0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
249
Okunma
“Öyle ya kentlere sığmaz bazen ölüm!”
Bir kent düşüyor yine
Kalabalığın böğrüne saplı bir megafonda
İniltili bir ezbere
İnsan yığını
Yığma yığın
Unutulmuş ölüler yatıyor serili
Uzak diyarlarda.
Ve unutmanın mümkün olmadığı o malum zamanlar!
Taşıma suyla dönüyordu değirmenler
Tutuyordu zaptiyeler bir sokağın ucunu bir uçtan diğer uca
Gökyüzünü tırmalıyordu o vakit bir böcek
Yatıyordu sarman tenhada kim bilir kimin kedisi?
Sahi hava nasıldı? Kalabalık mıydı seyir? Meraklı bir panayır mı yoksa sessiz hüzünlü bir çoğunluk muydu günlerden vakit?