-Gize de bulunan Mısır piramitleri ,şüphesiz dünyadaki en tuhaf hayranlık uyandırıcı yapılardandır.

Binlerce yıldır , zamana ve doğaya meydan okuyan antik şaheserler halen daha tüm heybetiyle karşımızdalar.

Tahmin edebileceğiniz gibi ,birçok insan yüzyıllardır, bu devasa yapıların ardındaki gizemleri çözmeye çalışıyor.
Bunların arasında gelmiş geçmiş en büyük "mücitlerden" biri olan.

____________Nikola Tesla’da var.

Hayallerinin peşinden giden ve en büyük hayali dünyaya bedava enerji dağıtımı gerçekleştirmek olan, sıra dışı bilim insanı olan Nikola Tesla. Ölümünün üzerinden, çok uzun yıllar geçmesine rağmen ,günümüzde bile tanınan ve merak edilen bir isim.

Nikola Tesla ,her ne kadar hak ettiği değeri göremeden aramızdan ayrılsa da ,piramitler hakkında korkunç gerçekleri ortaya çıkarmayı başardı.

Kendisi nispeten, yakın zaman ,ilgi odağı olmaya başladı.
Fikirlerinin temelinde yatan şeyler, akıllı telefonların kablosuz internetin ,alternatif akımın ve bu gün kullandığımız diğer pek çok teknolojinin icadına yol açtı.

Çılgın fikirlerinin yanı sıra Tesla Mısır piramitleri de dahil olmak üzere bir dizi çok gizli projeyle ilgilendiğini ifade etmişti.

Piramitlerin sırlarını çözme yolculuğu 20 yaşındayken başladı ve daha o noktada, bu konuyu, hayattaki en büyük amacı yapmaya karar verdi.

Yaklaşık, iki buçuk milyon, taş bloktan oluşan ve altı milyon ton ağırlığındaki Mısır piramitleri, dünyanın dört bir yanından birçok ziyaretçiyi kendisine çeken gizemli ve görkemli yapılardır.

Bu piramitlerin çözülemeyen sırlarla dolu olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Özellikle ,piramitlerin güç üretme yeteneği olmak üzere bu sırlardan bazıları.

Nicola Tesla’nın çığır açan fikir ve icatlarına kaynaklık etmiştir.
Pek çok insan, piramitlerin aslında Mısır firavunlarının mezarları olduğuna inanıyordu.

Ancak, hiç birinde, tek bir mumyanın bulunmaması, tüm mumyaların Krallar vadisinde yatıyor olması şaşırtıcıydı.

Ayrıca, piramitlerin üzerinde yerli Mısır yazıtları veya sanatı da yoktu.

Bu gerçekler, uzun süre boyunca cevabı bulunamayan bir soruyu ortaya çıkardı. Ortada hiçbir amaç olmadan, bu kadar devasa yapıları inşa etmek için, neden bu kadar kaynak harcansın ki.

Bunları ne Mısır firavunları için mezarlar ,ne de bazı Tanrıların onuruna inşa edilmiş yapılar olmadığını artık bildiğimize göre Tesla’ya dönebiliriz.

Nicola Tesla, antik yapılar hakkında birçok kitap okudu ve piramitlerin inanılmaz miktarda enerji içerdiğini keşvetti.

O zamanlar, elektrik çok az biliniyordu ve Tesla piramitlerin içinde gizlenmiş bazı ileri teknolojilerin var olma ihtimalini düşünmeye başladı.

Nihayetinde, piramitlerin güçlerini elektromanyetizma/dan aldığına ikna oldu.

Ona göre piramitler ,bir tür kristal enerjiyle yapılmış ve içlerindeki odalar, elektromanyetik alanlar üzerinde bir şeyler yapmak için kullanılmış olabilirdi.

Bununla birlikte, büyük piramidin yapımında kullanılan taşlar gibi malzemelerin, güneş ve aydan elde edilen enerjiyi ,depolama özelliklerine sahip oldukları teorisini de savunuyordu.

Bu nedenle piramidin, şehirlerde elektrik sağlayabilen bir enerji alanı üretmek için tasarlanabileceğini öne sürdü.

1905 yılında Tesla ABD de elektrik enerjisini, doğal ortam üzerinden aktarma sanatı başlıklı, bir patent sundu.

