Okuduğunuz
yazı
4.10.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
............................
....
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçerik yazının ele aldığı konusudur.Ensest ilişkinin bir yazında kullanılmasına karşıyım.Çünkü bilmeyeni kışkırtabilir,aynısına yönlendirebilir...Tabiki insan istediğini yazmakta özgürdür ama bu tür konular tarzım değil...
Paylaşımınız için teşekkür ediyorum.Yaşantılar insanda izler bırakır.Düşüncenizi onaylıyorum.Endişemi de belirtmiştim.Neyse umarım yanlış anlamazsınız.Benimki sadece fikir beyanı idi,sizi yermek değil...Selamlar...
Yazıının ele aldığı konuya "anafikir", yazının noktasından virgülüne, sözcüklerinden, paragrafına kadar sahip olduğu malzemeye de "içerik" denilir diye biliyordum ben, o soruyu sorduğum için özür dilerim ve aydınlatıp yanlış bilgimi düzelttiğiniz için teşekkür ederim... Bu durumda yazının içeriği ensest ilişki mi, yanlış çocuk yetiştirilmesi mi, tereddüte düştüm doğrusu.Saygıyla..
Size saygı duyuyorum, haklısınız. Bendeniz, mizah ve aşk öyküleri yazmayı deneyen biriyimdir genelde, ama arada bir çocuk suııstimallerini ele alan AYŞE, KİRAZ, BAYAN TUĞBA... gibi öyküleir de yazmalıyım, sizin tercihinize de saygı göstermeliyim... Bakın, bendeniz askere gittiğim yıla kadar YETİŞTİRME YURTLA yetiştirme yurdu lojmanlarında yaşadınm.RINDA müdürlükler yapan bir babanın yanında,yetiştirme yurdu lojmanlarında yaşadım. Oyunlarımı yetiştirme yurdu avlularında yetiştirme yurdu çocuklarıyla oynadım, derslerime yetiştirme yurdu kütüphanelerinde, yetiştirme yurdu çocuklarıyla çalıştım. Onların bazılarıyla hala devam eden dostluklar kurdum...Kafamın içinde, o çocuklarla ilgili yüzlerce anekdot var ve ben zaman zaman onları öyküleştireceğim. Onlardan bazıları cinsel suiistimalleri ele alacak... Okumak isteyen dostlar okur ya da okumak istemeyenlerin okumasını zaten arzu etmem, çünkü okumayan insanla zaten dostluk yapamam... Saygıyla
Salla altıncı yola onları... Fazlaca ukelalarını yasaklı klisteme aldım,ben çocuk suiistimallerini içeren öyküleri arada bir yazmaya devam edeceğim, ama bundan sonraki öykülerimde onların yorumlarını okumak zorunda kalmayacağım. Size saygı duyuyoerum, çok iyi bir öykücüsünüz...
kemnur bey bütün yorumları ve konu içeriğine verilen görüş tebkilerini yaklaşık bir saattir okuyorum..Neden mi ? kendimle yüzleşmem gereken bir konu okudum sayfanızda.Ve aklımdan atamıyorum.Ben iki çoçuk annesi olarak araları 15 ay çok ca tedirğin oldum ve bu konuda kendimi eleştirmekten uyuyamıyorum. velhasıl ben eşimden ayrılalı 4 yıla yakın oldu. Evde bir babamızda yok.Ama benden çok iki kardeş birbirlerine öylebir bağlılarki..bu yazıyı okuyana dek hep gurur duydum..sevindim.. şimdi sevinemiyorum inanın..evde yanlız kaldıkları bile oluyor en uzadiye maksimum 3-4 saat. yaşları yakın ve çok iyi anlaşıyorlar hatta yaşanılan sorunlar onları birbirlerine ve bana kenetledi diye düşünüyorum..
şimdi korkulu bir anneim.. bu yazıyı eleştirmekten çok takdir ettimki sebebi aslaa aklıma gelmeyen bu ihtimali aklımla başıma getirmeyi vesile kıldığınız için..çok dikkat ve ehemmiyet isteyen bu konuda ben inanın çok düşüncesizlik ettiğim noktalar olmuş.
mesela odalarını ayırmamamk gibi..oğlumu ablasına birkackez bilincsizce çıplakken izlemesini görüpte,ayıp annecim olmaz sen odadan çık diyerek konuyu kapatmak gibi ;:(( nekadar çok teşekkür etsem azdır...bu saatten sonra başka dertler vız gelir..Yapacağım çok şey var bu konunun verdiği korku ile...ve yorumlar da çok üzücü şeyler okudum..insanlar herşeyi alırınca anlıyor.. o yüzden sizi anlamalarıda zor olmuş..tebrik ve saygılarımla! ....:(((
Bizde kaleminize hürmetle eğiliyoruz.. Şuan çoçuklarımı izleyip,analiz yapmak ile meşguldüm..sayenizde efendim! Bir anne olarak olumsuzları düşünme gibi gerceklerden kacarız yada aklımıza dahi getirmeyiz. Akıl akıldan-kalem kalemden üstündür. GÖzden kacan bir ayrıntı;koca hayatların mahvolmasına sebebiyet verebilir. Duyarlılığınız kaleminiz daim olsun..tşk'ler!
okumakta biraz gec kaldım ama;sonunda okudum ve değdi doğrusu.. Üstelik ödül bile almış değrli eseriniz..kUTLUYORUM EFENDİM.. Gec okumamı maruz görün inş..okuyacağım diye not bıraktığım daikadan sonra biraz zoor saatler yaşadım..Ve gec kaldım.. Zaten düşünmekten iflasın eşiğine gelen zihnim,bu yazınızla komple iflas bayrağını çekti. Kadım dondu yazının içeriğinin o yöne kaydmasını tahmin etsemde ilerlerken,umarım dedim düşündüğüm gibi olmayacak..:((( ALLAH ÇOK SABIRLI BİZ HADDİNİ AŞAN NEFS SAHİPLERİNE.. İNSANLAR NEDEN ÇANAVARLAŞMAK İÇİN ÇABALAR Kİ? YADA NEDEN HER İÇİNDEN GECENİ UYGULAMAYA DÖKER..:((
Yazınız içerik olarak toplumun görülmek istenmeyen bir yüzünü yansıtmıştır sayın kemnur...Her an basında veya çevremizde duyduğumuz ürktüğümüz olaylar ve gerçeğimiz.Anlatım, üslup olarak konuya hakim olmanız da gayet güzel.O sahneyi yaşattınız bir yazar olarak.Yazı konusuna itirazlarda olabilir.
Önemli olan fikirdir, çözümdür.Konuyu ele alırkende çok geniş bir çerçevede yansıtmak yazarın görevidir.Esnest ilişki safhası...
Bayan Tuğba ile bay Tuna.
Bu sahneyi yansıtınız bazı okurlarda etkilendi elbette itirazlar ile.Sizin etkileceğiniz sahnelerde olabilir diyebilirim.
Siz hiç anasını beceren birini duydunuz mu?.. Ya da oğlunu? Ya da babasını?
Umarım ürkmemişsinizdir?..
Bay Tuna ile bayan Tuğba masum kalır...
Esnest ilişkiler sahasına girmek gerçekten bir beyin olarak bizim açımızdan çok lükstür diye düşünüyorum.
Sayın kemnur bu olayın ebeveyn ile ilşkisi olay açıklanmaz...Evrim aşaması bu olay..7 milyonluk mağara yaşantısının bir sürecinin sancıları.Hayvan insan ile modern insanın aşaması.İhtiyaçlarına göre hareket eden geri kalmış toplumlarda yaşanan sancılar.Bir bakıma hasta toplumlar.
Değerli bir hanımefendi yazar, benim için, arada bir böyle öyküler yazmakta ısrar ediyor, demiş; galiba haklı...İki yaşındaki evladına tecavüz ettiren anneyi de yazmak gerek. Bakın bu, birinci oğlan iyi/kahraman/ jön olmalı, sinemasına aykırı bir şey olsa da arada sırada kötü karakterlere de başrol verilmeli...
YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
Öncelikler yazınız biçimsel olarak akıcı olmuş.Ancak içerik olarak toplum ahlakına aykırı bir konu olduğu için hoş bulmadım.Yine de emeğinize sağlık...Ayrıca site editörümüze böyle içerikli bir yazıyı günün yazısı seçtikleri için sitemlerimi bildiririm...
sevenblue tarafından 10/5/2011 5:10:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
içerik dediğiniz nedir?i evlatlarımızı yetiştirirken yaptığımız hataların nelere mal olabileceğini anlatan bir öykü yazılmış olması mı? nedir öykünün içeriği sizce?
