14
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1077
Okunma

Kumru Hanım, babasından duyduklarından sonra arkasını dönüp odasına doğru ilerlemekteyken:
-Kumru!.. Ebena’nın elleri.. Kolları.. O kızarıklar da neyin nesi?
Kumru Hanım yaşananları babasına anlatıp anlatmamak da kararsız kalmış ve
"Farkındayım; merhem sürdüm, yarına bir şeyi kalmaz baba" diyerek geçiştirmiştir.
Orhan bey, Cavidan Hanım hakkında söyledikleri karşısında oldukça sakin davranan kızını biraz daha kışkırtmak için:
"Ha ha ha! Demek Yavuz senden hiçbir şey saklamaz ha! " diyerek bir kahkaha attı. Kumru Hanım sinirinden sıktığı dişlerini hafifçe aralayarak gözlerini Orhan Bey’ e dikip "Evet, öyle baba! İyi geceler!
Bıkmıştı artık, Orhan Bey’in eline geçen her kozu bu denli acımasızca kullanmasından…Yavuz Bey’e her ne kadar güveniyor olsa da kalınca bir sis geçiyordu şimdi gözlerinin sokaklarından. İşte yine üçer beşer çimlenip çıkıyordu şüphe tohumları yüreğinin kararan topraklarından.
Fâriğ olmam eylesen yüzbin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-î kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devreyledikçe nûh-felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni...
İçeriden gelen gol seslerini bastırırcasına dinlediği müziğin sesini açmış bir taraftan ağlıyor bir taraftan içine düşen kuşkulardan kurtulamayıp hesap sorarcasına Yavuz Bey’e sinirle sitemlerini iletiyordu.
Yavuz, canım çok yanıyor, kaç gündür mesajlarıma cevap vermedin, çağrılarıma dönmedin, beni arayıp sormadın. Ben sensizlikten kahrolurken sen hayatına yeni bir kadın mı aldın? Evet, hatırlıyorum Denizli’deki son günümüzde bana yeni iş ortağından bahsetmiş hatta anlattıkça anlatmıştın. Peki neden onun bir kadın olduğunu söylemedin? Söyle Yavuz söyle! Beni bu kadar severken, o Cavidan denen kadınla yemeklere mi gidiyorsun? BANA , BİR YABANCI ERKEĞE TEK BİR ÇEKİRDEK KABUĞU BİLE İKRAM EDERSEN AŞK HAKKIMI HELAL ETMEM DİYEN SEN! BİR YABANCI KADINA YEMEK Mİ ISMARLIYORSUN? Söyle sevgilim söyle! Onu evine de bırakıyor musun ha? Yolda ona da bana söylediğin gibi güzel sözler söylüyor musun? Etkileniyor mu o kadın da senden. Hah benimki de soru mu? Etkileniyordur tabii... Söyle Yavuz söyle! Bir kahve içelim diye davet etti mi seni? Hah! Etmiştir nasıl etmez. Söyle Yavuz söyle!.. Sen de koşa koşa gidiyor musun peşinden? Sakın benden saklama. Ne haltlar karıştırıyorsun yokluğumda orada? Dayanamam! Dayanamam tüm bunlara. Düşüncesi bile beynimi felç ediyor. Boşanalım biz.!... Sonra da ne halin varsa gör! Umrumda bile değilsin!
-Huru!... Huruuu!..
Ebena, Kumru Hanım’ı çağırıyordu. Dinlediği müziğin de kesilmesiyle birlikte şöyle bir silkelenip kendine geldi. Son yazdığı mesajı tekrar okudu. Umrumda bile değilsin!. Sahiden de Yavuz Bey umrunda değil miydi?
"Hay Allah! Ne yapıyorum böyle ben. Bu sorun sadece benim kafamda, Yavuz’a güveniyorum, pürüzlere takılıp kalmamalıyım" diyerek yazdığı iletiyi göndermeden sildi. Ardından yeni bir mesaj yazarak özlemini belirtip, arabayla Tekirdağ’a gelip kendisini almasını istedi.
-Huuru!... Huruuu!..
Ebena’nın odasına girdiğinde ise kadıncağızı ellerini yüzüne kapamış mahcubiyet içinde ağlarken buldu.
-Annem! Gilyaz Annem!.. Benim İstanbul’lu tatlı annem ne oldu? Neden ağlıyorsun?
Ebena, bir elini yüzünden indirip yatak ve yorganı işaret etti.
- Oy oyy!.. Bunun için ağlanır mı annem?. Hallederiz hemen.
Uyumadan önce kullandığı emici külot bezinden rahatsız olan Ebena, bezi kenarlarından yırtarak çıkarmış, çarşaflara su sızmıştı. Kumru Hanım nezaketle gereken temizliği yaptıktan sonra onu banyoya götürüp güzelce yıkadı, saçlarını kurutup taradı. Ebena’nın uykusu kaçmıştı. Ve yine anlattı da anlattı.
-Anama benziyorsun Huru. Gadarın benzemesin. Beni hoş tutmak için elinden geleni yapiyasan. O da babalığımı hoş dutardı. Gaddın başına eve para getirmek için Bagırköy Akfil fabrikasında çalışırdı.. O zamanlar haşa! Gadının çalışması ne demek? Anam çok güzeldi Huru. Mahanası vardı babalığımın. İnsan heç güzel diye zoppa yer mi? Bir de gız gardaşım vardı benim...Bir de gız gardaşım vardı benim..
Babalığımı heç ayık hatırlamam. Sürekli içer içer zımzırıklarını gösterip zopalardı anamı. Baçalarına yapışırdım da babalığımın, "tohumuna para mı verdim ulan" diye beni silkeler aparırdı.
Bir at arabası vardı. Gazlıçeşme deri fabrikalarının önünden atık derileri toplardı sabbah. Dek bildiği iş buydu. Onları satıp kazandığı herçlık, encak beygirin arpasına yeterdi. Bir de gız gardaşım vardı benim...
Ben dokuz, o dört yaşlarındaydı. Bir göz gecegonduda iki ayrı sofra gurardı anam. Yine de yaranamazdı babalığıma. Biz yer sofrasında sininin ortasında lenğerde ya un çorbası ya tel şehriyesine gaşşık çalardık gız gardaşımla. Yüksekde yerdi anamla babbam. Gızarmış tavuk mu dersin, löpür löpür etler mi ya arnevut ceğerleri mi? Daze daze hamsi, çeşşid çeşşid balıklar. Çorba yemezdi babalığım. Biz çorba yerdik. Birgün de sofrada gaysı hoşafı vardı.
Bunu içmem ben dedim Huru!.. İçmem ben dedim! Gapı önünde at arabasının içinde bir goli görmüştüm de merakınan aççıp içine bagmıştım . Yerden süpürmüşler Huru!.. Huru, yerden süpürmüşler!...
Cigara izmaritleri, yanmış gibrit çöpleri, toz toprak, bir yığın pislig. Bi de anamın hoşaf yaptığı gaysılar vardı golinin içinde. Bunu içmem ben dedim! Huru, bunu içmem!.
Yemek yerkene çığırdım diye babalığım "Yetter bunları beslediğim, bir şey de beğenmez olmuşlar, evlatlık verelim Gilyazı" dedi. Mektebe gidiyordum ben. Anam moderen gadındı Huru! İnsan heç moderen diye, gızını mektebe yolluyor diye zoppa yer mi?
"İyi kötü geçiniyoruz Memmed, ayırma beni gızımdan. O, oguyacak büyük adam olacak" dedi. Babalığım, anamı o sofrada zopaladı zopaladı da hızını alamadı garnından bıçakladı.
İnsan heç doğru söz etti diye bıççak yer mi Huru! Bir de gızgardaşım vardı benim... Bir de gızgardaşım vardı benim... Bir de gızgardaşım vardı benim...
Gittikçe ses tonu düşen Ebena yorgunluktan sayıklaya sayıklaya uyuyakalınca, karmakarışık aklını toparlamaya çalıştı Kumru Hanım. Öyle çok üzülmüştü ki... Kendi kendine söylenip duruyordu.
Aman Allahım! Aman Allahımm! Ne yaptın sen böyle Kumru!?
Fakat nereden bilebilirdin! Gilyaz Anne’ye sinir krizleri geçirtip, dövmelerini sildiren şeyin, dün ikram ettiğin kayısı kompostosu olduğunu?
EbRuAsya //
Şeyh Galip
youtu.be/QUIi_86A_pU
lenğer:büyük tabak
zımzırık:yumruk
aparmak:götürmek
mahana:bahane