Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
İlhan Kemal
İlhan Kemal

Hızlı Adımlar

Yorum

Hızlı Adımlar

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1186

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.4.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Hızlı Adımlar

Sandra patronunun kahvesini paketlettirmiş, kaldırımda hızlı adımlarla yürüyordu.

Maurois’nın Kulübesi’nden latte kahve içmezse güne başlayamazmış beyefendi. Ben nasıl güne başlıyorum? Hadi beni adam yerine koymuyorsun, genel müdür saat beş buçukta işbaşı yapıyor. Sen niye başlayamıyorsun!

Homurdanırken birine çarptı.

‘Dikkat etsene!’

Çarpışmanın etkisiyle elindeki kahvenin kapağı açılmış, çarptığı adamın üstü başı kahve içinde kalmıştı.

‘Özür dilerim, gerçekten. Tanrım, tüm kahve gitti.’

‘Tüm kahve gitti, öyle mi? Asıl benim takım elbisem gitti. Ne olacak şimdi?’

‘İsterseniz bir kuru temizleyiciye bırakın, ben faturasını öderim.’

‘Ah bu güzel. Temizleyiciye bırakırım, yeni gibi geri alırım. Kahve lekesi hiç bu renkten çıkar mı? Leke bile demeye dilim varmıyor. Kahveyle yıkandım sanki.’

‘Beyefendi başka ne yapabilirim?’

Adam Sandra’ya cevap vermedi.

‘Hadi bunu kuru temizlemeye verdik. Az sonraki toplantım ne olacak? Don gömlek mi gideceğim?’

‘Elimden başka bir şey gelmiyor beyefendi.’

‘Gelir, gelir… Bana yeni bir takım alacaksınız. Hem de hemen. Toplantıya geç kalmamalıyım.’

Sandra adamın yüzüne inanamayarak baktı. Otuzlu yaşların başlarındaydı. Saçları seyrelmiş, geriye doğru giden alnı gözlerini ve burnunu daha ön plana çıkarmıştı. Üzerinde açık gri bir takım elbise vardı ama gürültü, patırtı yapılacak denli pahalı durmuyordu. Adamın ısrarını asabi doğasına verdi. Heyecanlı geçince daha serinkanlı talepleri olacaktı.

‘Beyefendi, size yeni bir elbise almaya ne gücüm yeter, ne de bu yönde bir niyetim var. Dediğim gibi, temizleyiciye bırakın, masrafları ben karşılarım. Ama ötesi söz konusu değil.’

‘Hayır, alacaksınız!’ diye itiraz etti adam. ‘Başka bir yolu yok, takım elbisemi mahvettiniz.’
‘Beyefendi, son kez teklif ediyorum. Gelin, takımınızı kuru temizleyiciye götürelim. Ama yeni bir takımı bana aldırtamazsınız.’

‘Alacaksınız dedim.’

Adama cevap vermeden yürümeye başladı Sandra.

‘Hey, nereye gidiyorsun? Gel buraya!’

Arkasından bağırılmasına aldırmadı. Artık dökecek kahvesi de kalmadığından koşarcasına çalıştığı binaya gitti. Ancak girişte resepsiyondakilerin şaşkın bakışlarını gördüğünde kahveyi kendi üzerine de döktüğünü farketti. Yapacak bir şey yoktu. Zaten geç kalmıştı, bir de eve gidip üstünü değiştirmek gününün yarısını öldürürdü.

Ofise girdiğinde patronu Sandra’nın masasının başında dikiliyordu:

‘Kahvem nerede?’

Üzerini bile çıkarmadan olan biteni anlatmayı denedi.

‘Sonuçta kahvem yok öyle mi? Niye gidip bir tane daha almadın?’

Tekrar, çarptığı adamdan koşarcasına kaçtığını, bu yüzden geri dönemediğini açıklamaya çalıştı. Patronu dinlemiyordu.

‘Bu ilk değil Sandra.’

Sonra patron uzanıp Sandra’nın masasından telefonu aldı, departmanın genel sekreterini aradı.

‘Elise, senden bir ricam olacak. Bugünlük bana geçici bir asistan yollar mısın? Bir de muhasebeye haber ver, Sandra’nın alacaklarını hesaplasınlar.’

Ahizeyi yerine koyup odasına gitti.

Sandra patronunu tanıyordu. Konuşmanın hiç bir faydası yoktu. Doğrudan muhasebeye indi. Kendisine yazılan çeki aldı, sonra da binadan çıktı. Bitmişti. Artık işsizdi. Yardım istercesine yukarı baktı: Bulutsuz, mavi bir gökyüzü vardı. Doğru, bahar gelmişti diye düşündü, artık bir kahveye gidip, gelip geçeni seyredebilirim.

Düşündüğünü de yaptı. Armand’ın Kahvesi’ndeki boş masalardan birine oturdu. Gelen garsona kahve ve kruasan söyledi. Bir gazete ya da dergi almadığına hayıflandı. Etrafına bakınırken siparişi getiren garson ona gazetelerin bulunduğu köşeyi gösterdi. Kalkıp uzun zamandır bakmaya fırsatı olmadığı dergilerden birini aldı. Geri döndüğünde masası boş değildi.

‘Ne zaman takım elbisemi almaya gidiyoruz?’

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hızlı adımlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hızlı adımlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hızlı Adımlar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
21.4.2011 21:27:58
Güne gelmeye yakışıyor her öykünüz. Çok güzeldi. Tebrikler. Saygı ve selamlarımla...
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
21.4.2011 14:50:43
Öykümü güne getiren Seçki Kuruluna ve okumak için tıklayan herkese teşekkürlerimi sunarım.
frezya...
frezya..., @frezya---
21.4.2011 13:49:27
güzeldi...
Denizce
Denizce, @denizce
21.4.2011 10:43:35



yazılarınızı da hep büyük bir keyifle okuyorum,
şiirlerinizle aralarındaki geçişi izlemek hoş oluyor doğrusu...

kutlarım...

dostluğumla...:)
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
21.4.2011 01:02:58
Aynur hanımın yorumlarına katılıyorum..çok farklı yazılarınız var..ve gerçekten sıradan değil..çok özel
Doğuştaan yeteneklisiz, yazılarınız okucuyu içne çekebiliyor..hissettirebiliyor ve düşündürüyor, gülümsetiyor...
Tebrik ediyorum güne gelen yazıyı ve yazarını...

canandemirel tarafından 4/21/2011 8:42:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
Râzı.
Râzı., @rzi-
21.4.2011 00:20:06
vay ! kahve yudumlarken kalem boş durmamış anlaşılan
gelsem yazıya yetişecekmişim demekki

tebrikler...
Etkili Yorum
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
20.4.2011 19:58:39
10 puan verdi
"Chenier Çalıyor Taş Plakta

Kahvemi bekliyorum
Karalar bağlamış gelinimi.
Güne beraber başlayacağız,
Sonra gazete katılacak bize.
İnsanlar geçecek sürü sürü
Armand’ın kafesinin önünden.
Koşuşturmalarına ‘hayat’ diyeceğiz,
Onları seyredenlere ise ‘mutlu’."


Nedense içimden bir ses, bu şiirin yazınıza çok yakışacağını söyledi:))

Şimdi ne desem diye düşünüyorum. Aklımdan yazının son kısmını alaturkaya çevirmek geçiyor...

"Nedamet, bin bir güçlükle bulduğu işini kaybedeceğini anlayınca, umutsuzca patronu Kemal'in ellerine sarıldı.

"Lütfen efendim, çoluk çocuk perişan. Bir de yatalak annem var üzerinize afiyet. Hem dulum da...Ne yer ne içeriz. Bir kahve için kıymayın bu garip başıma."

Adam biraz düşünür. Sonra aklına mütiş bir fikir gelmişçesine gözleri parıldar. Genç kadını boydan boya süzer.

"Demek öyle...Çoluk çocuk bir de ana işi durumu değiştirir tabi. Hem de dulmuşsun. Biz de vijdan sahbiyiz canım. Hadi seni affettim."

Nedamet adamın bakışlarındaki garipliği sezince toparlanır ve ayağa kalkar. Gözyaşlarına engel olamayarak bağırır:

"Seni ırz düşmanı. Acımızdan ölsek kapına gelmeyiz bundan gayrı!"

Kapıyı sertçe çarpar ve etraftakilerin meraklı bakışlarına aldırmadan ağlayarak binadan çıkar.

Eve giderken yol boyunca yatalak anasını, yetim çocuklarını düşünür. O kadar bunalır ki, bacaklarındaki derman kesiliverir. En yakın bankın üzerine kendini dar atar.

Karnı acıkmıştır. Ceplerini yoklar ve önünde duran simitçiden bir simit alır. Bir yandan simidini yerken, bir yandan da çaresizliğini düşünmeye devam eder. Gözyaşları güzel yüzünü sırılsıklam etmiştir. Ne etrafını görecek hali vardır, ne de baharın eteklerinden yeni yeni dökmeye başladığı tomurcukların kokusunu duymaktadır. Hayat bitmiştir artık. Simidi bittiğinde kararını vermiştir. Artık bu eziyet verici hayata daha fazla tahammül etmeyecektir.

Sendeleyerek oturduğu yerden kalkar ve bir kaç metre ilerideki üst geçite doğru korkak adımlarla yürür...

******

İşte sizin farkınız. Sanırım ne demek istediğim gayet net anlaşılmıştır. Sıradan değil yazdıklarınız. Son derece özgün...Ama bir o kadar da "umursamaz" bir hayat görüşüne sahip karakterleriniz...

Kutluyorum can-ı gönülden. Hem şiiri hem öyküyü...

Saygılar.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL