15
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1189
Okunma

İstanbul’da ikamet eden Orhan Bey, Denizli’de yaşayan ve tek çocuğu olan Kumru Hanım’ı telefonla arayarak Şanlıurfa’da olduğunu söyler. Birgün evvel haberleşmelerine rağmen babasının şehirdışı seyahatinden daha önce bahsetmemesi karşısında epeyce şaşıran Kumru Hanım "Hayırdır baba! Ne işin var Urfa’da?" demeye niyetlenir ki Orhan Bey tarafından sözü kesilir.
’’ Kızım! Fazla konuşamayacağım. Şimdi beni iyi dinle! Sana, her zamankinden daha çok ihtiyacım var. Acilen oradaki işlerini halledip eşinin de rızasını alarak hemen Tekirdağ’daki yazlığa geç. İki ay kadar orada kalman gerekiyor. Evi iyice bir havalandır, sil süpür, derle toparla. İki kap yemek yapıver ve benim gelmemi bekle."
Kumru Hanım’ ın "Neler oluyor baba? Şimdi mi? Hemen mi? " demesine kalmadan telefon kapanır.
Bu konuşmalar üzerine derin düşüncelere dalar Kumru Hanım. Eşi Yavuz Bey’e durumu nasıl açıklayacağı hakkında hiçbir fikri yoktur. Zaman zaman birkaç günlüğüne babaevine giden Kumru Hanım’ı orada beş dakika bile rahat bırakmayan Yavuz Bey daha ilk günden sürekli telefonla arayarak kendisini çok özlediğini ve eve dönmesini söyler.
’’Hiç değilse gelmişken bir hafta kalayım, yol yorgunluğuma değsin" diyen Kumru Hanım’ı dinlemez bile...
’’ Kumru, beni anla!... Çıldırıyorum sen olmayınca. Bomboş ev, üzerime üzerime geliyor duvarlar. Dayanamıyorum!... Dayanamıyorum artık! Anlamıyor musun? Hazırlan hemen, seni almaya geliyorum."
Her seferinde benzeri yapılan bu konuşmalar artık rutin bir hâle dönüşmüş ve üşenmek nedir bilmeyen Yavuz bey’in onlarca kilometre yol gitmeyi göze alıp üç günden fazla babaevinde bırakmadığı Kumru hanım’ı kendi evlerine getirmesiyle sonuçlanmıştır. Şimdi ise durum daha da içler acısıdır. İki ay çok uzun bir süredir ve Yavuz Bey’in rızasını almak hiç de kolay değildir.
- Kumruuu ! Kumruuu! Neye daldın öyle kuzum. Bak sana ne aldım.
Yavuz Bey mesaisini bitirip işinden evine dönmüştür. Anahtarıyla kapıyı açarak içeri girmiştir. Kumru Hanım ise Yavuz Bey’in geldiğini üçüncü seslenişinden sonra ancak fark edebilmiştir.
-Kumrucum!..
Yavuz Bey elindeki paketi Kumru Hanıma doğru uzatır.
-Ah!. Hoş geldin canım. Hiç de eli boş gelmez benim bir tanem. Çok merak ettim ne aldın bugün bana?
-Mandal.
-Mandal mı?
-Evet, çamaşır mandalı.
-Hımm..
-Ne o, yüzün düştü sanki, beğenmedin mi yoksa?
-Getiren sen olunca nasıl beğenmem!.. Canımsın benim... Şu renklerin güzelliğine bir bak! Mavi… Sarı... Mor... Yeşil... Allahım!.. En sevdiğim renkler. Benim için özenle seçmiş gibisin. Çok ama çok teşekkür ederim.
-Kurt gibi açım! Emekte ne var Kumru?
- Emekte elimin lezzeti, rızkımızın bereketi... Bir sen bir de ben..
-Çok şükür, ellerimi yıkayıp geliyorum hemen.
Halihazırda kurulu masaya otururlar. Allah ne verdiyse birlikte yemeye başlarlar. Yavuz Bey günün özetini çıkarır, yeni iş ortağından bahseder, anlatır da anlatır...Kumru hanımın ise aklı başka yerdedir. Babasının söylediklerini ve Yavuz Bey’in vereceği tepkiyi düşünmektedir.
Her ikisi de kendi çapında haklıdır. Yavuz Bey geç yaşında bulduğu aşkından bir an olsun ayrı kalmak istemez. Orhan Bey ise eşi vefat ettikten sonra kızı Kumru Hanım’a sımsıkı sarılmış onu bir türlü bırakmamıştır.. Hatta, kızının otuz sekiz yaşına gelmiş olmasına rağmen evlenmesini hiçbir zaman istememiştir. Bu yüzden Yavuz Bey’le Orhan Bey’in arası sürekli açıktır. İkisi de birbirlerinden hiç hoşlanmazlar. Arada olan hep Kumru Hanım’a olmaktadır. Bir tarafta en değerlisi babası diğer tarafta çok severek evlendiği iki yıllık kocası. Bir tarafın gönlünü yapayım derken diğer tarafın gönlünü yıkmaktan öyle çok korkuyordur ki. Bu soruna ortak bir çözüm de bulamamışlardır. Ne babası yerini yurdunu terk ederek kızının oturduğu şehre yerleşmeyi kabul ediyor ne de kocası, babasının memleketinde oturmak istiyordu . Kumru Hanım tek başına yaşayan babasını kaç kere yanına almak istediyse de Orhan Bey bunu kabul etmeyerek şiddetle itiraz etmiştir . Yavuz Bey ise kurulu düzenini ve işini bırakamayacağından bahsedip durmuştur.
O akşam yemek faslından sonra Kumru Hanım eşi Yavuz Bey’i zar zor ikna eder ve babasının ricası üzerine apar topar Tekirdağ’daki yazlık eve gider. Orhan Bey’ in söylediklerini harfiyen yapar ve babasını beklerken yorgunluktan uyuyakalır. Sabaha karşı kapı zilinin çalmasıyla yerinden sıçrayarak kapıyı açar. Gelen...
Birinci bölüm sonu
EbRuAsya //