa; sosyal ve toplumsal avatar kalıp girişmeleriniz olmadan da; milyarlarca sene öncesi koşullara göre değil de, şimdiki koşullarda; dış girişmeleriniz, oldukça zor ve şimdiki haliyle neredeyse imkânsız olurdu.

İşte içine doğulan bu sosyal ve toplumlar yapılar, kişilerin önceden içlerine dâhil olduğu kendi aitti yapıları değildirler. Siz doğumla, hem sosyal yapıya dek, hem toplumsa yapıya dek avatar girişme kalıbını hazır bulursunuz. İçlerine doğulan sosyal yapılı ve toplum sal yapılı avatarın; ne kişiden önceki hali, ne kişiden sonraki hali ile bulunması, hiç bir zaman kişilerin değildirler. Ama siz, bu avatar kalıbı kullanılırken, bu kalıplar sizden de renk ve ruh tınışımı tutarlar.

Söz gelimi; sosyal yapı avatarları, size bir inanç eğimi aktarır. Ama siz tekil iken onu farklı renk ve ruhla algılar ve yaşarsınız. Bunu avatar kalıba yansıtırsınız. Yine toplumun size verdiği bir branş olacağın, ya da mesleki olacağın olumsa toplum avatarınıza siz; bir idealist olmanın heyecan ve motifleriyle kendi egoca fışkırmanızı yapabilirsiniz.

Sosyal yapı, halka ve kişiye değin, özel ve öznel olan yaşam ilişkileridirler. Toplumsal yapı, nesne-özne üretim ilişkileridirler. Ya da nesne-insan girişmesi olacakla ve nesne insan biçimlenmesi olan yapıdır.

Kişilerin içlerine doğdukları bu iki yapı; sosyal ve toplumsal yapıdırlar. Kişiler kendi ömürlerine göre uzun olan; evrensel oluşa göre geçici olan bu iki yapının içine doğdukları andan itibaren girişimlerine başlanışla, öldükleri ana kadar süren bir öğrenme ve kullanma devinmesini oluşurlar. Sos yo toplum kişilerinin bu etkileşimleri; iyice anlamak, benimsemek zorunda oldukları, büyüyen bir kalıp yapıdırlar.

İşte doğduktan, ölene değin, kişi çevresi olan bu avatar kalıp: Kişinin hayata başlaması için yol haritası ve iletişim kuracağı verili, sınırlı, örnek pusula kalıptırlar. Ki insan yaşamına, belli bir noktadan itibaren verili başlangıç noktası olurlar. Bu yapılar, insan yaşamına bu nokta ile start veren, kişiler yaşamını bu nokta esasında başlatıcı, geçici çevre kalıp formudurlar.

Bu örnek kalıplar ikisek yaşam alanına değin (toplum ve halk alana değin) yaşam formlarını yansıtmak zorunda. Form içi insan öznesi olan (bilen ve eylem yapan) benler ile yine insanın tinselliğini yansıtan inanca dek öznellikleri; bu avatar kalıpla kurdukları iletimeler gereği, zorunlu bir etkileme, etkilenme çıkarımlarına girecektirler.

Kişiliğiniz olan özne ve öznelliğiniz yaşadığı süre içinde size emanet bir kalıp avatar formla, dışınızda olanlarla eytişim (diyalektik) içindedirler. Kişinin egosu, vücut avatar kalıbıyla; vücut avatar kalıbı da sos yo toplumsa avatarıyla kurduğu bu diyalektik bağlantısını giriştirir. Karşılıklı olacaktan etkilemeler, etkilenmeler oluşla, etkilediğinden de etkilenmeyi başaramamasıyla kişilerin ne çevrelerini anlamaları olası olurdu, ne de yaşamaları olanaklı olurdu.

Sürecek

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Avatar kalıp 1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Avatar kalıp 1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Avatar Kalıp 1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL