4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
437
Okunma
Siz de benim gibi, bazen aklınızı yitirme noktasına geliyor musunuz?
Kimileri buna "akıl tutulması" diyor.
Kimileri "çıldırmak", kimileri de "delirmek" diyor buna.
Say ki, aklın kapkaranlık bir kuyuya atılmış ve o kuyu öylesine derin ve dipsiz ki, içinden çıkmak mümkün değil.
Yani, aklın elleri, kolları tutmuyor.
Aklın bacakları felç olmuş.
Aklın gözleri hiçbir şeyi göremiyor.
Aklın ağzından ses de çıkmıyor.
Aklın; tüm çıplaklığı ile, buruşukluğu ile... donuyor. Tıpkı buzul dağları, vadileri gibi...
O karanlık ve dipsiz kuyuda terk edilmiş bir zavallıdır beynin. Biçaredir. Yapayalnızdır. Ve aklını ne gören, ne duyan; ne de ona dokunabilen vardır.
Ve yine say ki; benim beynim, şu anda senin de beynin: yani benim beynimi kendi beyninin yerine koy. Sadece bir kaç dakikalığına, ödünç al, olur mu?
Olmaz mı?
Nereden mi çıktı bu mesele?
Bi tahminde bulun bakalım! Bi zahmet! Lütfen...
Daha henüz, yirmi gün olmadı... bütün dünya on binlerce çocuğun ölümünün verdiği acıyla cebelleşirken ve bu ağır travma damarlarımızdaki kanı dondururken... ve uyumaya, acıkmaya ve gülmeye utanırken biz... okudum ve duydum ki; bu sefer de bir zat, sapıkça bir laf etmiş. Üstelik, güya kitlelere "iyi insan" olmayı öğretecek bir pozisyondaymış! Yani, yüzbinlerce insana din, ahlak dersi veriyormuş. Bu nasıl bir paradoks? Bu nasıl bir insanlık trajedisi?
Ne mi demiş? İzanım, dilim varmıyor onun dediklerini hecelemeye; çünkü düşündükçe o söylem/ler/i, o uyduruk fetvaları... utanç duyuyorum insanlığımdan. O’nu insan diye, kendimle eş tutmaktan utanıyorum açıkçası.
Ey, doğanın cezası; depremden zar zor kurtulan kimsesiz çocuklara mı geldi sıra?
O çocukların acıları yetmiyormuş gibi... hiç utanmadan, kızarmadan...
Ne çabuk içinde depoladığın kokuşmuş, ilkel ve çirkef düşünceleri hayata geçirme telaşına düştün?
Bu kez de, o hasta idealler mi enjekte edilecek insanların beynine?
Acıları devasa o kimsesiz çocukların, böyle düşünceleri taşıyan onursuz kimselerin ellerinde olabileceklerini düşünmek, karabasan gibi, ölüm gibi.
Ey insan! Çocuğun ile "cinsel ilişkiye girebilirsin, onunla çocuk yapabilirsin" diyen birinin karşısında olduğunu düşün...
Bu hasta, bu aşağılık düşünceyi din diye satmaya çalışanlar türemiş toplum(un)da. Ve anlaşılacağı üzere, adım adım bu ilkel idealleri normalmiş gibi benimsetme, hayata geçirme ajandası içerisindedir kimileri. Gör, gör!
Diğer bir husus da, bazılarının, bu söylem ve eğilimlerin "olabilirliği" üzerinde kafa yormaya başlamasıdır, sanki "normal" bir şeymiş gibi...
Gel de çıldırma. Gel de aklını yitirme!
Sana/size sormak isterim:
Hangi Allah bunu ister?
Bu hasta niyet hangi kutsal kitapta yazılıdır?
Ve
Neden kimse şeffaf bir dille karşı çıkmıyor, protesto etmiyor, ya da edemiyor?
Neden azıcık cesaret gösterenler, kısık bir sesle ve sözlerini tarta tarta eleştiriyorlar; dahası suç işlemiş gibi içeriye tıkılabiliyorlar?
Buna sizin beyniniz, yüreğiniz ne diyor?
Sizin de kiziniz, oğlunuz, torununuz, yeğeniniz var mı?
Onların nasıl yaşamasını istiyorsunuz?
Nasıl bir gelecek vermek istiyorsunuz?
Yarın ölürseniz, çocuklarınızın böyle birilerini evlatlığına geçmesini ister misiniz?
Böyle birinin hükmünde yaşamasını ister misiniz?
Bu nasıl bir düşünce, bu nasıl bir sistem, bu nasıl bir dünya?
Demem o ki, karar senin:
2023’de ve gelecekte... hasta fikirler, hasta düşünceler üreten; onlara hizmet eden ve hayata geçirme misyonu içinde olanlarla bir arada yaşamaya devam edip etmemek, tümüyle senin elindedir.
Ya düştüğün yerden doğrulursun, ya da ayak altında ezilirsin, dostum...
Ve...
Kaderini, kendin tayin edebileceğini, hiç bir zaman unutma...
Kal sağlıcakla!
H. K. Şubat 2023 Viyana