Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
ismail karaosmanoğlu
ismail karaosmanoğlu

BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI

Yorum

BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

447

Okunma

BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI

BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI

Tarih Boyunca İran

BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI

Bu üçlüye dikkat etmeli bütün dünya. Bütün dünyanın gözü önünde oynanan bu tiyatroya dikkat etmeli? Bu oyunu sezmek, tam tahlil yapabilmek için bazı önemli noktalara dikkat çekmek lazım. Öncelikle İran’ı tanımak, onun İslam dünyasındaki tarihi rolüne dikkat çekmek gerek.

Büyük Pers İmparatorluğu’nun devamı olan İran Devleti Büyük Selçuklu Devleti dönemini istisna sayarsak hep aynı ruhla yaşamıştır. Bu ruh ve fikir hep aynı minval üzere devam etmiş ve bu güne dek gelmiştir.

Öncelikle İran’ın büyük Pers İmparatorluğunun, Kur’an-ı Kerim’de bir sure olan Bizans’la çağın süper güçleri olarak dünyanın terk hakimi olmak için yaptıkları savaşları konu eden Rum Suresini hatırlayalım. Aslen Mecusi: Ateşperest olan İran’a karşı kitabi din sahibi Hristiyan Rumların galip geleceğini müjdeleyen ayet bize o günlerin siyasi hareketlerini pek güzel anlatmakta.

Hristiyanlıkla birlikte bütün kitabi dinlere ve bilhassa İslam’a karşı büyük direnç gösteren bu ateşperest dünya İslamlığı kabul etmeden önce de sonra da pers imparatorluğunun heğamonik zihniyetini terk etmemiştir.
İşte bu günkü İran’ı anlamak için onun tarihine iyi bakmak ve onu bu zaviyeden tahlil etmek gerekir. Yunanistan’ın Meğola ideası gibi, İsrail’in Büyük İsrail Devleti, ABD’nin Dünya jandarmalığı planları gibi İran’ın da büyük Pers İmparatorluğu hayalleri onun genel siyaset anlayışında belirleyici olmaktadır.

Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail’in savaşları, günümüz İran’ın sürdürmekte olduğu siyaseti anlamakta işaret taşı görevini sürdürmektedir. Hz Ömer zamanında fethedilen bu topraklarda İslamiyet çok saf kalmamış kısa zaman sonra İslam’ın iç ihtilaflarından kendisine bir yol bularak Şiiliği seçmiştir. Onun Şiilikte bulduğu çıkış Sünni İslam’ı sürekli tehdit etmiş, İslam aleminin içinde bir çıbanbaşı gibi sürekli kanayan bir yara halinde, İslam düşmanlarının da istedikleri zaman kullanabildiği bir problem olmayı sürdürmüştür.

Osmanlı’yı sürekli tehdit eden bu Şii dünya onun Avrupa’yı tümden ele geçirmesini engellemiştir. Ari ırkın bu en büyük gücü Müslüman olmuşsa bile sürekli İslam’ın baş ağrısı olmuştur. Pers İmparatorluğu Rumlarla hâkimiyet savaşı yaparken Şii İran sürekli İslam ülkeleriyle dalaşmıştır. Yavuz’la Çaldıran savaşı yenilgisinden sonra bile rahat durmamış Kanuni döneminde yeni saldırılarla Osmanlının başını ağrıtmaya devam etmiş, hatta 4. Murat devrinde de bu savaşlarını kâh galibiyet, kâh mağlubiyetle sonuçlandırmıştır.

Aynı tavrı günümüz de de görmekte değil miyiz? Daha yakın zamanlarda Müslüman Azerbaycan’ın aynı mezhepte olduğu halde yanında olmamış Ermenistan’la ihtilafında karşı tarafı tutmuş, Karabağ’ın kaybedilmesine neden olmuştur. Burada ABD, Rusya ikilisiyle menfaatleri örtüşmüş Ermenistan’ı bizzat desteklemiştir. Aynı İran Batının İslam üzerinde oynadığı şer oyunların baş aktörü olmayı tercih etmiş, önce Irak’la 10 yıl süren büyük Müslüman kırımına neden olmuştur. Şimdi aynı İran Şii hinterlandını ABD’nin ona büyük bir sevecenlikle terk etmesiyle Sünni İslam’a karşı cepheler açarak Sünni kıyımını başlatmıştır. Gerek Irak, gerek Suriye’de açılmış cepheler onun işini kolaylaştırmıştır.

Batının Dinler arası dialoğla Hristiyan alemini tek vücut kıldı. Avrupa birlik çabaları da bu alanda büyük bir dönüm noktasını oluşturdu. Şimdi sıra İslam aleminde büyük ayrılık nedenleri oluşturdu. Savaşlar artık Müslümanlar arasında olacak diyen Kissinger ilk işaret fişeğini çoktan yakmıştı. Irak’ta yıllar süren Saddam zulmünün faturasını Iraklı Sünni Araplara çıkarttı. Şimdi gün geçmiyor ki bu bölgede bir mezhep ihtilaflı terör çıkmasın. Bir yandan da Suriye’de Baas yönetimine karşı oluşumları destekleyerek bir cephe de orada açtı.

İran şimdi batının bu büyük oyununun baş aktörü olmak için elinden geleni yapmakta yine her zaman ki gibi bu hak dinin baş ağrısı olmaya devam etmektedir. Korkarım ki bu misyonunu uzun süre devam ettirmeye çalışacaktır. Korkum budur. Sünni dünyadan kendisine uzatılan barış ellerine iltifat etmemiştir hiçbir zaman da etmeyecek batının ve Israil’in ekmeğine yağ sürecektir.

Ahmet Kemal

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Batı iran ve islam dünyası Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Batı iran ve islam dünyası yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Mustafaoğlu İlyas
Mustafaoğlu İlyas, @mustafaoglu-ilyas
6.6.2023 23:12:08
Hocam biryere kadar haklisin.
burda yanlissin

." Aynı İran Batının İslam üzerinde oynadığı şer oyunların baş aktörü olmayı tercih etmiş, önce Irak’la 10 yıl süren büyük Müslüman kırımına neden olmuştur. "

Savasi baslatan Iran degildi.Inkilab yapmis zayif bir komsuya saldiran irakti yani saddam di---saldirtan batilillardi yani savasa iran baslamadi...O savas olmasydi saddam Kuveyti isgal ederek büyük seytanlari islam beldelerine sokmasaydi Bugün siyinizm bu denli kuvvetli olamazdi.
Irani seytanlastirip siyonistlerin cikarlarina hizmet ettiren batiya karsi bizlerde tarihten ders alarak
Iranla asgari mustereklerde birlik olmaliyiz.
yoksa savasarak bir yere varilmaz.TÜRKÜN CESARETIYLE IRANLINI INADI, birlik olursa dünyaya hükm etmek hicten degil , diye bir söz var..Suni dunya birlik olsa iraninda istemeyerekte olsa yayilmaci politikasina engel olabilir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL