Yoksun kalmış bir aşkın gönlünde vurulmuş anka zülfikârına değmış dağ gibisin,açık fermanından bir zihnin,kalbi kanla yakılan güneşinde bir maçla tanrısal ifadelerde kendi dünyasında değer mi sallanmak
Anka
Bir anahtar gibi korkmak,kişinin elinde yârım yârım
Neresi çalım ile vurulan topun aksanında reaksiyon geçirir
İçte bir güzellik tapınaksız kalmaz tanrılar
Aşkta ateş sevdayı körüklerken
Bir nizam altında dolduruşları geviş geçirirken gül uzatıyor
Anka
Yol ile yürümek bir turna ,elbisesi yırtık bir âmmâya söz geçirmek gibisi yoktur
Mavi bir gölge uçurumda intiharla sevgiyi stoklarken başlıyor filmin denklanşörü
Gönlü sulanmış adında yabancı bir ülkenin geviş getirmiş cennet sevdası ile tüketilen
Anka
Ali’ye(r.a)bir yücesin sevdamda birkaç kelime gerek sözlerime
Savaş gerek nefsine ,gül kokulu endamından öpmeye muradım olsun
Kılıcında nice nefesler vardır,
Genzi yakılmış taşlarla hemhal sevişirken
Beni hatırla bir şiire gebe dilinde harfken
Güneşe sılayken varlığımda sone notası gibi birleşmek Aşkın ilk harfi A ile
Anka
Altınların sürgün yemiş bir tavaf ruhuna üflerken nöbetlerde tanrı beyni tar umar eylemişse eğer sesi kalın bir veliullaha muhtaçsın demektir.



Gezgin imgeler...