Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Arıkann
Arıkann

Radikal Düş

Yorum

Radikal Düş

9

Yorum

8

Beğeni

0,0

Puan

1034

Okunma

Okuduğunuz yazı 15.4.2023 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Radikal Düş

Maneviyatın , hissiyatlarımızın ve fikirlerimizin anlamını hızlı ve yoğun bir biçimde yitirdiği bu dünyada "normal" olarak yaşamak varoluşsal bir meselenin ötesinde.Nefes aldığım bu gezegende ,birşeylerin veya pek çok şeyin yolunda olmayışı kendimi haklı çıkarma mı sağlıyor, bilemiyorum.Mesela, silah tacirlerinin vicdanlarını rahatlatmak için hayır kurumları açtığı bir dünyada yaşıyorum ki bu Kant’ ın " Ödev Ahlakına " tersti.Umarım duymamıştır.Bir kıtanın kozmetik harcaması, başka bir kıtanın yoksulluk sorununu çözebilecek düzeyde bu da Karl Marx’ ın çığlıydı.Bizi ,sınırların ortadan yavaş yavaş kalktığı bir dünyaya inandırılar ve adına " küreselleşme" dediler .Oysa başka bir coğrafyaya gitmek için , pasaport kuyrukları hergeçen gün artıyor.Demekki sınırları aşan" sermayenin sınırlarıydı."

Fiziken ve ruhen ince bir çizgideyim.En ufak hareketimde kaybolmaktan korkuyorum.Neydi beni bu ince çizgiye iten?Sistemler mi, kitaplar mı, aşk’lar mı, şiirler mi?Bak gördün mü yine kendimi haklı kılıyor ve radikal hayat biçimimi meşrulaştırma eyleminde bulunuyorum ve bu yöntemimi kimsenin ulaşamayacağı yükseklere taşıyorum.Başka bir yöntem bulmam gerekir.Fikirler fikirlere, kavramlar kavramlara ve doruklar doruklara gebedir.Öyle ki dün benim için eksik ve yetersiz kalıyor.Hiç ulaşamayacağım bir geleceğin tutkusundayım.Hayır umutsuzluk değil bu! Büyük oynuyorum ve büyük kaybetmeye de hazırım. Bu yol , üzerinde gökkuşağı olan bir mayın tarlasıdır.Ben ölümü aştım!Basacağım her alan beni yine ince ip çizgisine itecek.Yani kaybedeceğim şey olsa olsa belki de zaman olur..Ama gelecek orada durur kaybolmaz.Narçicekleri açılır, Güneş feth edilir,sıcaktan yanan bir gezegen ölür ve tekrardan doğar, kuşlar son provasına uçar,kelebekler ömürlerini hesaplar , birşeyler var olur ve yok olur ama gelecek orada durur kaybolmaz!
Elimdeki çay bardağı soğuyunca fark ettim; ben ne yapıyorum, nereye doğru gidiyorum?Sistemler falan eyvallah da ben bu çok bilinmeyenli denklemin neresindeyim?Kendimi pasifize ediyor gibi görünsem de içimde narsist bir fırtına kopuyor.Evet ben de varım , aslında en çok da ben varım diyorum.Kaç kez istila ettim dünyayı bilmiyorum.Bir defasında Don Kişot’ un yoldaşı olmuştum , yolu yoktu dövüşülecekti yel değirmenleriyle.

Elimdeki tütün bitince fark ettim; gezegenemiz ,falan tamam da sıra Evren’ de.Olasılıklarla dolu bu evrene, degişim, diyalektik ve hareket algısı ile yaklaşmalıydım.Einstein izafiyet teorisi,Heisenberg belirsizlik ilkesi ve kuantum fiziği çalışmlarına da bulaştım en derinden.Uzayı büküp , zamanın evrensel olmadığını ya da belki de zaman nedir sorusunu sormam gerektiğini duyurmalıydım.
Ağaç orman ile konuşur.Ot çayır ile.Yıldız ise samanyolu ile ve ben de içimdeki evrenle konuşmaktayım.Vücudumda soğuk bir iğne.Önce dudakarımızdan başlanır uyuşturmaya ve parmak uçlarımızdan fikirlerimize yayılır.Artık ne Ay görünür ne de Güneş.Boynumuza saplanan hançer ile zamanın dışındayız ve bazılarımız" radikal bir düş" ile kendi sıramızı bekliyoruz ,zamanın içine dahil olmak için.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Radikal düş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Radikal düş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Radikal Düş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SadeceGökyüzü
SadeceGökyüzü, @sadecegokyuzu
19.5.2024 20:55:12
Burada gerçek bir bilge var ..Düşünceleriniz harika sizi alkışlamak istiyorum.
Tüya
Tüya, @tuya
17.4.2023 00:03:08
Enteresan bir makale...
Kendimizi ve "dahil" olduğumuz bu sistemi sorgulama çabamız bitecek mi hiçbir zaman? Hiç sanmıyorum...
Özellikle bizi girdabına alan kutuplaşmaların, savaşların, iklimsel kaygıların, ekonomik krizlerin, göçlerin ve sınıfsal toplumların mensubu olmamızdan kaynaklanan rahatsızlıklar, ikilemler, kaygılar, sualler...
Kapitalist sistemin acımasızlığını daha güçlü ve sürekli kılan çarkın dişlerini oluşturduğumuz aşikar.
Biz istediğimiz kadar radikal çözümler üretmeye çabasına girelim; sansürlenen ve giderek sistemin kontrol mekanizmasına prangalanan düşlerimiz azınlikta olduğu sürece -bilgisizliğimizin de etkisiyle- düşler bilinmeyen bir geleceğe ertelenecektir.
Ve rasyonel düşünmek ve hareket etmek adına. suspus olmamız kaçınılmazdır; şimdilerde olduğu gibi...
Pesimist bir portre çizdiğimin farkındayım, ama altmış yıllık hayat tecrübem bana bunu öğretti, sayın Nakira.

Teşekkür ederim düşündüren yetkin yazınız için.
Saygılarımla.

Yılmaz Süslü
Yılmaz Süslü, @yilmazsuslu
16.4.2023 16:52:28
Öncelikle müthiş bir çalışma olmuş tebrikler size.

Normalde günün yazı seçkiler pek de dikkatimi çekmez , bölümü de.
Hele yazı bölümü din vs. zihin uyuşukluğuyla boğulmuş durumda.

Yazınızsa düşünme eylemine ışık tutmakta veriler ışığında.

Ömer Cebeci denilen şahıs gelmeden önce her ay senelerce koşup aldığım Bilim ve Teknik dergisinin ekinde düşünce eyleminin şeması ,cerebrum (beyin) de nasıl ve hangi aşamalardan geçerek beynin ilgili hangi bölgesinin olay konusuna göre aktif olduğu ki mesela sayısalsa sol lop ,sözelse sağ lop aktive olduğunu göstermişti.

Hala da saklarım eski bilim ve teknik'i.

Düşünme de biz klasik tıp bilimleri görürken hem fizyolojik hem de ilgili anatomik organları fazlasıyla derinlemesine işlemiştik büyük bir heyecanla.
Beyin hala vücudumuzun en gizemli organı.
O kadar milyarlarca nöronun ilk çağlardaki daha homo sapiens den günümüz insan evrimi hala büyük bir hızla hem temel tıp bilimleri hem de antropoji gibi bilimler çerçevesinde araştırılmakta.

Ama günümüz insanı doğal olarak gelişen bilgiye kısa yoldan ulaşma gibi sebeplerden ötürü beyin gelişimi durağan hale gelmeye ,beyni kullanma ,işlevleştirme durumu bence yavaşlamakta.

Çünkü ne araştırma , ne okuma eylemi beyni dürtecek yönden yöntemler de sınırlı olunca düşünce de haliyle etkileniyor.

Eski insanlar ilk eşya , icat yapanlar ya da bir yerden başka bir yere gitmek ,göç etmek zorunda kalan insanlar ile günümüzün rahat ,konforlu yaşam sürecine sokulmuş insanı arasında kıyaslanamaz uçurumlar var.

Çünkü günümüz insanına her hangi bir uyaran olayı sınırlı.
Elinde teknolojik alet uydu bağlantılı cihazlar ,bilgisayar gibi etkenler düşünme eylemine ya da düşünme eylemini uyarmaya biraz sınır koyuyor.

Bilimci SİNAN CANAN hocanın dediği gibi "konfor alanı genişledikçe beyin çürür".
Bir insan beynini ne kadar tetiklerse o oranda beynini zorlar ve gelişir.

Sadece hocanın tabiriyle ölüler ilk aşamadadır. Yani beyni tetiklenmeyen ,cansız.

Bence bunun kaynağı da verilen eğitim ,bireye alenen enjekte edilen dinsel ,sosyal dogma ve argümanlar.

Benim de yaşadığım ağır dinsel baskı!

İnsanı ağır korkuyla koşullanmakta ve düşünme özgürlüğü parentez içinde yaradan korkusuyla sınırlandırılmakta.
Niye mi bir gün hesap vereceğiz ya..

Ben bu yüzden boşuna hastane yollarına düşmedim şahsi olarak.

Ama ki dünyaya egemen güçler düşünen ,analiz eden ,sentezleyen insan topluluğu görmek istemez.

Bizler o dünyanın en tepesindeki bir avuç kadar ailelerin eğitti bir iki milyonluk ağır gücün milyarlık köleleriz.

Bu işin gerçek ve pek de insanları inandıramadığımız gerçek bir konu.

Benim düşüncelerim bitmez usta ki uzun yazdım biraz.

Affına sığınarak düşüncelerimi belirtmek istedim.

Tam da istediğim konuyu işledin.

Eline ,yüreğine ,zihnine sağlık...

ayşe1
ayşe1, @ayse1
16.4.2023 15:02:45
Rene Descartes 'in "cogito ergo sum" dediği gibi düşünmek var olmak demek.
Zeki bir varlık olan insan düşünme , sorgulama, analiz ve sentez uygulamalarından,... kaçınamaz.
Bilgi edinimine, gelişime, ilerlemeye ölene dek sınır biçilmemelidir.
Öğrendikçe varlığımızı keşfeder olmak; hedef seçip koymak; amaca ilerlemek; evrenin bir zerresi olduğumuz bilincine hizmet etmek demektir.

Yazınız değerliydi.
Kutlarım.
Saygılarımla.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
16.4.2023 12:32:16
Şiir gibi bir çalışma çok ince yürek sesi ile yazıldığı belli kutluyorum saygılar
Sedanur
Sedanur, @sedanur
16.4.2023 11:26:07
itilenmiyiz icimizdeki evreni keşkefen bir kedimiyiz
kendimiz biz disi her olgu oluşumdan sogutlayan
yada tepkimi zamana dahil olmamak olamamak

bi an düsündüm
benligimiz
biz degerler
biz neredeyiz
bütünün parşası olmak degisim demek
bu degisimme uyum bizi dışta tutan belkide

deli sorular


tebrikler.
neneh.
neneh., @neneh-
16.4.2023 08:41:35
Bütün mesele bu..Zamanın içerisinde olup zamanın içine dahil olmayı beklemek.Her insan koca bir evren ama evrenin dışına iteleniyor.Evrenler savaşında donanımsız yalın kılıç kalmak da en acısı..Sömürü düzeninde küreselleşirken bireysel düzende damlayan kanlar vampirlerin hâlâ yaşadığını muştuluyor.Önce evrenimize sonra haklarımıza sahip olmalıyız.Zira bizi bizden koruyacak yine biziz Kaleminiz daim olsun.Kutluyorum.Muhteşem bir beyin fırtınası ile gündemi ışıklandırdınız.Sağlıcakla.saygıyla.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
16.4.2023 03:00:41
Mikro düzeyden makro düzeye hayır ve şerr yayılması.
Birine gidinceye biri kayboluyor.
İnsan niyetiyle kalıyor.
İnsan ne yaptığını "sanıyor".
Cüzi başlangıçlar, külli sonuçlar.

Allah muhafaza etsin.
Çok saygımla Sayın Yazar.
Tuna Yaşar
Tuna Yaşar, @tuna-yasar
15.4.2023 20:00:54
Ölümsüz insan ölümün kıyısında yaşar. Orada yediği içtiği ile, taptığı çektiği iledir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL