6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1327
Okunma
Amerika’da bulunan Yahudi Diasporasına gelince ise; her şey tozpembe değildi. Recep Tayyip Erdoğan’a “cesaret ödülünü” veren en büyük Yahudi Örgütü T.C Başbakanı’nın açıklamalarını felaket olarak nitelendirdi. Ki bu ödülü alan ilk Müslüman kişi R.Tayyip Erdoğan’dı. Yahudi Diasporası, yaklaşan sözde ermeni soykırımını ileri sürerek, bu konuda Türkiye’yi bu yıl senatoda desteklemeyeceği yönünde açıklamalarda bulundular. Yani yaşanan kriz tüm boyutları ile büyüyordu.
Daha önceleri Hırant Dink’in vahşice bir cinayete kurban gitmesinden sonra Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutularak mağdur edildiklerine ve onlara Türklerce katiam yapıldığına dair sesler gündeme taşınmaya başlandı. bununla kalmadı arkasından ülkemizde “Biz Ermeniyiz” adı altında bu görüşe destek veren eylemler yürüyüşler başladı pek çok internet sayfası bu konuda destek vermek adına yazılar yayınlayıp imzalar toplandı. Davos sonrasında Yahudi Diasporası ‘nın bu söylemlerine destek veren “Biz Ermeniyiz “diyen aydınlarımız (!) imzalar toplayıp ön planda yerlerini aldılar. yurt içi ve dışında boy gösteren Türk sanatçı ve aydınlarının öncülüğünde Ermenilerden özürler dilendi. Hatta ben de kayıtsız kalamadığımdan “ Sahi Siz Ermediydiniz!” adlı yazımı kaleme aldım. Okumayanlara öneririm en sevdiğim yazılarımdan biridir.
Mısırlı ünlü gazeteci Fahmy Howeidy, Başbakan Erdoğan’ın Arap dünyasında ’yılın kişisi’ seçilmesinin bölgedeki liderleri utandırdığını düşünüyor. Arap dünyasının önde gelen köşe yazarlarından Fahmy Howeidy, köşe yazısına sansür uygulandığı için El Ahram’daki 50 yıllık kariyerine veda etmiş, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ve mevcut yönetimi eleştirdiği için resmi televizyonlara çıkmasına yasak getirilmiş bir isim. Akşam gazetesinde kendisi ile yapılan bir röportajda şunları söylüyor. Bölgede Mısır dışında Türkiye ile rekabet edebilecek başka ülke görmüyorum. Birinci olarak, utandılar. Mesela Davos’ta Erdoğan salonu terk edip, Amr Musa’nın orada oturmaya devam etmesi, büyük bir kıyaslama olanağı sağladı. Ben onların çok da memnun olduğunu sanıyorum ama kendilerini nasıl izah etsinler? Erdoğan, ’Hamas bir terör örgütü değil, seçilmiş bir grup’ dediğinde elbette utandılar, ama bir şey de demiyorlar, ne yapabilirler ki? Hükümet gazetelerine bakınca Mısır’da bu gazetelerin Erdoğan’ı eleştirdiğini görüyoruz. Ama bunu asla resmi platformlarda yapmıyorlar.
Müslüman Âlimler Türkiye’ye Destek Bildirisi Yayınladı Leave a comment
Müslüman Âlimlerin Yayımladığı Bildiri
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Türkiye’ye gösterilecek tutuma ilişkin Müslüman âlimlerin ve dünya İslam liderlerinin çağrısıdır.
Âlemlerin Rabbi’ne hamdolsun. Salat ve selam, el-Emin olan Nebi’sine olsun.
Felaketler, darlıklar ve şiddetli krizler ne zaman çöreklense ferahlık, genişlik ve müjdenin kullarına daha yakın olması Allah’ın lütfundandır.
Gazze ambargosu ve ahalisinin işgalin gölgesinde her türlü yaşam gereklerinden mahrum bırakılması, ne insani ölçülerde ne de uluslararası hukukta geçerliliği olmayan bir davranıştır. Bu, Arap ve Müslüman bir halka karşı işlenen bir suçtur. Bu halkın, hem komşuluk hem de din ve nesep yönünden kardeşlik cihetiyle üzerimizde hakları vardır. Ve bu suça sessiz kalmak, hele hele bir şeyler yapabilme gücü varken sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır.
Küresel ve bölgesel dengede bir ağırlık unsuru olmak üzere bölgede kendisinden beklenen rolü tekrar elde ederek çaresizlik içindeki Filistin halkının haklarını savunmak için Türkiye’nin tam vaktinde gelip durumu sahiplenmesi Allah’ın bir lütfudur... Diye devam etmektedir… Bildiri altında adı ve imzası bulunan bu 31 âlimin adı da yazının devamında yer almaktadır.
İlgilenenler için gitarteli.wordpress.com/2010.07.06/musluman-âlimler-turkiyeye-destek-bildirisi-yayinladi/
Davos gibi otuz dokuz yıllık bir organizasyon tecrübesine sahip bir kuruluşun yaptığı, öne sürüldüğü gibi yalnızca bir moderatör hatası olduğunu düşünmek fazlaca iyi niyetli bir yaklaşım olur.. Avrupa’da pek çok siyaset ve Ortadoğu uzmanı varken, Yahudi asıllı bir Amerikalı gazetecinin oturuma yönetici olarak seçilmesi de manidar. Konuşma süresi en uzun olanının Peres olması, bu zirvenin İsrail’in dünyaya kendini haklı göstermesi için hazırlanan bir sahneden ibaret olduğunu açıkça gösteriyor. En acı olanı ise uzun süredir tartışılmaya başlanan AB, BM ve NATO gibi Avrupa kurumlarının etkinliğini kaybetmeye başladığı kanıtlanmış oldu. Toplantıda pasif kalan BM ve Arap Birliği başkanları dünya ve Ortadoğu siyasetinde ne kadar etkisiz olduklarını gösterdiler. Kim bilir; hep deriz ya belki bu da Allahın bir hikmeti…
Gelelim Mavi Marmara’ya Mescid-i Aksa Muhafızı Şeyh Raid Salah’da Mavi Marmara gemisinde olup şunları açıklamıştır. Mavi Marmara gemisinde bizzat bulunan ve İsrail hapishanelerinde yatıp işkence gören biri olarak İsrail askerlerinin ölüm listesinin başındaki Raid Salah, İslam dünyasındaki gelişmeleri, Filistin’deki son durumu ve İsrail’in yaşadığı korkuyu anlattı..
Mavi Marmara’nın dünyaya iletmesi gereken iki mesajı vardı. Birincisi, Gazze’deki ambargonun kaldırılması ve özgürlüğe kavuşması. İkinci mesaj ise Gazze halkına yardım götürerek bütün dünyadaki insanlara dayanışma duygusunu göstermek. Bütün insanlığın vicdanlarını harekete geçirmek.
Ambargo devam ediyor. Filistin’deki, bölünmüşlüğün devam etmesi için İsrail ve diğer güçlerin çabası sürüyor. İsrail, Kudüs’ü ve eserlerini Yahudileştirmek için çalışmalarına devam ediyor.
Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman Tapınağını inşa etmek için hazırlıklar yapıyorlar. 1948 yılında işgal edilen topraklarda yaşayan Müslümanları, oradan çıkarmak için ciddi çalışmalar yapıyorlar. Tehlike artarak devam ediyor. Ama Arap âleminde son zamanlarda olan gelişmeler, Allah’ın izniyle Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın yararına olacaktır.
Uzun zamandır Ortadoğu’da yaşayan Gazeteci-Yazar Âdem Özköse ise son Arap isyanını Özgün Duruş`a değerlendirdi. Özköse, İslam dünyasının artık prangalarını kırmaya başladığını söyledi. “Aslında Ortadoğu`da yaşanan sorunun temeli Osmanlı`nın tarih sahnesinden çekilmesine kadar uzanıyor. Uzun zamandır bölgede bir düzen ve adalet bunalımı yaşanıyordu. Bu coğrafyayı yıllardır halkın gözünde meşrutiyeti olmayan, Amerika`nın desteklediği, babadan oğla geçen dikta yönetimler yönetiyor. Bu yönetimler halkın bütün taleplerine kulak tıkadıkları gibi, Arapların en önemli meselelerinden biri olan Filistin meselesinde de İsrail`in menfaatlerine göre davranıyorlardı.
Mısır başta olmak üzere birçok Arap ülkesi ekonomik olarak da çok kötüydü. Mısır`da açlıktan ölen insanlar oldu. Biz Guantanamoları, Ebu Gureybleri konuşarak ABD`ye kızıyoruz; fakat bu coğrafyada Guantanamo`yu bile aratacak nice işkence haneler mevcut. Doğunun zalimi bazen Batının zaliminden daha gaddar olabiliyor. Araplar yaşadıkları zulüm ve baskılardan dolayı artık kaybedecek bir şeylerinin kalmadığını şiddetli bir şekilde hissettiler. Bu arada uzun zamandır Arap gençliği arasında bir uyanış vardı. Sorgulayan, artık diktatör yöneticilerden kurtulmak isteyen yeni bir kuşak yetişti. Üniversite öğrencilerinden, mahallenin bıçkın delikanlılarından oluşan bu yeni kuşak sonunda isyan etti. Nuri Pakdil “ihtiyacımız olan esaslı ve soylu bir öfke” diyor. Araplar sonunda esaslı ve soylu öfkelerine kavuştular ve tarih yazmaya başladılar. Yaşananlar yıllardır biriken bir öfke patlamasıdır. Adaletsizliğe, zulme, baskıya, fakirliğe karşı asil bir isyandır.
Ayaklanmaların arkasında Batılı güçlerin olduğunu, bundan sonraki aşamada BOP`un hayata geçirileceğini iddia edenler de var. Bu tür komplo teorilerine nasıl bakıyorsunuz?
Bu tür komplo teorilerini bir aşağılık kompleksi olarak görüyorum. Bu düşünceleri ortaya atanlar aslında biraz da “Doğulular kendi başlarına hiçbir şey başaramaz, her şeyin arkasında mutlaka Batılılar vardır” demek istiyorlar. Bugün Ortadoğu`da yaşananlar asil bir özgürlük mücadelesidir. “Araplardan adam olmaz” diyenler onurun ne manaya geldiğini, özgürlük için kurşunlara karşı göğüslerini siper eden Arap gençlerinden öğrensinler ve tarih nasıl yazılırmış görsünler. Batılıların bölgeye dair plan ve programları bu devrimle birlikte büyük yara alacak. Bunu önümüzdeki süreçte daha net bir şekilde göreceğiz.
Türkiye uzun süredir Arapların gündeminde. İslam dünyasında özgürlüklerin en fazla olduğu ülke Türkiye`dir. İster kabul edin, ister etmeyin bu bir realite. Arap halkları Türkiye`ye baktıklarında eşi başörtülü, İslami ve insani kaygıları olan, İsrail’e karşı en sert şekilde tavır alan bir başbakan görüyorlar. Türkiye Araplar için bir model ülke oldu. Ayrıca Mavi Marmara gemisinde Furkan gibi gençlerin Filistin için canlarını ortaya koymaları, direnmeleri Arap gençliği üzerinde büyük bir tesir oluşturdu. Arap gençlerinin cesaret duygularını harekete geçirdi. Bugün eğer Arap dünyası ayağa kalktıysa, bu isyanda diğer etmenlerin yanında Mavi Marmara’nın da etkisi var. “
Arzu edenler yazardan devamını okuyabilirler…
İslami Cihat Örgütü’nün iki numaralı ismi Ziyad Nahhale Mavi Marmara gemisinin Araplara cesaret verdiğini ifade ederek “halkların yüzyılı başlıyor” dedi.( www.haberpan.com/haber/halklarin-yuzyili-basliyor)
Mısır yönetimi, Camp Davıd Antlaşması ile birlikte gerek kendi halkının gerekse de bölge halklarının gözünde meşruiyetini zaten kaybetmişti. Siyonist İsrail’in bölge halklarına yönelik düşmanca tutumuna rağmen Mısır yönetimi yıllarca İsrail’in çıkarlarına hizmet etti. Bu durum, özellikle de Gazze’ye yönelik ambargo, Mısır halkının onur ve haysiyet duygularının yaralanmasına neden oldu. Türkler, Batılı gençler Gazze’ye, Filistin’e yardım etmek için büyük bir fedakârlık gösterirken, Mısır yönetimi bu insanlara engel olmaya çalıştı. Ariş’te Mısır askerlerinin Filistin Konvoyu’na yönelik gerçekleştirdiği saldırı sonucu birçok Mısırlı utancından ağlamıştı. Mısır’daki isyanda Türklerin Mavi Marmara gemisinde verdikleri mücadelenin de etkisi oldu. Mavi Marmara’da şehit düşenler İslam dünyasının gözünü açtı ve Arap gençliğine örnek oldu. Mısır halkı sonunda bir daha dönmemek üzere hapishaneden dışarı çıktı. Özgürlüğün tadını alanlar bir daha esir düşmemek için ellerinden geleni yaparlar. Mısırlılar da bir daha özgürlüklerini kaybetmemek için büyük bir direniş gösterdiler.
KAYNAKÇA
Verilenler dışında yararlandığım kaynaklar:
www.haberpan.com/haber/halklarin-yuzyili-basliyor
1frm.com/forum/yahudi-inanci/289-israil-parcalanisi.html
www.antisiyonizm.com/israilsiyonizm/index.asp
home.arcor.de/filistin/filistinin/islamidonem/islami.html
home.arcor.de/filistin/filistinin/islamidonem/osmanlidonemi/osmanli.html
www.takvim.com.tr/yazi_dizisi/2010/08/22/ittihatcilarin_ihaneti
www.birazoku.com/limon-agaci/
Öncelikle sabrınıza, gösterdiğiniz ilgiye ve olumlu olumsuz konu ile ilgili görüşlerine yer veren herkese, Anlatırken gerçekleri daha iyi görmemi ve hepimizin ihtiyacı olan Ortadoğu tarihini daha iyi öğrenmemi desteklerinizle sağladığınız için hepinize sonsuz teşekkürlerimle. Saygılarımı selamlarımı sunuyorum.
Perihan TUNÇOK ESMİZE
1.4.2011
YARIN:SİYONİZMİN TÜRKİYE CEPHESİ VE ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ/NDEKİ ROLLERİ
ATATÜRK ÖLDÜ MÜ, ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?