2
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
214
Okunma
Karanlığın içerisinden “bir ben” ayaklanır ve yollar düşer adımlarına.
Rüzgârın söylediği sırlar savurur közden ayrılan kıvılcımları. Dağıldıkça yanar, yandıkça kül olur.
Kaç defa ölür, kaç defa dirilir,
düğümlerinden çözülür düşler.
Umut dedikleri kaf dağının ardında zamansız alem ve unutmak yeniden hatırlamaya heves...
Candan kırılmaların üstünü örter gül döken gülümsemeler,
dikenler kan damlatır kalbine gören gönülerin.
İçin kabuklarını kırıp, çıkılan bu yolculuk karanlıkla yüzleşmenin, gölgelerle tanışmanın ilk adımları.
Kendi mezarını içerden kazarak hiçlikle kucaklaşmaya hazırlayan sonsuz döngü.
Yollar ve yolcular, bir bulut’un gölgesi gibi sessizce geçer eşikten eşiğe, içeriden içeriye.
“Ben’den" geçenler göğe üç nar düşürür çatlar ve dağılır nasibi olana...
Vaha Sahra