0
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
263
Okunma

______
Evlilik başta bir masa gibi gelir insana.
Dört ayak üzerinde duran bir birliktelik masası.
Sevgi, saygı, sorumluluk, emek…
Ama bazı masalarda ayaklardan sadece biri sağlamdır.
Diğerleri hep “miş” gibi yapılır:
Seviyormuş gibi, destek oluyormuş gibi, ilgileniyormuş gibi…
Ben bu masanın tek ayağıydım.
Ama oturan hep o oldu.
İlk zamanlar anlamazsın.
Çünkü seviyorsundur.
Kendi kendine bahaneler üretirsin:
“Yorgun, kafası dolu, belki annesi ilgisiz büyüttü…”
Sen hep onun yerine düşünürsün.
Çünkü emek vermeyi, sorumluluk almayı öğrenmişsindir.
Sevgi sana yük hafifletmek demek olmuştur,
ama onun için sevgi bir hizmet şeklidir.
Bir keresinde ağır griptim.
Elim ayağım titriyordu ama yine de yemeğini hazırladım.
Çünkü biliyordum:
O yemek hazır değilse ya söylenirdi ya dışarıdan söylerdi.
Hastaydım ama sevgisizliğin daha çok üşüttüğünü o gün anladım.
Bana "Geçmiş olsun" bile demedi.
Başka bir zaman maaşımın çoğunu kira ve faturaya yatırmıştım.
Bana döndü, “Hayat müşterek, ne var bunda?” dedi.
Ama aynı müştereklik temizlikte, ütüde, bulaşıkta geçerli olmadı.
İki maaşla dönen bir evdi, ama sadece bir kadın vardı içinde.
Dışarıdan bakınca her şey normaldi.
Beraber alışverişe çıkılırdı, kalabalıkta el ele bile tutardı beni.
Ama eve dönünce elimi değil, sadece beklentisini uzatırdı.
Zamanla içimde bir suskunluk büyüdü.
Aynı odada susarak yaşamak,
aynı yatakta yalnız uyumak,
aynı sofrada sessiz yutkunmak…
Sadece ses değil, benliğim de yutuluyordu.
Beni en çok yoran onun ilgisizliği değildi aslında.
Kendime yedirememekti.
Ben bu kadar severken,
neden karşılığını göremediğimi anlamaya çalışmaktı.
Ve en sonunda anladım:
Ben sevgi veriyordum,
o ise konfor satın alıyordu.
Bir sabah kalktım.
Çay bile demlemeden çıktım evden.
Ne çığlık vardı arkamda ne sitem.
Çünkü içimdeki yangın çoktan kül olmuştu.
Ve bugün çok kadın aynı evde, farklı hayatlardan geçiyor.
Seviyor ama sevilmiyor.
Veriyor ama değer görmüyor.
Yalnızca kadın olduğu için “zorunlu emek”e mahkûm ediliyor.
Ama şunu bilsin herkes:
Bir kadın sustuğunda değil,
sessizce gittiğinde bitmiştir o hikâye.
Gidene değil, kalana bakın.
O yükle nasıl yaşayacak?
Peri Feride ÖZBİLGE
27. 05. 2025