Öncelilkle yazınızdan dolayı cesur yüreğinizi kutlarım. Topluma aykırı gelen bir olguyu dik bir duruşla ele almışsınız. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu tür ensest olan ilişkileri tasvip etmiyorum. Yanlış da anlaşılmamak adına bunu belirteyim. Yazdığınız türden ilişkiler olmuyor değil. Ama fiiliyata dökerek ama zihinlerde kalarak. Dediğim gibi tasvip etmiyorum. Ama bunları dediğiniz gibi yazmamakla da gizlenilmiyor. Yazılmalı ki insanlar daha çok dikkat etsinler bence. Yazılan her konu insanlara ters gelebilir. Ama en başta saygı ister. Sonuçta bu tür ilişkiler insanların küçükken yaşadığı olaylar sonucu oluşan yönelmelerdir. Ama ensest bir ilişki yine de hoş görülmemelidir. Daha önce duyduğum bir haberde Avustralyada yaklaşık kırk yıla yakın bir süre ayrı kalan baba ve kız karşılaşınca birbirilerine aşık olurlar. Sonrada bir çocukları olur. Devlet olaya el koyar. Çocuk ellerinden alınır. Şimdi böyle bir olaya ne demeli? Bu insanları öldürmeli mi? İnsanlarımız malesef doğru dürüst bir şey okumuyorlar. Ve kendilerine ters gelen şeylere de hep sertlikle yanıt veriyorlar. Kürt olmak,dindar olmak ya da olmamak,eşcinsel olmak gibi düşünceler de terslenebiliyor. Çoğunluk karşısında azınlık her zaman savunmasız kalabiliyor. Bana göre insan özgür olduğunca yaşar. Zorlamayla yapılan sadece zulümdür. Günün yazısında aykırı bir konuyu cesur bir duruşla ele alan yüreği kutlarım. Ve belirteyim ki ensest bir ilişkiyi yine de tasvip etmiyorum. VE KİMSE BİZDEN BİR ŞEY ÇIKMAZ DEMESİN.
Günün seçkisi seçilmesine itiraz ve yadırganma haricinde; sadece kendi fikrimizi yazarı başka bir şeyle itap etmeden önce düşünmeliyiz...
Ünlü pedagogların çocuk eğitimi konusunda mantığın kötü örnek verilmesi yöntemiyle insanlar daha etkili bir şekilde uygulamalarda başarılı olmuşlardır.
Özellikle yazının ilk paragraflarında açıkça ders verildiği kanaatindeyim. Her ne olursa olsun; kız ve erkek kardeşlerin cinsel olarak birbirlerinin fizyolojik yapılarını tanımadan önce odaları ayrılmalıdır.
Bu oda ayırma meselesi maalesef maddi olarak imkan olmadığı yerlerde yapılmamaktadır. Özellikle birkaç çocuğun tek gözlü evde yer yataklarında yatma meselesi Türkiye'nin bazı yerlerinde hala devam etmektedir.
Biz; öncelikle bu yazıyı okuduktan sonra önceliklerimizi belirtmeliyiz. Şöyle ki:
-Yazarın amacı ensest ilişkiyi güzel göstermek olmadığını anlamalıyız.
-Bu yazı ebeveynler için önemli bir ders niteliğinde yazıdır.
-Küçük çocuklardan elbette saklanmalıdır.
-Site kuralları içindedir; ama marjinal bir sonla bitirilmesi zihinlerde absürt olduğuna dair izlenimler sunmuştur.
-Bu yazı esasında çok da ucuz kurtarılmış ifadelerle anlatılmıştır; daha kötü neler var neler!
-Kardeşlerin birbirine cinsel istek duyması normaldır. Bu Hz. Adem çocukları arasında vuku bulmuştur; sonradan dinen yasaklanmıştır. Aslında bu konunun düşünülmesi lazım iyicene. Bu konular gizlendikçe daha fecaate yol açabiliyor. Daha birkaç gün önce ninesine tecavüz edecen torunu ve arkadaşını duymuş biri olarak; eğitim olarak çok dikkat edilmesi gereken bir konu!
-Dini eğitim aksatılmamalıdır. Anne ve babalara yine bu konuda çok büyük görevler düşmektedir.
-Yazıyı yadırgamıyorum; Rabbim bizi daha kötüsünden ırak eylesin.
Benim de bir gün çocuklarım olursa; aynı odada onların büyümesine engel olurum. Bir yönüyle ecnebilerin kardeşler arasında ki soğuk yakınlaşmalar en iyisi.
Ders verici nitelikte olmasından dolayı; öykünün sonu da rahatsız etmedi beni. Baştan beri beklenen bir sahneydi çünkü.
