Okuduğunuz
yazı
7.8.2024 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Kavanoz Kapaklarını Açma Kursları
Erkeklerin ve bu erkekler içinde en başta benim en nefret ettiğim işlerden birisidir Kavanoz Kapaklarını Açma İşleri... Bunları, kimse içine malzemeleri koyduktan sonra kapatan, o herifçioğluna artık ana avrat dümdüz gideceğim... Ha yok insan değil makineler kapatıyor diyorsanız o makineleri icat edenlere de bu sefer dümdüz gideceğim...
Niye bu kadar uğraştırır ki bir kavanoz kapağı insanı, anlayabilmiş değilim. Elimi ıslatıyorum olmuyor elimi kuruluyorum yine olmuyor. Elime bez alıyorum yine bana mısın demiyor. En sonunda insanın alıp kavanozu güm diye duvara çarpası geçiyor içinden, ama onu da yapamıyorum hanım gözlerini büyüterek bana bakarken...
Yerel Yönetimlerin, belediyelerin bir dolu kursları var. Buradan Belediye yetkililerine sesleniyorum bir şekilde ücretsiz Kavanoz Kapaklarını Açma Kursları düzenleyemez misiniz acaba? Benim gibi bu işlerden dertli bir sürü erkek var.
Geçenlerde rüyalarıma bile girdi bu kavanoz kapaklarını açma işi. Önüme üç dört tane kavanoz getirmişler açmaya çalışıyorum bir şekilde, birini açıyorum her nasılsa, başka bir kavanoz geliyor önüme, sonra başka birini açıyorum yine kavanoz geliyor önüme, üç dört tane kavanoz derken durmadan önüme kavanoz geliyor, tam en sonuncusunu açarken bileğim dönüyor, burkuluyor acıyla kıvranıyorum, terli bir şekilde uyanıyorum. Ne kabustu ama inanamazsınız...
Buradan hükumete sesleniyorum biz erkekler olarak bu konuda çok dertliyiz. Kavanoz kapaklarını açma işini arada sırada genç delikanlılar ya da bileği kuvvetli hanımlarında yapması için bir kanun çıkartılması acilen lazımdır... Kanun olmadı kanun hükmünde bir kararname ile de halledilebilir.
Zaten dünya kavanoz dipli bir dünya, birde biz bu kavanoz kapaklarını açarken telef olmayalım. Yahu kardeşim az sıkın ne olur şu kavanoz kapaklarını da tepemizi attırmayın biz erkeklerin. Bizden sonra o kapakları açacakları da bulamazsınız...
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hocam bu konuda halk eğitim müdürlüklerini göreve cağırmak daha doğru olur yani dikiş nakış ile birlikte kırk yama artı kavanoz kapağı açma kursları vermeli kutlarım tepkinizi
Görevden kaçış yok Bu kavanozun kapağı açılacak dendiyse, Açılacak o kadar. Ama Burak kavanoz kapağı düşündün birazda inatlaşmanın sonucunu, Ekmek bıçağıyla kapağı deliyorsun, Geriye tek elle çevirmek kalıyor. Bak bakalım birdaha inatlaşıyor mu Selamlar
Evet size hak veriyorum, bizde öyle bir algı var. Perde asmak, çöpü çıkarmak ve kavanoz açmak erkeklere düşer. Bana kalsa ben bütün işleri seve seve karşı cinsime devrederim, hatta üstüne para bile veririm. Yeter ki evin bütün mesuliyetini üstüne alıp, mırın kırın etmeden, ben demeden kendi akıl edip evi çiçek gibi yapsın. Bence yeni yasalar çıkaralım, yeni kanunlar. Kadınlar hiç para yatırmadan hem evden malunen emekli olsun, hem de normal dışardaki işinden çift maaş alsın...ne güzel olurdu değil mi? Biz annemizin karnından bu işlerle mi doğduk, çile çekmeye mi geldik abi? Bi iş yapın desek yüzünüz düşer hemen...Şu evin say say bitiremediğim bütün ceremesini niye bu kadınlar çekiyor? Görev dağılımını bile eşit yapamıyoruz. Benim elleri pril köpüklü güzel babamın, bi zamanlar kapıyı açıp komşumuza yakayı ele verdiği çok güzel bir lafı vardı: "hayat müşterektir komşum, erkeği kadını, sırası mı var bu işlerin? Onlar dizi seyrediyo, benim de paşa keyfim bulaşık yıkamak istiyor olamaz mı?"
Öyle hassas yerimizden vurdunuz ki Ahmet Bey, hani "bir söyle bin ah işit!" hesabına döner erkeklerle aramızdaki bu didişmeler:)
Valla ben artık nefret ediyorum bu ev işlerinden Ahmet Bey, 12 saat gidim dışarda çalışim hay hay, seve seve hiç söylenmem ama eve gelince cinlerim tepeme biniyor. Ben istemez miyim? Eve gelince kahvaltım hazır olsun, çayım, kahvem önüme gelsin, ayaklarımı yaylana yaylana uzatim keyfime bakim? Bu gelmiş, şu gitmiş, ne alim ne pişirim demeden geçireceğimiz sorunsuz bir günümüz olsa, bizi tatile çıkarsanız veya gönderseniz ne güzel olur.
Yani şimdi size bu kapaklar bu kadar dert olduysa, biz n'apalım? Biz hangi kursları verelim size Ahmet Bey? Sizinki de dert mi şimdi, açamadığınız bi kapak olsun. Tencerede biraz su kaynatın, kapağı ters çevirip bir iki dakika kaynatın içinde, bakın bakalım açılıyo muymuş o kapak?
Ya biz n'apalım Ahmet Bey? 'Beni annem niye doğurdu?' varoluş sancısı çekmeyeceğimiz, vıdı vıdısız, kavgasız gürültüsüz, şöyle ağız tadında bi günümüz olmayacak mı bizim?
Tükenmişlik ne kadar kötü değil mi? Tükendik Ahmet Bey, böyle azar azar, ordan burdan kemirilen iliğimiz hãlã yerinde duruyor mu merak ediyorum.
Yani bi kapak da bunları söyletip, yazdırıyorsa vay halimize!:)
Sizi tenzih ederek söylüyorum tabi siz öyle yapmıyosunuzdur ama ben çok dertliyim bu konuda, yani yorumu yazarken bile arada bir gözümü evde dolaştırdım da bu evde ben hiç dokunmasam, kılını kıpırdatmadan kök salacak şeyler var ama bu kadar da olmaz ki! Artık söylemiyorum bi şey, akışına, huyuna suyuna bıraktım. Söylemiyim söylemiyim diyorum ama kafamın içine de odun atıp fokur fokur kaynatıyorlar habire...
Sizi çok iyi anlıyorum Ahmet Bey, bi kapağı açamamanın karşılığı benim literatürümde "yuh sana be! bi kapağı da mı açamıyosun? pes! ne işe yarıyosun sen ya? bırak bırak ben yaparım!" dır:) Bunu kafanıza kakacağımızı ve asla unutmayacağımızı ve bi daha size kapak dahi açtırmayacağımızı, elimizi kesmek pahasına bıçak alıp sakat işler yapacağımızı da bal gibi bilirsiniz, o yüzden o mereti n'apıp edip açmanız gerekiyor bilmem anlatabildim mi?
Ahmet Bey velhasıl demem odur ki; yengemizi üzmeyelim, o ne derse odur, sürçü lisan ettiysem affola :)
Ben yorumları severim, ayrı bi yere koyarım, çok da keyif alırım. Tıpkı şimdi olduğu gibi... Başınızı ağırtmamış olmayı da dileyerek teşekkür ediyorum ben de Ahmet Bey...
Yok demem... Hakaret ve aşağılayıcı olmayan her türlü yorum olumlu/olumsuz başımın tacıdır. Okuyarak yazarak öğreniyoruz yorumlar ile de öğreniyoruz haliyle...Teşekkür ederim
Uzun uzun daha anlatırdım da -tüüü lanet olsun yazmaz olaydım! bu kadın da nerden musallat oldu bana derseniz sizi anlarım- ama yemek yapıcam daha Ahmet Bey. Sizin yemekle aranız nasıl? Anlıyo musunuz bari bu işlerden?:))
Şaka yapıyorum tabi ama insan yine merak ediyor, babam çok güzel yemekler yapıyor ya, sanıyorum ki herkesin elinden geliyor bu tür işler. Yani babam diye söylemiyorum ama inanın babam gibi bi tanesi bırakın bizim sülalede, bu yeryüzünde bi benzeri yok.
Neyse beni çeneye tutmayın Ahmet Bey çok işim var daha:))
Vallahi ne diyeyim ablacım şimdi ben kavanozların kapakları illaki açılır kalpler kırılmasın yeter ki hayat mutlaka müşterek ve kadınlar buna rağmen çok eziliyor benim hemcinslerim tarafından bir de horlanma ve aşağılanma tabi... Zor kadınlık vesselam... Teşekkür ederim
No problem..Telaşa gerek yok.Relaks.Bir bıçağın ucunu hafifçe kapağın kenarına koyup kanırtırız çıt diye sesten sonra açılıyor hemencecik.Yeter ki kavanoz sevdiğimiz yiyecekle dolu olsun.Üstada saygıyla.
neneh. tarafından 7.8.2024 16:20:56 zamanında düzenlenmiştir.
Üreticiler ne yapsınlar! Raf ömrünü uzatmak için kavanoza kapaktan hava girmemesinin telaşındalar.:) İlk başta evde gözden çıkardığınız bir bıçak olmalı. Böyle zor zamanlarda çok işe yarıyor. O bıçakla kavanozun kapağını biraz havalandırıyoruz. Biraz açıkçası sporcu gücüde gerekiyor.:) sonra işlem tamam. Hava basıncı eşitlendiğinde, kavanoz kolay açılıyor. ve böylelikle kavanoz dipli bir dünyaya tebessümümüzü gönderiyoruz.
Ustam bende konu başlığını görünce domates işine giriştiğinizi düşünmüştüm.
Ev işlerinde size kolaylıklar diler, yengeme selam ederim.
Eyvallah teşekkür ederim. Bizimkisi biraz meseleyi sulandırmak aslında biraz tebessüm ettirmek yoksa nedir illaki bir kavanoz da açılır açılmaz diye bir şey yok. Teşekkür ederim saygıyla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.