Yoldan 70 yaşına yakın bir simitçi geçer.
-Simitçieeeeeeeee... Simitçieeeeee...
- Abi, onlar Cumhuriyet Fırınından alınma mı? Öyle değilse de ineceğim ama bi' söyleyiver.
-Cumhuriyet yeğenim, onların kese kağıtlarına koyacağım, gel.
- 3 Tane Abicim, sana zahmet.
-4 olsun ya?
- Olsun be abicim...
-Kusura bakmıyorsun, değil mi?
-Estağfurullah, o ne demek...
Ram olmamaya and içmiş sabahsız geceler, kıl payı kaçan tamamlanmalar... Zaman kimi beklemiş ki, ben kimi, ne *oka bekleyeceğim; koş Oğlum. Hızlı koş... Kaçacak koca bir geçmiş, yaftalar, babun iştahlı ön yargılar var, koş. Eh, bekleye bekleye gelmediğini de gösterdi sana zaman. Koş, daha hızlı koş. Hani hala öldürücü bir çelmeye de rastlamazken, ketler kaslarını güçlendirmek için bileğe takılan ağırlıklardan farksız; kaça kaça koş. Kaçılacak onca yalan, riya, toplum, rutin görünümlü sahtelik var, alışmamak için koş, nefret etmemek için koş. Ciğerlerin patlayıncaya, kalbin soğuyuncaya kadar koş, senin nefretlerin cinayidir...
Hiçbir köşenin olmadığı o yere, tüm sözcüklerden önce varacak kadar hızlı koş. Sonunda bebekliğinin arketipinin beklediği, dönüşmeden önce döneceğin yek erimdir orası, hızlan, tüm o simülatif, iki yüzlü illüzyonal maksatlar geride kalmalı. Nefesinden başka hiçbir ses olmamalı, tozun toprağın zerresi bile erişememeli, koş.
***
Galiba kan ter içerisinde bir yabancılık bu. Hayatların alınıp satıldığı bu dünya o kadar yabancılaşmış ki, bir yerde oturup kahve içemez oldum. Rokeach değerler sınıflandırmasına göz atıyorum;
Eylemsel Duygular Düşünceler: Yitmiş.
İnanışlar: Köpeklerden başka hiçbir şeye zerre inancım yok.
Tutumlar: Kestirilemez.
Araçsal değerler: Toz ya da küf.
Nihai Değerler: Grifit.
Benlik: Bölünmeye müsait.
Benlik hariç hepsi ama hepsi toplumsal hasarlar. Ne kadar kaçılsa da koşulsa da toplum bir tarafından yakalayıveriyor insanı. İyeliğini korkunç, mukozavari idlerine teslim edenlerin arasında ve hayatların alınıp satıldığı bu dünyada nasıl yaşanacağını artık kavrayamıyorum.
"Pek kıymetli efendim....insanlık senaryoları yazdık " iş tamam köle tamam" buyrun insan masasına orta az pişmiş. Nasıl uygun mu? Afiyetle..."
Abim,
İYİ Kİ NESNE ÇÜRÜMEYE İÇKİN!