Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Tüya
Tüya

Üşümeyen Yaşlı Çift

Yorum

Üşümeyen Yaşlı Çift

8

Yorum

7

Beğeni

0,0

Puan

699

Okunma

Okuduğunuz yazı 1.6.2023 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Üşümeyen Yaşlı Çift

Üşümeyen Yaşlı Çift



Alabildiğine sessizdim bugün. Konuşmak gelmedi içimden; çünkü, aklımdan geçenlerle konuşmam yeterince yordu beni. Gerçi konuşmak istesem bile, muhatabım olmaya layık o birileri zaten yok ufukta…

Hava oldukça bulutluydu. Rüzgar da yoktu. Biraz da nemliydi, boğucuydu solunan hava. Sanki her an gök gürleyecek, şimşekler çakacak ve ardından dolu yağacaktı. Bu düşünce beni temkinli kılmıştı. Öğleden sonra yürüyüşe çıktığımda, ormanın olduğu yöne gitmemeyi tercih ettim bu nedenle.

Göl kıyısı fazlasıyla tenhaydı, ama köpeğine can yeleği giydirmiş ve yüzmesi için onu motive etmeye çalışan bir kadın çarptı gözüme. Bir süre merakla onları izledim. Köpek dönüp dönüp kadına sokuluyor ve homurtuları ta bana kadar geliyordu. Oysa genç kadın çok sakindi. Ona şeker vererek ödüllendiriyor ve onu kısık sesle konuşarak eğitiyordu, tıpkı çocuğunu eğitir gibi.

Yürürken, başım hep göklerde, gözlerim ağaçların alacalı yeşilinde dolaşıyordu. Kuş seslerine dikkat kesiliyordum. "Kara kuş"un, bülbülün ötüşünü andıran sesi, her zaman olduğu gibi, beni mest edip duruyordu. Onları, ağaçların dallarında arayıp duruyordum. Boynum ağrıyınca yola devam ediyordum.
Kayın ağaçlarının görkemli edası ve yüzlerce yıllık meşe ağaçlarının koyu yeşil yaprakları eşliğinde, adımlarım hızlandı. Ara ara durup önüme çıkan leylakları kokladım. Beni gelip geçip gidenleri umursamıyordum. Yine kendi hayal dünyama dalmıştım. Bir kaç dal leylak kopardım ve elimde koklaya koklaya, keyfimce yürümeye devam ettim.
Plajın olduğu yere geldiğimde, yaşlı bir çiftin suya girmek için üstünü çıkardığını gördüm. Meraktan yolumu değiştirdim ve onlara yakın yürümeye başladım.

Kadın da, erkek de kırış kırıştı. Sıska denecek kadar zayftı ikisi de. Fakat ikisi de, oldukça çevik ve atletik bir vücut yapısına sahipti. En az doksan yaşlarında görünüyorlardı. Hareketleri öylesine ağırdı ki. Ya da bana mı öyle geliyordu?

Yaklaştım. Suyu izler gibi yaptım. Az sonra erkek kadının elini tuttu. Kadın kuma basarken çivilere basıyordu sanki. Ayaklarımın sızladığını hissettim. Fısıldar gibi konuşarak o "buz" gibi suya girdiler. Hani öyle ağır ağır değil, sımsıcak kaplıcalara girer gibi girdiler. Onların yerine "aaah, soğuuuk!" diye, neredeyse ben çığlık atacaktım.

Hayran oldum bu iki cesur ve sevimli yaşlıya. Buranın soğuk iklimine, iliklerine kadar alışık oldukları belliydi. Buz gibi suyla yıkanmanın, onları sağlıklı kıldığının da bilincindeydiler. Sağlıklı ve uzun ömürlü olmalarının nedenlerinden biri bu değil miydi?

Ben ise, aptallar gibi durup onları izledim bir süre. İmrenmedim mi? Elbette, inkar edemem! Hatta onlar adına, çok da sevindim. Onlar suyun yüzünde kayar gibi kaybolurken, yoluma devam ettim. Adeta yeni bir enerji edinmiştim ve içimde yaşama sevinci kanatlanmıştı.

Dahası, ne yağmur yağdı ne de gök gürledi. Ama bulutlar hala siperdi güneşe. Yaklaşık bin adım yürüdükten sonra, geri döndüm. Zira kafamda hala o iki yaşlı vardı: "Ya üşümekten kıyıya geri dönemediylerse? Ya birinin bacağına kramp girdiyse? Ya yorulmaktan kıyıya kadar dönemediylerse? Ya ya ya..." diye endişelenmeye başladım. Hoş, ne onları kurtaracak kadar gücüm var, ne de paldır küldür o buz gibi suya kendimi atacak kadar cesur olduğumu söyleyebilirim. Üstelik, daha ben onlara ilişmeden, kendi kendimi boğacağıma yemin bile edebilirim. Her şeyden önce, panikten donar kalırım, Allah muhafaza!

Adımlarımı hızlandırdım. Ve tekrar sahile vardığımda, o sevimli çifti çırılçıplak kıyıda buldum. Dudaklarımın sevinçten gerildiğini hissettim. Kadın, elindeki kıyafetiyle öylece dikilmiş suyu izliyordu. Erkek ise, havluyla onun sırtını kuruluyordu. Ne bir telaş, ne bir pişmanlık belirtisi vardı hallerinde. Bilakis, oldukça relaks ve romantik bir hava soluyorlardı. Ben oracıkta durup, onlara hayranlıkla bakakaldım yine.

Yavaş yavaş onlara doğru yürümeye karar verdim. Davetsiz yanaşıp, suyun soğuk olup olmadığını sorayım, dedim:

- Merhaba! Su soğuk muydu?

İkisi de, sanki böyle bir sorunun her an yöneltileceğini biliyorlarmış gibi, istiflerini pek bozmadan ve sakin bir edayla:

- Hayır, hayır sıcaktı. Tam 12 derece. Çok keyif vericiydi, dedi adam. Suya bakıp gülümsüyordu. Kadın da, onu onaylarcasına başını salladı:

- Evet, ben de keyifli buldum, dedi. 10 dakika kaldık. Yeterli bugün için, diye devam etti.

Onların öyle sakin ve rahat olmalarını şaşkınlıkla izliyordum. Bunu, onlar da fark etmişti olmalılardı. Üşümediklerini iyi bildiğim halde:

- Üşümüyor musunuz, dedim?

Adam yine gülümsedi ve havluyu kolları arasında tutarken, eşine baktı:

- Hayır hayır, şimdi değil, Ben suya girerken biraz ürperdim, ama şimdi üşüdüğümü söyleyemem, diye çıkıştı kadın.
Eşini sevecenlikle izleyen adam, ona desetek olmak için atıldı:

- Evet, ben de üşümüyorum. Harika bir duygu. Dinçleştirici. Tavsiye ederim!" diye de ilave etti.

Gülümsedim. Bi suya, bi onlara baktım:

- Sizin kadar cesaretli olduğumu söyleyemem, dedim.

Gülüşerek sohbete devam ettik bir süre. Öğrendim ki; kadın 87 yaşında, erkek de 85 yaşında ve sadece bahar aylarında değil, kışın da düzenli aralıklarla soğuk suda yıkanırlarmış.

- Suyun ısısı 2,3 dereceyken de giriyoruz. Genellikle kendi köyümüze giderken girerdik. Ama artık yaşlandık ve sık sık gidemiyoruz oraya. Bu güzel göle takılıyoruz, dedi kadın.


Onlardan ayrıldıktan sonra adımlarım mütemadiyen hızlanmıştı. Ve benim hızlı ve tempolu ilerleyen adımlarıma büyük katkısının olduğu kesindi. Öyle ya; madem ki, ben onlar gibi soğuk suya girerek sağlığıma pozitif etki sağlayamıyorum; hızlı yürüyeyim bari, diye düşünmüş olmalıyım bilinç altında.

Sitenin cümle kapısına geldiğimde sırtımın ıslaklığını, nefesimin normalleştiğini duyumsadım. Demek ki iyi yürümüşüm, dedim.

Size teşekkür ederim sevimli ve cici insanlar, dedim içimden...




H. Korkmaz, 2023 Sthlm

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üşümeyen yaşlı çift Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üşümeyen yaşlı çift yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Üşümeyen Yaşlı Çift yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
vortex
vortex, @vortex
2.6.2023 23:01:14
Günün yazısını kutluyorum güzel yazı olmus tüyaa hocam selamlar...
ilhanaşıcı
ilhanaşıcı, @ilhanasici
2.6.2023 19:07:16
yaşattı mı yaşattı.. konu beni içine çekmediğinde ustalıklada yazılsa sonunu getiremiyorum..konu bilindik olsa da çift yaşlı olunca soğuk suyun sağlığa katkısı gerçeği (ki bu gerçekten kaçanımız çok sevgili tüya gibi)buz gibi çarpıyor suratımıza..çift diyorum çünkü tekken cesaret olmayabiliyor.. demek ki ilk önce cesaretli partner bulmak lazım..hafızamı zorladığımda girdiğim en soğuk su kaz dağlarında girdiğim bir akarsu idi..yaz mevsiminde bu nasıl bir soğuk suydu öyle 10 saniye sonra kendimi çoss tınısında sıcak kayalara sıvazladım😉emi
ayşe1
ayşe1, @ayse1
2.6.2023 17:31:34
Soğuk su dingin ve diri tutar. Yaktığı kalori sizi zarif kılar.
Biz, tüm kardeşler, Boğaz'ın serin sularında Mart sonu Nisan başı daima yüzerdik.
Lakabımız Balık'tı. Kıyı kayalarının üzerinden atlar , soğuk, derin sularda akıntıya meydan okurduk.
Güney ve Ege suları yaş alsak da bize çok sıcak gelir. Bu yüzden herkes uyurken sabah çok erken suya girer kilometrelerce yüzeriz.

Yalın ve güçlü dili, konusu, yazınızı okunası güzellikle çekici kılıyor.
Kutlarım yürekten.

Sevgiler, esenlikler.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
2.6.2023 11:25:35
İnsanlar yaşlandıkca daha çok bağlanıyorlar bir birine bu yaşama bakımından aynı değildir bazı şeylerden vaz geçiyorlar çok güzel bir çalışma okudum kutluyorum
Ağaçların efendisi
Ağaçların efendisi, @agaclarinefendisi
2.6.2023 01:21:36
Dinlenmemek için yola çıkanlar asla yorulmazlar diye bir sözü vardı Atatürk' ün onu hatırlattı bana Insan kendini programlayinca acıyı bile hissetmiyor . ateşin üstünde yürüyen cambazlar sihirbazlar gibi. Güzel bir yazıydı tebrik ederim değerli şair saygılar

Ağaçların efendisi tarafından 2.6.2023 01:20:55 zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Gule
Gule, @gule
1.6.2023 20:43:22
8 puan verdi
Soğuk su zinde tutar, yüzmek de en iyi spor zaten. Yaşlılar kendilerine daha iyi bakıyorlar özellikle Avrupa'dakiler. Ben de yürümeyi seviyorum ama tembelim, rutine dönüştürebilsem çok iyi olacak ama onun yerine uzanıp paslanmayı göze alıyorum.

Bazen kulaklığı takıyorum sesi açıyorum sevdiğim şarkıları dinliyorum, kendim de eşlik ediyorum, hep beraber bir tempo tutturup yollara düşüyoruz beraber...iyi geliyor...

Yazını okurken eşlik ettim sana, yan yana beraber yürüdük, beraber soluduk o havayı ve hatta gözümüzü karartıp, cesaretlenerek beraber daldık soğuk suya...

düşüncesi bile ne güzeldi, teşekkürler Tüya'm

çokça sevgiler.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
1.6.2023 19:42:34
10 puan verdi
Bu mutlu çifte Boğaziçi sularını salık veririm.
Hem İsveçle kıyas imkânı doğar.
Soğuk suyun sağlığa etkileri biliniyor.
Ben almayım kalsın.
Bünyem uç hallerimi kabul etmiyor.
😊
Çok saygımla Şairim.
Kenanfaik
Kenanfaik, @kenanfaik
1.6.2023 04:50:45
10 puan verdi
Zaman zaman yoğun tempodan, kırıntı addedebileceğimiz boş vakitleri fırsat bilip, yürüyüş yapmaya ve yalnız başına kendini sanki dalgalara bırakıp her şeyden kopup farkında olmayan yapraklar gibi, etrafın ve zihnimizin bizi elimizden tutup bir çocuk gibi dolaştırdığını hissederiz ya, öyle bir hâlin çok güzel bir anlatımı olmuş yazınız sayın Tüya...

Sanki ruhumuz bize artık bunaldım, yeter der de, ama yine de vefakar bir dost gibi asla huysuzluk yapmamaya özen gösterip, yoğun koşuşturmaların içinde kaybolduğumuz şehirlerin yine de yaşanılası yerlerine az dahi olsun vakit bulup şöyle bir küçük bir mola verip gezintiye çıkmak ister. Ve farkında olmadan, o sıkışmışlık atmosferinden bir an olsun uzaklaşıp soluklanan ruhumuza göz ucuyla hissettirmeden biz de deriz ki, haydi zihnim, gözlerim, ayaklarım kısacası her şeyim senin emrine amade, gez, gör, yaşa ve düşün...

Bazen düşünürüm de, zihnimizin her an ve her zeminde düşünce ile özgürce dolaşması olmasaydı, ölümüne dünyanın o kasvetli atmosferine sıkışan bedenlerimizi ne teskin edebilirdi? Hele ki, şehirlerin o duyguyu körelten sokak ve caddelerine sıkışmış, beton yığınları arasında ve hava kirliliğinin ağır atmosferi altında yaşadığının farkında dahi olmaya fırsat bulamayan insanlar olarak...

İşte bir anlık soluklanmanın dahi güzelliğini ve bizi elimizden tutup sürüklediği küçük maceraları arar olduk desem, çağın insanlığa biçtiği bu acımasız yaşam koşullarında inanın abartmış olmam...

Yazınızı okurken dahi, sanki o atmosferi soludum. Hele ki, o iki sevimli ihtiyara dair çekmiş olduğunuz fotoğraf, sanki yazınızın içine alıp götürdü beni... Sık sık spor ve yürüyüşlere çıkan biri olarak, çoğu zaman bu alışkanlığımı, tablet ya da elimde bir kitap ile okuyarak ve müzik dinleyerek yapmayı seviyorum nedense... Farklı yerler, tabiat, tarihi eserler v.b. olduğunda, etrafı gözlemleyerek ve tabiatın bize sunduğu küçük sürprizleri hem görerek hem de düşünerek yürümek çok çok güzel, lakin şehir ortamında, yürüyüş yollarında bir yanda trafiğin havayı kirletici etkisi, diğer yanda beton yığınları arasında sıkışmışlığı ancak kitap ve müziğin arkadaşlığında bulabilmek gerçekten acı veriyor...
Gecenin koynunda kalemimin de gezmesine vesile olduğunuz... Güzel ve dinlendirici yazınız bir nebze olsun sanki taze bir havayı solutuyor okuyucuya... Yürek sesiniz daim olsun...
Saygılarımı sunuyorum...



Kenanfaik tarafından 1.6.2023 04:52:32 zamanında düzenlenmiştir.

Kenanfaik tarafından 1.6.2023 04:53:01 zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL