5
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
560
Okunma

Kış aylarında Fethiye’nin sokaklarında, her şey oldukça sessiz sakindir. Rüzgarın denizden getirdiği tuzlu havanın içinde, hafif bir serinlik yüzüne vuran insanın yalnızlık hissi vardır. Sabahın ilk ışıkları yüzüne vurmamış olsa da derin bir mavilikle şehir bizi selamlar.
Doğanın renkleri, koyu yeşil zeytin ağaçlarının, sararmaya yüz tutmuş çimenlerin ve kayalıkların gri tonlarının birleşimiyle derin bir huzur yaratır. Her şey sakin, her şey yavaş ilerler. Hatta yolda giden arabalar bile sahil kenarından gidiyorsa hiç acelesi yokmuşcasına gider.
Ama sonra, birden bir değişim olur. Tıpkı hayat gibi...
Önce, denizin üzerinde beliren gri bulutlar rüzgara bırakır kendini ve yavaşça Fethiye’nin üzerinde gezintiye çıkar. Ardından hiç beklenmedik bir şekilde gökyüzü kararır ve yağmur başlar. Bildiğiniz gibi yağmur da değil bir yerden nereden geldiği belli olmayan bir ışık sonra arkasından bir gürültü kopar... Sonra bakarsın küçük damlalar, yerleri yavaşça ıslatırken, doğa bir anda bambaşka bir hal alır. Zeytin ağaçlarının yaprakları, yağan yağmurun etkisiyle parıl parıl parıldar. Limon ağaçları kokularını salar, portakal ağaçlarıyla birleşir. Çimenler daha canlı görünür; sanki her şey taze bir nefes almış gibi, bir an için bu şehir kendini yeniden doğurur.
Yağmur, bir süre böyle devam eder. Ne vakit yağdı ne vakit durdu bilinmez. Sonra, aniden bir değişim daha olur. Güneş, gri bulutların arasından yavaşça süzülerek, sanki korkarak dışarı çıkar. Yaramaz bir çocuk gibi bakar.
İlk başta, bir ışık huzmesi gibi, ardında altın sarısı bir ışıltı bırakır. Sonra, birden her şey aydınlanır. Yağmur damlaları, güneşin ışığıyla birleşip, etrafa parlak bir ışıltı yayar. Bir taraftan denizin kokusu bir taraftan toprağın kokusu birleşir.
Bu zaman diliminde, deniz de bambaşka bir hale gelir. Önce yağmur damlalarıyla kucaklaşıp koyu gri almışken güneşin ışıkları suyu bir ayna gibi parlatır mavinin en güzel tonuna bürünür. Adeta kıskanılacak kadar güzelleşir her yer. Dalgalanır bir an durulmak öyle kolay değildir. Denizin yüzeyi ışıldar ve yerini sakinliğe bırakır.
Yağmur yağarken şayet sahildeyseniz durun bekleyin... Bu olayları bir kez de siz seyredin denize bakarken zamanın durduğunu anlayacaksınız.
Yaz aylarının o cıvıltısı bittikten sonra kış ayı gelmiştir. Şehirdeki sokaklar boşalmış yaşamın bir başka boyutuna geçilmiştir. Kalabalıklar içinde yalnızlık insanın içinde sessizce kaybolur. Kimi zaman tek başına bir yürüyüş yapmak buralarda çok şaşılası bir şey değildir. Ha öyle kimse kimseye de ilişmez rahatça yürürsün gecenin kör vakti, sabahın ilk vakitlerinde...Özgürlük sakinlik ve yalnızlık resitalinde
Fethiye’de sahil boyunca yürürken bir tarafınız deniz bir tarafınız ise size yemyeşil bir doğa ile eşlik eder. Bu zaman diliminde denizin sesi ve yeşilin huzuru dünyadan kopmuş gibi hissedebilirsiniz. Şaşırmayın sakin olun zamana bırakın kendinizi. Hoş burada zaman kavramınızı kaybetmediyseniz daha...
Her yaprak her dal her taş her dalga kıvrımı bir anlam taşır. Yağmurun ardından doğa derin bir nefes almış gibi taze ve temizdir. Her yağmurun ardından şehir yeniden kendini doğurur. O an sanki yalnızlığınızın en güzel haliyle doğa bir araya gelmiş sizi sarıp sarmalamaktadır. Alışık olmadığınız bir histir bu önce şaşırır sonra alışırsınız.
Bir çay bahçesine oturursunuz deniz kenarında karşınızda yemyeşil dağlar sisli biraz ilerde ıslak yolda yürüyen birkaç insanı izlerken bir yandan da güneşin ışıkları yavaşça kaybolan bulutların arasından sızan sessizliğe bakarsınız. Kendini dinlemek isteyenler için mükemmel bir yerdir. Yalnızlık işte tam da burada bu zaman diliminde bir tür iç huzura dönüşür. Çünkü doğanın kucaklayıcı haline karışan bu kış sabahında kendinizi hiç yalnızlığa bırakmak isteseniz de yalnız hissetmezsiniz. Hissedemezsiniz.
Fethiye’nin yemyeşil doğası kışın bile büyüsünden bir şey kaybetmez. Zeytin ağaçlarının kökleri, toprağı kavrayarak her yağmurda biraz daha güçlenir. Limonlar yağan yağmurla daha bir sarı görünür. Çamların kararmış gövdeleri sanki her yağan yağmurdan sonra daha derin bir nefes alır. Her şey, bir anda tüm renklerin en güzel tonlarına bürünür. Doğal yeşil, pastele dönüşen morlar, çiçeklerin beyazları... Her an doğa bir renk şarkısı söyler gibi. Kırmızı burada daha kırmızı sarı ayrı bir sarıdır.
Gün sonunda kendinizi yine denizin kenarında oturur bulursunuz. Rüzgar biraz daha güçlü eser ama bu soğuk rüzgar bile içinizi ısıtır. Benzemez başka rüzgarlara. Huzurun tüm tonlarını bulursunuz. Zira etrafınızdaki yeşil ağaçlar, kış olduğunu bile fark etmeyen güller, yağmurdan ıslanmış taşlar, mavi deniz ve kendini bir gösterip pir gösteren güneş size en güzel renklerini sunar.
Huzurun anlamını bulduğun bir an doğa ve denizle birleşir.
Fethiye’nin kışı aslında bir araya gelmiş renklerin, ışıkların ve seslerin uyumudur.
Güzeldir güzel olmasına ama Ankara’da kış başkadır.