4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
652
Okunma

Çoktandır yokum Edebiyat Defterinde.
Sağlık sorunları, hayat gailesi, moral bozukluğu vs. vs.
’Şöyle biraz dolaşıp hava alırım, ufunetim dağılır, kafamı toplarım’ düşüncesiyle çıktım evden. Belki bir tanıdığa rastlar da iki çift laf etmek zorunda kalırım diye kalabalıklardan uzak tenha bir caddede ellerim cebimde yavaş yavaş yürüyorum
Canım kimseyle konuşmak istemiyor.
Karşıdan o geliyordu.
Siyah yeleğinin içinde Bursa’nın has ipeğinden beyaz gömlek, üstten dört düğmesi açık. Göğsünün kılları görünüyor. Pantolonu Nazilli dokuması bol paça. Elinde sarı kehribar tespih. Ayağında Çarşamba işi yüksek topuklu ayakkabı, ökçelerine basılmış. Yürürken ses çıkarıyor. Takk… Takk…
Onu görünce bir sevinç geldi yüzüme oturdu. Gözlerim ışıdı. Durdum bekledim. Çağanoz gibi yan yan yürüyerek karşıma geldi. Biliyordum;
“Nasılsın?” diyecek, benimle uzun uzun konuşacak derdimi tasamı söküp içimden alacaktı.
Öyle yapmadı. Bana bir omuz attı. Düşmemek için kendimi zor toparladım. Yürüdü gidiyor. Şaşırmış semeleşmiştim. Seslendim:
“Üstat nereye, beni tanımadın mı?”
Önce omzundan baktı, sonra ağır ağır yönünü bana döndü, yanıma geldi. Çenemden tuttu, gözlerini gözlerime dikti.
“Tanımadım. Tanımam mı lazım?”
“ Ben Bedri… Bedri Tokul. Hani Edebiyat Defterinde yazılar şiirler yazardım. Sen de yazdıklarımı beğenir, beğendiğini belirten yorumlar yapardın. Bildin mi!?”
Sağ elinin işaret parmağını şakağına götürdü. Bir süre düşündü.
“Çıkaramadım. Peki, yazılar yazıyorsun da yazdıkların benim gibi GÜNÜN YAZISI seçiliyor mu? Seçilseydi seni kesin hatırlardım. Demek ki güne falan gelemiyorsun. Gerçi yazı yazmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Hele hele yazdığının güne gelmesi hiçte kolay değil. Önce çok okuyacaksın. Yetenekli olacaksın. Çok yazacak tecrübe kazanacaksın. İmla kurallarına falan dikkat edeceksin. Allah bilir imla kurallarını falan da bilmezsin ya! Hehhee. Hani – kırk fırın ekmek yemek- diye bir deyim var ya, sende en az kırk yazı yazacaksın.
Yazdıkça zaman içerisinde olgunlaşacak, pişeceksin. Anladığım kadarıyla edebiyata meraklısın. Herkese yapmam ama seni sevdim. Sana bir kıyak yapacağım. Önce yazdıklarını bana gönder ben bir inceleyeyim. Yanlışlarını düzelteyim. Ben yayınla dersem yayınla. Ama hemen ümitlenme benim seviyeme yaklaşmak çok zamanını alacak.”
Yürüdü gitti takk.. takk…
Şimdi düşünüyorum da "Bu yazıyı" kendisine göndersem beğenir mi acaba?
Beğenmese de söz verdi beni yetiştirecek.
Kim mi?
Son günlerde yazısı güne gelenlere bakarsanız onu hemen tanırsınız.
SENİ SEVİYORUM ÜSTAT…