Patent, iyonosfere dokunarak, elektrik enerjisi toplayan ,dünya çapında bir dizi jeneratöre ait tasarımların ana hatlarını çiziyordu.

Tesla ,dünyayı iki manyetik kutup etrafında dönen, sınırsız enerjiye sahip, devasa bir elektrik jeneratörü olarak görüyordu.


İlerleyen zamanlarda bu üçgen tasarımına Tesla’nın elektromanyetik piramidi adını verdi.
Dahası, enerji kaynağının piramitlerin şekillerinden ziyade konumlarının olduğuna inanıyordu.

Bu sebeple Tesla kulesi olarak adlandırılan, kuleyi inşa etmeye karar verdi. Bu kule ,günümüzde Tesla deney istasyonu olarak biliniyor.

Tesla bu kuleyi Gize deki piramitlerin konumunu ve gezegenin ekvatordaki yörüngesini göz önünde bulundurarak Colorado bölgesinde inşa etti.
Kulenin inşası, dünyanın sinyalleri nasıl iletebileceğine dair teorilerine dayanıyordu.
Tesla’ya göre prototip Paris kadar uzak bir mesafeden sınırsız veri ve enerji gönderip alabilecekti.

Ne yazık ki Tesla’nın keşfi ve cihazı 1943 teki gizemli ölümünün ardından unutulmaya yüz tuttu.

Ancak çalışmaları günümüze ulaşmayı başardı.
Akademisyenler ve araştırmacılar piramidin gücü hakkındaki teorilerini incelediler.
Ve ürettikleri fikirler ,piramitleri çevreleyen birçok gizemin ortaya çıkarılmasında yardımcı oldu.

Tesla’nın piramitler hakkında açıklamaya çalıştığı şey biraz karmaşık gelebilir.
Belki de düşündüğümüzden çok daha eski bir şeyin gücünü anlamamızı istiyordu- kim bilir.

İşleri biraz daha açıklığa kavuşturmak için Tesla’nın rakamlarla ilgili fikrine bakabilirsiniz.
Tesla’ya göre üç altı ve dokuz sayıları evrenin büyük bir anahtarını oluşturuyor.
Bu nedenle de hepimiz için büyük önem taşıyordu.

Tesla evren, galaksiler, yıldız oluşumları ,evrim ve hemen hemen tüm sistemlerdeki birçok modelin, doğal olarak ortaya çıktığını ileri sürdü.

Bazıları üç altı ve dokuz sayılarına olan takıntısının, piramit şeklini ve kimi temel matematik yasalarına tercih etmesine sebep olduğuna inanıyordu.
Tesla, bu rakamların evrensel matematiklerin esas sayısı olduklarını düşünüyordu.
Ve bu yüzden, üç rakamı veya onun katı olmayan bir şeyi yapmıyordu.

Örneğin ,bir binadan içeri girmeden önce, yapının etrafında üç kez dolanırdı.
Kat ve oda sayıları, üçe bölünebilen otellerde kalırdı.
Newyok/taki otelinin 33. cü katında 3327 numaralı odada yaşıyordu.
Matematiksel olarak 3+3=6 ve 2+7=9 dur -yani otel onun için uygundu.

Her gece yaklaşık 3 saat uyur ,çatal bıçaklarını tabaklarını kullanmadan önce 18 peçeteyle parlatırdı, üç kişilik guruplar halinde kararlar alırdı.
Çevresindeki şeyler hakkında yaptığı hesaplamalar ne olursa olsun sonuçlarım üçe bölünebilir olmasını sağladı.
Bu sonuçlar, seçimlerinin ve kararlarının temelini oluşturdu.

Peki Tesla üç altı ve dokuz rakamlarına olan takıntısıyla bize ne anlatmaya çalışıyordu.

Matematiğin evrensel bir dil olduğunu ve kanunlarının dünya üzerindeki herkesi etkilendirdiğini farkındayız.

Tesla, bu evrensel dil hakkındaki anlayışının piramidin gücünün ve gezegenimiz için önemini anlamamıza yardımcı olabileceğine inanıyordu.

Teorileri, piramidin fiziksel şeklinin ötesine bakmamızı, onun ruhsal ve enerjiyle alakalı özelliklerine araştırmamızı sağladı.



Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın