Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
Zeynep Perçin
Zeynep Perçin
VİP ÜYE

Otizm

Yorum

Otizm

2

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

435

Okunma

Otizm

Otizm

Her insanın hayatında bir gölge vardır, bazen görünmez kılınmak istenen, bazen de yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelen bir gölge. Otizmle birlikte yaşamak, bu gölgeyle iç içe olmayı öğrenmek gibidir. Ne tam karanlıktasındır ne de tam aydınlıkta. Ama bu gölge, insanın iç dünyasına kazıdığı derin bir izdir.

Kızım Newa’nın otizm tanısı aldığını öğrendiğim gün, hayatımda bir dönüm noktası oldu. O an, içimde bir yerlerde derin bir kırılma yaşadım. Her ebeveyn gibi, çocuğumun geleceği hakkında hayaller kurarken, bu yeni gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım. Otizmin ne olduğunu, bununla nasıl başa çıkacağımı öğrenmem gerekiyordu. Ancak asıl öğrenmem gereken şey, bu yolculuğun sadece Newa’nın değil, benim de yolculuğum olduğu gerçeğiydi.

Otizm, dışarıdan bakıldığında bir engel gibi görülebilir. Ancak zamanla fark ettim ki, bu durum bir engel değil, farklı bir yol. Newa’nın dünyası bambaşka renklerle dolu. Onun anlama ve ifade etme şekli, çoğu insanın bildiği dilin çok ötesinde. Kelimelerin yerini bazen bir bakış, bazen bir el hareketi alır. İnsan duygularını, başkalarının anlamayacağı şekillerde sunar. Bu, dışarıdan bakıldığında sessiz ve izole bir dünya gibi görünebilir, fakat o dünyaya yakından bakıldığında iç içe geçmiş sonsuz bir anlam bulutu keşfedilir.

Otizmle ilgili öğrendiğim en önemli ders, sabrın sadece bir erdem değil, bir gereklilik olduğudur. İtalya’da, Türkiye’de ve her iki ülkenin eğitim sistemlerinde, kızımın bir birey olarak var olabilmesi için çabalar sarf ettim. Her ne kadar bazen sistemin soğuk duvarlarına çarpsam da, Newa’nın gözlerindeki ışık beni her seferinde ayağa kaldırdı. O ışık, gölgenin içinde saklı olan umuttu.

Elbette kolay olmadı. Okul müdürlerinin, öğretmenlerin, çevredeki insanların anlayışsızlığı beni defalarca yıktı. Kızımın bir etiketle yaftalanması, onun sağlıksız ya da yetersiz görülmesi, içimde kopan fırtınaların nedeni oldu. Ama her fırtınadan sonra güneşin doğduğunu biliyordum. Çünkü otizm sadece bir teşhis değil, bir yolculuktu. Kızımın yanında yürürken, sadece ona değil, kendime de doğru bir keşfe çıkıyordum.

Otizmle yaşamak, bir insanın gölgesini kucaklaması gibidir. Gölge hep oradadır, ama onunla dans etmeyi öğrenmek mümkündür. Newa’nın bana öğrettiği şey de buydu: Karanlık, aydınlığı daha net görmemizi sağlar. Ve bazen en büyük ışık, o gölgenin içinden gelir.

Bu yolculukta, her gün yeni bir şey öğreniyorum. Newa’nın sessizliğinde bir dünya saklı; onun her adımı, hem onun hem de benim için büyük bir zafer. Otizmi bir yük olarak değil, onu ve onun dünyasını anlamak için bir fırsat olarak görüyorum artık. Çünkü her bireyin dünyası özeldir ve Newa’nın dünyası da, o gölgeyle aydınlanan çok renkli bir evrendir.

Otizm, gölgeyle yaşamayı öğrenmektir. Ama o gölgenin içindeki ışığı bulduğunuzda, hayatın ne kadar güzel ve farklı olabileceğini keşfedersiniz

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Otizm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Otizm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Otizm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
neneh.
neneh., @neneh-
23.9.2024 04:54:07
Farkındalık yaratan muhteşem bir yazı.farklı yaşamlara kapı aralamak ve yaşayanları anlamak.Bize düşen de bu..Yaşam engel tanımaz.Yeter ki açık yüreklilik ile hayatı kolaylaştıralım ..
Gule
Gule, @gule
23.9.2024 02:00:12
Yeğenime otizm tanısı konulduğunda henüz 3 yaşındaydı ve ben o zamana kadar bu kelimeyi hayatımda ilk sefer duyuyordum. Düşününce kendime o kadar kızıyorum ki, ne kadar cahilmişim! Yeğenimin hareketleri, algılayışı, bize olan tepkisi diğer yaşıtlarından farksızdı, yalnızca konuşmuyordu. Yengem şarkı söyleyince gülüyor, elleriyle adeta müziğin ritmine uygun notalar bile tutturuyordu. Hatta yengeme "konuşmuyor ama çok iyi kulağı var bu çocuğun!" demiştim. O yaz tatili hep beraber geçirmiştik, gülmüştük, eğlenmiştik, ne güzel de geçmişti oysa tatilimiz. Sonra tatil bitti herkes evine döndü ve birkaç hafta sonra Yengemle annem çocuğu 'konuşmuyor' diye doktora götürdüler. Annem hatta yengeme 'boşuna evhamlanıyorsun, bu çocuğun bi şeyi yok!' deyip duruyordu. Ne olduysa işte ondan sonra oldu, doktor çocuğun kendi bi dünyası olduğunu, ortada bi yerde sıkışıp kaldığını, biran önce eğitim almazsa iş işten geçeceğini ve öbür yola doğru kayıp gideceğini, ama tedaviyle düzebileceğini söyledi.

Sizin de söylediğiniz gibi bu çocuklar hasta değil, özel kabiliyetleri olan çok zeki çocuklar. Beethoven, Albert Einstein da üstün yetisi olan ve aynı tanının konulduğu özel insanlardı.

Maalesef ve ne yazık ki; toplum ve bireyleri olarak, dünya tatlısı bu özel çocuklara karşı son derece bilinçsiz ve yetersiziz. Eğitim sistemi ve kurumlar da sayı olarak hem az hem de çok pahalı...

Yeğenim delikanlı oldu ve hãlã konuşamıyor:((
Tıpkı yakışıklı güzel yeğenim gibi bu özel konu hakkında ben de sessizlik yemini etmişim gibi hep sustum ve bugüne kadar hiç bahsetmedim ondan. Özel çocuktu ve özel kalsın istedim kalbimde...O yüzden çok ama çoook duygulandım şimdi okurken, o soğuk duvarlara tekrar çarptım, acı gerçeklerle tekrar yüzleşip hesaplaştım. Kendi adıma ne kadar teşekkür etsem azdır Size, böyle hassas bir konuya dikkat çekip farkındalık yaratıp, burdaki herkesi aydınlattığınız için çok teşekkür ediyorum 🙏🙏

Sevgiyle sarılıp öpüyorum Newa'yı...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL