27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2044
Okunma


Onur BİLGE
Uyku vaktim gelinceye kadar hiçbir şey gelmiyordu. Tam uyuyacağımda bir şeyler gelmeye başlıyordu. Hiçbir şeyin geldiği yoktu ama gün içinde her fırsatta:
’Etini kesseler, doğrasalar da doğruyu söyle! ’ ’Yalancılık en kötü şeydir.’ ’Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.’ ’Nasıl olsa bir gün meydana çıkar, o zaman adın yalancıya çıkar. Bu kara bir lekedir. Bir kere alnına yazıldı mı bir daha silinmez.’ ’Öleceğini bilsen de doğrucu olacaksın! ’ ’Yalan söyleyen her şeyi yapar. Çünkü bütün kötülükler yalanla yapılır.’ diyenler, bir yere giderken ve tam uyuyacağım zaman yalan söylüyorlardı.
Namnavul mutlaka Yunanca bir sözcük ve korkunç bir varlık demekti. Şermin, Namnavul’ün nasıl olduğunu bilmiyordu. Belki şeklini şemailini Giritli Fatma da bilmiyordu. Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte olan devin özelliklerini çeşitli masallardan dinlemiştim, onunla ilgili bilgim vardı. Masallardan çıkamıyorlardı. Annemin korkuttuğu arap; kapkara tenli, bembeyaz dişli, kıvırcık saçlı, kırmızı dudaklı, kulağı küpeli, Alaaddin’nin lambasından çıkan devdi ama onun da geldiği yoktu. Lambada hapisti ve çıktığında dağlar devirmek gibi çok işi vardı. Hep bunların geldiği söyleniyordu, uyuyacağımda. Gerçekten de beni uyutmak için anlattıkları masallarda geliyorlardı ama onlardan neden korkacaktım. Hayal dünyamda arkadaşlarım olmuşlardı.
Ruhumun derinlerine işlemişti korkutularak uyumak. Uyumak, korku ile
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 4
AYNA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15