15
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
389
Okunma
Bazen, insanların içinde kaybolduğu bir zaman diliminde, bir ömür tükeniyor farkında olmadan. Gözlerini kapayıp bir an durduğunda günlerin hızla geçtiğini bir umut için yılların feda olduğunu fark ediyorsun.
Bu aralar ruhumu sorgulama dönemlerinde olduğumu fark ediyorum. İnsanların an ve an bu durumları yaşadığını düşünüyorum. Ya da yaşamaları gerektiğini zira kendini sorgulamak karşındaki suçlamaktan iyidir. Tabiki bunu hastalık boyutuyla yapmadan. İnce çizginin üstünde doğru adımlarla yürüyerek.
Rutinlerimin arasına aldığım sorgulama günlerinden birinde, birinin kalbinde kaybolduğunda, tüm dünler birikir ama içindeki boşluğu dolduracak hiçbir şey bulamazsın. İşte o an, gözlerindeki her ışık sönmeye başlar bunun nedeni nedir diye düşündüm.
Günleri belirginleşsiztiren gözlerdeki ışığın kaybolması derecesine getiren şeylerin altında bir sebep neden sadece sorgulayan tarafından aranır. Bu kendiliğinden mi olur? Her şeyin altında bir sebep yok mudur? Yada psikopat mıyım? Bunu derken bile dudağımın kenarına kendimle dalga geçen bir gülücük kondurdum. Okurken aynı tepkiyi verecek misiniz bakalım verirseniz hoş geldiniz sorgulamaya kendinizi.
Sorgulama sebeplerimden biri yer mekan iş değişikliğim belki de. Çoğunun ayıla bayıla az iş ne güzel deniz var ne güzel dediği yerin bana bomboş gelmesi... Bu nedenle anıların içinde kaybolup gidiyorum. Zira kendimi dinlemeye fırsat buluyorum. Oysa kendimi dinlememek için değil miydi iş üstüne iş üstlendiğim. İşte sorgu memuru yüreğim bu aralar iş başında. Sabah kahvemi alıp ekran başına geçiyorum. İçimdeki boşluğu hissettikçe okuyorum. Yazmıyorum zira kalemimden çıkanların anlaşılamayacağı bir yerlere gideceğinden çekiniyorum. Sonra bir bakıyorum bir yazıda o gün hissettiklerimi buluyorum. Okuyorum...
Kalemim suskun bu aralar şiir şiir dökülemiyorum. Gönül alfabemin harfleri yetersiz kalıyor. Dünyadaki tüm dillerle seviyorum oysa günü güneşi iyi insanları aşka aşık olmayı ama bunu anlatamıyorum. Sığdıramıyorum hecelerin kalıbına serbestler yetersiz geliyor.
Ne çok dün biriktirmişim o kadar çok ki bugüne hala gelememişim ondan belki de yarınları düşünmeyişim.
"Harca harca bitmiyor. Kırıklarını sardığım kalbim mi yoksa dünler mi çözemiyorum?" Oysa harcadıklarım her bir parçasında ruhumun parçaları yok muydu? Yıllardır harcadıklarım kendimden miydi yoksa hayattan mı? Derin bir nefes çekerek yine sokuldum dünlere.
Dünlerim lütfen dünde kalın biraz molaya ihtiyacım var. Artık sorgulamayın beni sorgulatmayın. Bugüne biraz müsade edin nefes alarak yaklaşabileyim. Bunları yazarken bile beynimdekiler uçussun diye kafamı sallamışım. Sadece ben mi yazarken elim yüzüm gözüm hatta burnum şekil değiştiriyor.
Oysa pişmanlık yok bugünümde zira bugünleri dünlerden ben taşıdım. Her şeye alışma süreci yaşıyorum. Bundan geriliyorum. Şiir yazan kadınlar galiba biraz fazla detaycı düşünüyor ondan da sarıyor sardıkça sarıyor. Hele ki karşındaki duygularını ifade etmeyen hissetmeni bekleyen birisi ise. Emin olmanı isterse kendisinden. Sen sokulamazsın hayatın gerçeğine. Kirpiklerinde takılı kalır heveslerin. Kıyaslarsın dünlerle bugünleri. Oysa dünler acıydı. Yaşa be kadın bugünü. Yaşa artık bak gülünce gamzelerinde bahar açıyor.
Ne yapmak lazım bir gülüşün ardında ki gizemi çözmek lazım bazen sinirli bazen kahırlı bazen imalı bazen dostça bazen dünleri bıraktım bugün bugün haydi gel yarına diyen gülüş.
Yine birbirine bağlanamayan düşünceler ve konu neydi ben ne yazıyorum diye biten iç döküşleri...
Bu yazıyı aslında bunun için yazmaya niyetlenmemiştim dün gece. Güvercinlerin kanatları ile gelen bir habere sevinme nedenimi çözemem ana başlık olacaktı. Sonra düşündüm okudukça gülümsedim. O gülüşün ardındakini sadece ben hissedebildim. Susarak gülümsemek belki de gamzelerime en büyük ihanetti oysa.
Neden mi yazıyorum bunları kah duyduklarım kah hissettiklerim kah anlık duygular kah ben kah biraz siz...
Ama şunu biliyorum yine diyeceksiniz kafa karışıklığı yada anlamsız gelecek belki de size bunlar.
Kime göre neye göre anlamlı bu hayat...Bunu derken bile gülümsedim...
Bir gülüşün ardında ki dünleri bırakıp bugünlere bugünlerin ellerinden tutup yarınlara yürümeye niyetlenerek...
Gülümseyin...
ÖNCELİKLİ OLARAK TÜM GÖNÜL DOSTLARINA TEŞEKKÜR EDERİM HANGİNİZİ RENKLENDİRSEM DİYE DÜŞÜNMEKTEN CEVAP YAZAMADIM ONUN İÇİN HEPİNİZİ GÖGÜMÜN RENGİ MAVİYE BULADIM...SEVİLİYORSUNUZ VE BUNU DA BİLİYORSUNUZ.