- 276 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖMÜR GEÇİP GİDERKEN
İnsanın psikolojisi bozulduğunda kişi her şeyi farkına varmadan yaşar ve her şey normalmiş gibi gelir.
İyi bir göz dışarıdan baktığında anlar bunu oda iyi bir gözlemciyse tabi.
Psikolojisi bozulanın kendisi farkına varamadığı gibi etrafında bulunanlarda bunu fark edemez.
Takip ettiğim kadarıyla içinde volkan patlamaları yaşıyorsun ve yüreğinin başında zift gibi bir yapışkan oluşmuş seni sıkıp duruyor.
Yapmak istediklerine ve içinden geçenlere ulaşamıyorsun içinde bulunduğun durumsa hoşuna gitmemekle birlikte yaşamak zorunda kalıyorsun.
İşte bu isteksiz yaşam seni sıkıp duruyor.
İçinden çıkmaya çalışıyorsun fakat etrafında ne seni anlayan biri var nede senin asıl konuşmayı yapacak bir dostun.
Dolayısıyla her şeyi içinde tutuyorsun buda bedende birikim yapıyor ve bu durum seni olmadık yerlere götürebilir.
Önünde birkaç yılın var bu yıllar geçtiğinde yaşlandığını fark edeceksin ve hayattan zevk alma döneminde böylece kapanmış olacak.
Sürü hayatı içinde olduğun için kendi istek ve arzularını gerçekleştirmek için harekete geçemiyorsun geçmektende korkuyorsun.
Şöyle yaparsam toplum ne der,yok böyle yaparsam çevrem nasıl karşılar korkusuyla içine kapanmak zorunda kalıyor ve kendi özgür iradeni yaşama geçiremiyorsun.
İnsan yaşamında yaşanması gerekenler vardır ve bununda bir zamanı vardır.
Bu zaman geçtiğinde insan kendini içten kurtlanmış meyve gibi hisseder onun için derler her şey zamanında yapılmalı.
Bu yapmak isteyipte yapamadıklarımız bizi zamanla hasta ediyor ve bu seferde ilaçla ayakta durmaya çalışıyoruz.
Beden diyorki sen benim istemlerimi karşılayamadın,ihtiyacım olan şeylerden mahrum bıraktın ben şimdi hastayım.
Daha sonra bu hasta bedeni doktor doktor dolaştırarak bu kez ayakta tutma çareleri arıyoruz.
Oysaki zamanında kemdimize bakıp bana ne ulan çevreden,tolumdan ben kendi hayatımı özgürce yaşamak itiyorum diyebilseydik sağlam bir bedenle yola devam edecektik.
Gelinen aşamada sen en verimli ve yaşama en istekli zamanında yalnızlığı yaşıyorsun bu yalnızlık çoğu insanı dert sahibi yapıyor ve yaşlandığında en yakınlarındakiler bile bir kaçışa giriyor.
İnsan parası olduğu halde sığınacak bir yer bulamıyor ve orada bir hayıflanmaya giriyor ve diyorki vay benim akılsız kafam kendimi dert sahibi yaptım şimdi bakanım bile yok.
İşte bundandırki yapmak istediğini yapıp,yaşamak istediğini yaşayacaksınki sağlıklı bir şekilde ayakta kalasın.
Bir gülün ömrü belli bir zamandır ve zamanı dolduğunda kimse koklamaz bile bir köşede solup gider.
Özgür irade çabucak solmayı kabul etmez ve yaşamın sonuna kadar diri bir şekilde gül olarak kalmak ister.
Bazılarıda kendi elleriyle hareket alanlarını daraltır ve derki,kaderim böyleymiş ne yapabilirdimki.
Bu dünyaya herkes bir birey olarak çıplak gelir ve kendi hayatından sorumludur.
Burada birinci derecede sahip çıkacağı şey onun içinde yaşadığı bedenidir.
Kocası ve çocukları yada komşuları ise bir dizi filimdeki rol arkadaşlarıdır.
Bu dünyada herkes rolünü oynar ve rolü bittiğinde kimseye danışmadan film setinden ayrılır.
Bazılarıda rollerini uzun tutarlar ve oynamaya devam ederler.
Bir oyuncu bir arkadaşım film setini terk etti diye karalara bürünmez çünkü o giden sadece rol arkadaşıydı.
Burada aslolan filimin kalan kısmının nasıl oynanacağıdır.
Kimisi hamle yapıp daha üst boyutlarda oyununa devam eder kimide oyununu berbat edip sonuna kadar sürer.
Fakat oynadığı oyun pek işe yaramaz ve bir getiriside olmaz.
O zaman şöyle denebilir,hangi zamanda olursa olsun ben bu oyunu kendim için oynayacağım ve en mükemmel şekilde oynayacağım.
Yok eğer başkaları için oynarsan bu oyun oyun olmaktan çıkar.
Demem şuki ihtiyarlık kapıyı çalmadan,dert sahibi olmadan hayatın kalan kısmını asıl oyuncular boyutunda tamamlamak şart oluyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.