7
Yorum
22
Beğeni
4,3
Puan
521
Okunma

Ilık bir yaz sabahı Antep’te. Oturdum her zamanki masama, in cin top atıyor. Hafiften üşüttüm ya da kafayı üşüttüm, kim bilir? Oturup da müzik eşliğinde şu dakikadan çok çok öncesini düşünmekteydim ki yazma kararı aldım; çoğu zaman düşünceler o kadar hızlı akıp gidiyor ki eyerinden tutmak için kâğıda dökmem gerekiyor.
Bu aralar üçüncü yazı tipimi kullanıyorum ve bunlardan yaklaşık altı yedi tane var. Kolumda böcek geziyor, etraf yemyeşil; şu çöl memleketinde absürt duran güzellik ağaçlar. Tabi tahta kurusu olmasa çok daha iyi olabilirdi. Ben daha önce tahta kurusu hiç görmemiştim. Sahi önceden gördüklerimle şu an yaşadıklarım o kadar zıt ki!
Haplı park, bıçaklanan arkadaşlar, hapisteki tanıdıklar, biraz ahlaksızlaşanlar, silaha sarılanlar… Şimdi ise plastik bir çay bahçesi sandalyesinde oturup düzmece hayatın akıntısında kaybolup giden bir genç kızmışçasına rol yapıyorum. Şaşırıyorum kendime, değiştiğimden falan değil, damarımdan akan kan kuruyana dek olduğumdan bir adım geri ya da bir adım ileri olamayacağımın bilincindeyim. Şaşırdığım şey bunca iğrençliğe nasıl tahammül ettiğim.
Kimisine hatta çoğunluğa göre İzmir’deki hayatımdı iğrenç olan. Oraların paçası çamurlu idi, burasının ise yüreği. Daha kaç ahbap, arkadaş kaybedebilirim bilmiyorum. İnsanlık dediğim illet, etik değerlerini yitirmekte. Bir iyilik kırıntısı bile görmemiş gavurlar gülen yüze bile mana aramakla meşgul. Şu lanet çölde milletin başka derdi yok tabi.
Yaptığım her şeyin farklı açılardan ele alınmasından bıktım. İyiyi oynasan bile, gerçekten iyi olsan bile pisliklere yaranılmıyor. Hoş, yaranma gibi bir derdim de yoktu. Yalnızca biraz mutlu olayım istemiştim; harammış.
Bir de derler ya “Kadın asla yalnız kalmaz.” diye, komikler. Çok düşünüyorlar, çok filozoflar ya! Elbette bir de ıssızlar. Hep erkek zorlanırmış, kadının illa telefonunu açacak bir deyyusu bulunurmuş. Meseleye acizlikle sığ bakmak bu olsa gerek. Rehberde kayıtlı olan herkesi arayabileceğimizi, herkesin de derdimize koşabileceğini sanmaları acınası. Bu kadar ezik büzük beyinlerle anca buna ermiş akılları işte. En azından kendi analarının yalnızlığını bile görememiş, kör olmuşlar. Şimdi söyleyin haydi, uzun zamandır yaşadığım kimsesizliği nasıl anlatayım bu bilinçsizlere? Ataerkilliğin dayattığı dogmaları hayatının merkezine almış erkekler; sanki marifetmişçesine, yalnızlıkları da dahil tepeden tırnağa her zerrelerini övmekten zevk alıyor. Ağızlarını açıp da laubali tavırlarla kadınları yargılayan bu it sürüsü iyi niyeti bile hak etmiyor. Yazık... İnsanlıktan en az kendimden nefret ettiğim kadar iğreniyorum.
En ufak güzelliği bile hak etmeyecek kadar kirlisiniz ve ne yazık ki sizin güler yüzünüz bile dışkı kokuyor.
5.0
75% (3)
2.0
25% (1)