2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
328
Okunma

Zaman zaman şehiriçi toplu taşım araçlarında rastlıyoruz. Mesai öncesi ve sonrasında yani kalabalık saatlerde yaşlıların da olduğunu görüyoruz.
İnsanın işi olmazsa o saatlerde zorlasan dahi binmez. Hastane işi veya başka işi vardır. İnsanlık hali.
Bazı gençler bu yaşlılara yer vermediği gibi bir de azarlıyor. "Ne işin var bu saatte!" Diye.
Bu davranış insanlığa hiç yakışmayan bir davranış.
Peygamber Efendimiz "Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa, musibet ve belalar başınıza sel gibi akacaktı" diyor.
İhtiyarlar bizim bereket kaynağımız, geçmişimiz, varlık sebebimiz, bela musibetlere karşı koruyucumuz.
Böyle davranan gençlere acıyorum. Çok düşüncesizce tepki gösteriyorlar.
Bugün rahatça bindiğin otobüs veya metro treni onların ödedikleri vergiler ile yapıldı. Yer vermek ve hürmet etmek yerine azarlamak da neyin nesi? İnsan biraz utanır.
1980’li yıllarda fazla yol, otobüs ve metro treni yoktu. Yer bulmak imkansız. Otobüsler ara duraklara hep dolu gelirdi. Binebilirsen ayakta balık istifi şimdi 20 dk.da gidilen yolu 1,5-2 saatte zor giderdik. Şimdi o zamana göre şartlar şükür ki çok iyi.
O günleri bilmeden gençler yaşlıları azarlıyorlar ve eleştiriyorlar. Bu bir bakıma da kınamak anlamına geliyor. Peygamber Efendimiz "Bir kimse kınadığını yaşamadan ölmez" diyor.
Böyle davranan gençler iyi düşünsün. Bir gün gelecek kendileri de yaşlanacaklar. Aynı muameleye maruz kalacaklar. Men dakka dukka olacaklar.
İnsan biraz sonunu düşünmeli. Onları geleceğimizin aynası olarak görmeli. İnsan kendi akıbetini kendisi hazırlar.
Onların bir "Allah razı olsun" demeleri çok kıymetli. Ah bir anlayabilsek.