BENİ ANLAYAN BİR İFADEYLE YAZILMIŞ DEĞERLİ BİR YORUMDU. İNANINKİ ANLATIMIMIZDA KUSURLU YANLAR OLSA DA MAKSAT ANLATTIĞINIZDAN İBARETTİ. çocuklarının odalarını 7 yaşından itibaren ayıran ve hele hele ergenlik dönemlerinde çokca başbaşa kalmalarına engel olan ailelerin kaygılanmaması gereken bir kjonuyu işledik, aksine davrananlar ise ilgisizliklerinin / alakasızlıklarının cezasını aslında çocuklarının çekeceğini bilmeliler...Benim çocuklarım melektir, yapmaz öyle şeyler demesin kimse, benden söylemesi...
Normal olmayan duyguların tartışıldığı bir ortamda kınamak pek anormal bir duygu olmasa gerek.
Ben kimseyle polemiğe girmem. O yüzden "erbabınız" beyfendinin bu tür yazılar yazmasını neden manalı bulduğumu uzun uzadıya anlatmayacağım. Gören gözler hakikati farkediyor nasıl olsa. Bırak bu sava kendisi itiraz etsin ki ben de arkasından konuşuyormuş gibi olmayayım. Söyleyeceklerimi kendisine söyleyeyim. Çok şükür usulüyle tartışmanın nasıl olması gerektiğini -az çok- bilenlerdenim. Kırmak, küstürmek, yıldırmak gibi bir amacım olamaz. Hem de elimden geldiğince herkese destek olmaya çalışan birisi olarak...
Çok şükür özgür zihniyetler tabuları yıkacak kadar ilerici, fakat hala tartışmayı beceremeyecek kadar da geriyiz ne yazık ki...Korkarım bu konu biraz daha uzarsa farklı diyaloglar gerçekleşecek. Erbabınızın eseri, daha fazla pirim yapacak. O yüzden ben susuyorum.
Karışmayacaktım ama, kendi fikirlerini bize empoze etme tutumunu kınıyorum. Ben senin gibi düşünmek, ya da öyküyü senin kriterlerine göre yorumlamak zorunda değilim. Bırak da dersi ehil insanlar versin. Ehil olmayan insanların bir konu hakkında ders vermesi faciadan başka ne getirdi bu topluma. Ha beyefendi ve sen pedagogsanız o ayrı.
Kurallara uymuyor diyen çıkmadı. Öyle olsa zaten yöneticiler burada olmasına müsade etmezdi. Biz hukiki yanını tartışmıyoruz öykünün. Kültürel ve ahlaki değerlerden söz ediyoruz. Yazarı suçladığımız da yok. Ki yazarımız bu tip konuları yazmakta ısrarcıdır. Elbette istediğini yazabilir. Biz de bize ait bölümde eleştirimizi sınırlar dahilinde yaparız. Beğenenlere laf etmedik. Siz de beğenmeyenlere akıl öğretmeye yol yordam göstermeye kalkmayın.
Kardeşten etkilenmenin normal olduğu sözlerini ve Hz. Adem örneğini de şaşkınlıkla okudum inan.
Bence beyefendi sansasyon amaçlıyordu ve itirazımızla bunu başardı. Çünkü bu tip şeyler yazan, gelecek tepkileri az çok bilir.
Herkes kendi fikrini yazarsa sorun çıkmaz sanırım. Yazar eğer çok rahatsız olursa itirazını gereken yerlere kendi yapar.
Aktarım muhteşem olsa da, içerik İnsanının fıtratını bozmaya elverişli bir yazım olmuş.
Sizi çok daha eğitici yazılarda görmek isterim.
Kirli bir Dünyanın ferdi olmaktan yoruldum, yaşamımızla örnek teşkil edebilirsek, aydınlık ferah ve huzurlu bir yaşama merhaba deriz. Kirletilmemiş tüm duygulara ve o duyguları ayakta tutabilene tutuyorum alkışımı. Ve sizi de bu alkışın içerisinde görmek istiyorum. Beceriniz doğrunun yanın da olmalı.
doğru olan nedir hanımefendi? insanın fıtratını bozmayacak öyküler yazmak mı? onları da yazıyoruz sık sık, ama bunların da yazılması gerektiğine inananlardanız... (öykü gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmıştır ama, sonuç bölümündeki o birbirinden ayrılamayan kilitlenme manevi bir teşhiri amaçlamıştır)SAYGIYLA.
AMACIM SİZİNLE POLEMİĞE GİRMEK DEĞİDİL SADECE TEPKİMİ ORTAYA KOYDUM AMACINIZI DOĞRU BUNU YAPIŞ ŞEKLİNİZİ YANLIŞ BULDUM MADEM BU KADAR HASSAS BİR KONUYU ELE ALACAK KADAR AÇIK FİKİRLİSİNİZ ELEŞTİRİYİ GÖZE ALACAK KADARDA AÇIK FİKİRLİ VE CESUR OLMALIYDINIZ MUHAKKAK CEVAP HAKKINIZI KULLANACAKSINIZ AMA BEN BİR DAHA NE YAZDIĞINIZA GELİP BAKACAK YADA CEVAP VERCEK DEĞİLİM
tuh, tuh, tuh...Çok üzüldüm...SİZİ BU KADAR ÜZDÜĞÜM İÇİN BAĞIŞLAYIN LÜTFEN... not: yaptığınız tenkite ona layık bir cevap oldu:) ÖYKÜDE Yaşanmış bir olaydan ya da gazete haberinden bahsedilmiyor, yaşanılması mümkün bir kurgulama ve amaç ensest ilişkiye yer vererek ebeveynlere,yaşları birbirine yakın kız ve erkek çocuklarınızı yetiştirirken dikkatli olun mesajını vermekti; zatialinze porno seyrettirmek değil. SİZ EN İYİSİ, BİR DAHA YAZILARIMI OKUMAYIN VE YORUM YAZMAYIN, OLUR MU!..
Doğruluğu kesin olmayan dejenere edilmiş bir haberden yola çıkarak bir hikaye kaleme almışsınız
Otel enkazının altından, birbirlerine sımsıkı sarılmış halde çıkartılan, çırılçıplak haldeki kadın ve erkek cesetlerini yetkililer, tüm uğraşılarına rağmen birbirlerinden ayıramamışlardır.
şu cümle bile tamamen habere dramatik bir bakış açısı katıp bir gazetecinin öne çıkma çabasını anlamaya yetiyor YANİ HABER OLMAK İÇİN ADAM KÖPEĞİ ISIRIYOR ve ikinci sınıf bir gazete haberi olmayı hak ediyor evet hedef buysa başarılı olmuş
ve siz bu olayı dahada dramatize ederk hikayeleştirmişsiniz olayın kahramanının asker oğlu asker olması bu arada gazi olmasıda ayrıca manidar NEREDEYSE MASUM BİR AŞKI KALEME ALIR GİBİ YAZAMNIZ bu tavrınız bana şunu dedirtti ADAM YİNE KÖPEĞİ ISIRDI BU KEZ GÜNE DÜŞMEK İÇİN tebrikler ordasınız
bana göre bu eleştirileride göze almış olmanız gerekirdi insanlık var olduğundan beri bu tip olayların yaşandığı gerçek bu olayların kınanması ayıplanması hatta açığa çıkarılması taraftarıyım ancak bu şekilde değil hikaye baştan sona sapıklığı kayıran gizli duygusallık içeriyor nerdeyse savunduğunuzu düşündürecek kadar beni tedirgin eden konunun ele alıması değil olaya baktığınız açıdır ÜZGÜNÜM GÜNE EN İYİ HİKAYE OLARAK DÜŞSEDE BENİM KALBİME KEŞKE OKUMASAYDIM DEDİĞİM KARA BİR LEKE OLARAK DÜŞTÜ
Böylesi bir konu kaleme alınmalı mı? hayır...hayır...hayır...zaten toplum olarak bize ait kültürün köküne dinamit koymuşuz...zaten diziler,kültürümüzü,örfümüzün içine etmiş...birde böylesi saçma sapan düşünceleri basitleştirerek,masum sayarak kurgulamak bile doğru değil...seçki yapılması ayrı bir konu zaten...usta kalem, daha dikkatli olalım derim...selam ile
TEŞEKKÜR EDERİM. Bendeniz, hoşgörünüzle, AYŞE, KİRAZ isimli öykülerimde ve bu öyküde yaptığım gibi ayda bir ya da ilki öykümü "çocuk suıistimallerine ve ihmallerine " ayırmaya devam edeceğim. Aylık yirmi-yirmi beş öykü üreten biri, iki tane de bunlardan üretiversin, hoş görün de...Bunu niçin yapacağımı kısaca arzedeyim: Bendeniz Yetiştirme Yurtlarının lojmankarında büyümüş ve yetiştirme yurtlarındaki çocuklarla içli dışlı yaşamış biriyim (babam yetiştirme yurtlarında müdürlükler yaptığı için) Onlarla ilgili yüzlerce anekdot var hafızamda (bazıları cinsel suiistimaller içeriyor) Bunları öyküleştireceğim ve haqtta zamanı gelince kitaplaştıracağım. Lütfen, hoş görünüzle..
Zaten bende onu kast ediyorum...Zaten diyorum,yeterince diyorum,diziler,gazeteler,tv'ler bu işi yemlendikleri yerlere hizmet adına TÜRK AİLE yapısının içine ediyorlar diyorum...Bakın sizden farklı bir şey demiyorummm...Sadece okur-yazar olarak bizlere ki...(bu arada ben okurum) ...burada okuduklarımız bari temiz olsun isterim...yoksa tabiki sizin yazılarınızı daha önceden biliyorum..geçmişe yönelik yazılarınızı tararsanız yorumlarımı görebilirsiniz...Bu gün şahsi olarak söylediklerim, toplumun dinamiklerini dinamitleyenlere fırsat vermemek adınaydı...Yinede ben Usta olarak bakıyorum kaleminize ...lütfen yorumlarımı iyi yorumlayın...selamlarımla
DİLEKLERİNİZE TEŞEKKÜR...BÖYLE KONULAR VAR, VAR OLANLARI KALEME ALMAZSANIZ KAMUFLE Mİ ETMİŞ OLACAKSINIZ? O ZAMAN GAZETELERE DE BİR YASAK GETİRİN DE, YAZMASINLAR KENDİNE AİT KÜLTÜRÜ OLAN GÜZİDE TOPLUMUMUZDAKİ SAPIKLIKLARI. MESELA 2YAŞINDAKİ BEBEĞE TECAVÜZ EDEN ADAMLARI VE ETTİREN ANNEYİ... SAPIKLIKLARI MASUM GÖSTEREBİLECEK BİR KALEM TANIYOR MUSUNUZ SİZ; BEN O KADAR USTA BİR KALEM DEĞİLİM...SAYGIYLA.
Öykünüzün içeriği beni ilgilendirmiyor. Çünkü, hiçbir kimseye neleri yazmamasını dikte etmeye hakkımız yok. Zaten onu yazmaktan alıkoyacak imkanımız yok. Yazım hatalarını bir tarafa bırakıyorum, öykünüzde çok fazla zamanlama ve mantık hataları var. Kurgulanan bir öyküyü yaşanmış bir olaya bağlarken çok, çok dikkat etmek gerekir. Hele bu olay yakın bir zamanda yaşanmış ise, iki kere düşünmek gerek. O yaştaki bir gencin, yedi-sekiz sene ailesinden uzak kalması, o ailenin onu görmemesi pek akıl kârı değil. Gölcük depremini birebir yaşamasam da yakınındaydım. Bursa'da bile üç-dört gün evlere girilmedi. Gölcük'te, depremde yıkılmayıp artçı bir depremde yerle bir olacak hasarlı bir otele insanlar girip yatacak öyle mi? Enkaz altında kalan anne ve babanın öldüğü, bir gün içinde bildirilmesi o günlerde mümkün fdeğildi. Bir-iki gün telefonlar çalışmadı. Olayın büyüklüğü ve korkunçluğu karşısında devlet bile ne yapacağını bilemedi. Kısa sürede enkaz altındakilere ulaşılamadı. Ölümün çok olmasının bir nedeni de budur. Malülen emeklilik, kardeşiyle buluşma, her şeyin depreme odaklandığı o günlerde bunlar bir gün içinde olacak işler değil. Ayrıca, gazete manşeti demişsiniz. Sürekli gazete okuyan birisi olarak ve o günlerde böyle bir haber okumadım. Baştan dediğim gibi bir kurguyu yakın tarihte yaşanmış bir olaya bağlarken çok dikkat edilmeli. Şunu da demeden geçemeyeceğim. Bugünlerde askelere dokundurmak moda. oldu. Bu dokundurmalar bana iyice gıcık vermeye başladı. Askeriye hiçbir ilgim de yok. Bu yazıda da, askerin aile yapıları zayıf oluyor gibi bir izlenim verilmek istenmiş gibi. Siz hayır deseniz bile bende böyle bir algılama oluştu. Başarı ve sağlık dileklerimle.
Veysel Başer tarafından 10/5/2011 10:13:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
SİZE SAYGI DUYUYORUM, AMA DEDİĞİM GİBİ... ÖYKÜ YAŞANMIŞ VE YAŞANILMASI MÜMKÜN OLAN OLAYLARIN ANLATILDIĞI YAZILARDIR. SİZİN HATA DEDİĞİNİZ ŞEYLER YOK ÖYKÜDE, ISRAR ETMEYİN LÜTFEN... Örneğin, emeklilik bir günde değil, 1998'den itibaren gerçekleşiyor; örneğin, Gölcük depreminde toplu cenaze törenleri, depremin ikinci gününden itibaren başlamıştı ve öyküde telefondan bahsedilmiyor, telgraftan bahsediliyor ve telgraf Gölcük'ten çekiliyor diye bir ibarem yok........SAYGIYLA.
Öykü yazan birisi olarak öykünün ne olduğunu iyi bilirim. Kurguladığınız bir öyküyü yakın bir zamanda yaşanmış bir olayla ilişkilendirmişsiniz. Olaylar ve zaman süresi örgülerinizde zamanlama ve mantık hatalarınız var diyorum. Gölcük depremiyle bir bağlantı yapmasaydınız, kafanızdan uydurduğunuz bir deprem olsaydı hiç lafım olmazdı. Ben yazdım oldu diyemezsiniz. Yazdıklarınızı okuyanları aptal, bir şeyden anlamaz yerine koyamazsanız. Ayrıca, sizin ele aldığınız kişilere gelince, benim algılama durumuma söz edemezsiniz. Sizin yazdığınıza benim söz etmediğim gibi. Neyi amaçlayarak yazdığınız da beni hiç ilgilendirmiyor. Eleştirilerimi de iyi değerlendirin. Ben, boş yere eleştiri yapmam. Saygılar.
BU BİR ARAŞTIRMA YAZISI DEĞİL, BİR ÖYKÜ...LİSE EDEBİYAT 1: YAŞANMIŞ YA DA YAŞANMASI MÜMKÜN OLAYLARIN KURGULANIP ANLATILDIĞI OLAYLARA ÖYKÜ DENİR... KURGUDA ZAMANLAMA TUTARSIZLIĞI YOK, BİR KEZ DAHA, DİKKATLİCE OKUYUNUZ... ASKERİYEYE DOKUNDURANLARA BİR LAFINIZ VARSA ONUN YERİ BU ÖYKÜ DEĞİL; ÖYKÜDE ASKERİYEYE HERHANGİ BİR DOKUNDURMA YOK, MESLEĞİ HER NE İSE SADECE BİR ADAMIN İLGİSİZ/DUYARSIZ EBEVEYN PROFİLİ VAR...YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
öyküde bahsedilen kisilerin varliginin gercek oldugu anlsiliyor ve acaba gerisi kurgumuydu yoksa arastirma sonucumu kaleme alindi ki?..
gazete haberi(!) medyanin gördügü olayi nasil bir ruh haliyle yansilttigini gösteriyor!
sayet iki kardesin cinsel organlari ortada bir sex birlikteligi oldugunu göstermiyorsaydi ki(malesef sapik iliskilerde olmuyor degil dünyada) ciril ciplak ta olsalar bu görüntüyü ensest bir iliski olarak nitelemek kadin ve erkegin ancak sex icin bir arada olabilecegi düsüncesinin ürünüdür. söz konusu kardesler ciplaktilar sarilmis yatarken ensestse; peki giyinik olsalardi ve hatta ayri yatakta olsalardi ensest olup olmadiklarina kanitmi olacakti?...
iki kardesin ayni yatakta ciplak sarilmis olarak bulunmalarini uygun bulmamakla birlikte savunma imkani olmayan kisilerin arkasindan enset demeyide uygun bulmuyorum; dehset bi konu.
usta yazara gecmis olsun dileklerimle basarilar dilerim.
YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
medyada da moda konu oldugunu basta diziler hakindaki yorumlardan anliyorum. gören kendisi disinda herkesin sapik oldugunu zannetsin yada kendisi sapiksa dahada cüretlensin diye yapiliyor sanki. iki avrupalidan birisinin arkadasina kiziyla yaptigi sexten bahsedince digerinin ona avrupa sendrumu deyip gayet normalmis gibi sohbetlerine devam ettiklerine hayret etmistim. belkide insanlarimizin bu konuda da onlar gibi olmasi isteniyor. sapiklara ve elindeki imkanlari sapikliklarin ortadan kalkmasi icin kullanmayanlara lanet olsun.
usta kalem sahibi gerek görmüs yazmis okuduguma memnun olamadim ve ilk aklima gelenleri yazdim
ÖYKÜ TAMAMIYLA KURGUDUR. OKUNULAN ENSEST İLİŞKİYLE İLGİLİ BİR ÖYKÜDEN SONRA, BİR ENSEST İLİŞKİ ÖYKÜSÜ DE BEN YAZAYIM DENİLEREK, ESİNLENME SONUCU YAZILMIŞTIR.SAYGIYLA...
Geçmiş olsun dileklerimi iletmek için sayfanıza yorum bırakmış okumayı sonraya ertelemiştim.
Evet geçmiş olsun.
İçerik mi? Yazılmasa da olurdu. Bu tür şeylerin öyküleştirilmesine, hatta neredeyse masummuş gibi gösterilmesine kesinlikle karşıyım. Edebiyatta özgürlük de bir yere kadar.
Sanırım kardeşler konusunda dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaya çalıştınız. Amaç ders vermek, örnek teşkil etmek idiyse finalin daha farklı olması gerekirdi.
Şahsen ilk defa bir seçkiyi yadırgadım.
Üzgünüm beyefendi.
Bu da bana ders olsun, bir daha acelem de olsa tam olarak okumadığım hiç bir çalışmaya yorum yapıp, okumayı sonraya ertelemeyeceğim.
FİNALİ ASLINDA GAZETE MANŞETLERİ YOKKEN TAMAMLAMIŞTIM VE YORUMA AÇIK BIRAKMIŞTIM.. GAZETE MANŞETLERİNİ SONRADAN İLAVE ETTİM. KEŞKE İLAVE ETMESEYMİŞİM DAHA İYİ OLACAKMIŞ.SAĞLIK OLSUN. KONU HAKKINDA ÇOK SAYIDA YAZILI ÖYKÜ VE ROMAN VAR İLK KEZ BEN YAZMIYORUM. SAYGIYLA.
Sizin yazılarınızı özlemiştik ,güzel bir öyküyle bizleri selamladınız . Geçmiş olsun .İyileşmişsinizdir inşaallah . Ailenin yanlış davranışıyla ortaya çıkmış bir şey .Ne yazık ki yaşanıyor .Güzel anlatımınızı kutluyorum . Selam ve saygılaımla ..
YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
Ve bu tarz yaşantıların olmasından çok rahatsız olduğumu bildirmek istiyorum...
Ayrıca çok güzel yazmışsınız.Emeğinize sağlık.
Kız ve erkek kardeşin aynı odada bile yatmasına karşıyım ben..Ki böylesine mevkii sahibi insanların bunu düşünememiş olmasından bir daha rahatsız oldum...
YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
bende çok merak ediyordum büyük eçmiş olsun diyorum hüzünle okudum hikayeyi erçekmi diye sormadan edemedim kurgumu birazdüşündürdü beni de saygılarımla
TEŞEKKÜR EDERİM...ÖYKÜ BİR KURGU. OKUDUĞUM BENZER BİR ÖYKÜDEN HEMEN DONRA ESİNLENEREK YAZDIM. YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
Öncelikle çok geçmiş olsun diyorum size. Ve bu yazınız Bana bazı olaylara daha değişik açıdan bakma mı sağladı. En azından bakmam gerektiğini düşündürdü...Şimdi suçlu kim? Ailemi, düzen mi?..Her neyse aklım karıştı gibi. Ben yazı için sizi kutluyor ve teşekkür ediyorum.
YAŞLARI BİRBİRİNE YAKIN KIZ VE ERKEK EVLATLARINI BEBELİKLERİNDEN İTİBAREN BİR ODADA KAPATIP, HAYDİ BAKALIM, BİRLİKTE BÜYÜYÜN, SİZE ARKADAŞ, EBEVEYN ALAKASI FİLAN GEREKMEZ DİYEN EBEVEYNLERE BİR ÇİFT LAFIMIZ VARDI, ONU DA BU ÖYKÜ SAYESİNDE ETTİK...SAYGIYLA.
Çıkmam gerekiyor okuyamadım ama akşam söz okuyacağım..Çok gemiş olsun ,nerelerdesiniz diye sormak için tıkladım sayfanızı.Hasta olduğunuzu öğrendim..üzüldüm..Rabbim en acilinden bir ömürlük şifa nasip etsin sayın kemnur bey.. Akşam okuyup yorumumuzu yazrım inşaALLAH .. Saygıyla ,sağlıklı kalın !
dostum be kötü şairlik diye birşey yoktur bak bana teee 1900 lü yilların şiirlerimle başladım ne güzel kötü yada iyi sayfa benim değilmi ama bana hem nostalji hem defte r oluyor neyse siz bilirsiniz tekrar hoşgeldiniz...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.