- 459 Okunma
- 7 Yorum
- 7 Beğeni
Denge'sizsiniz
"Şaşırmalara alışmıştım oysa. Hatta artık hiçbirşeyin beni şaşırtamayacağını düşünüyordum"
Hayallerimin tamamını gerçekleştireli uzun zaman oldu. Kendi ofisimde avukatlık mesleğim yürütüyordum. Bir taraftan da evli ve bir kız çocuğu babasıydım. Bir evim, arabam, bir de yazlığım vardı. Hatta bazen durduk yere yeni yerler keşfetmek için adını bile duymadığım yerlere günübirlik uçuşlar yapıyordum. Herşey mükemmel görünüyordu.
Ta ki o güne kadar..
Ofis temizliği için anlaşmalı olduğumuz temizlik şirketinden otuzlu yaşlarda bir kadın göndermişler. Şirketteki idari işler müdürü onu kadrolu olarak işe almamız tavsiyesinde bulunmuş ve ben de pek üzerinde durmayarak "beni bu gibi işlerle rahatsız etme müdür" diyerek her zamanki sert yönetici kimliğime bürünmüştüm.
Ertesi gün ofise giriş yaptığımda tertemiz bir oda ve masamın üzerinde içinde tek bir orkide olan bir vazo ile karşılaştım. Sadece birkaç saniye kadar bir mutluluk duyduysam da benden habersiz yapılan bu iş için hemen müdürü odama çağırttım. Açıkçası o yeni temizlik görevlisi aklıma gelmemişti.
- Bu ne iş müdür?
- Bizim yeni temizlikçi. Temiz, titiz bir kadın.
- Kime sordun müdür!
- Efendim..
- Çık dışarı! Çağır şu temizlikçiyi..
Hayatın ve zirveye yükselme hırsımın beni ne hale getirdiğini göremiyordum. Personele piyasanın üzerinde maaş vermemin sebebi de buydu. Ne yaparsam yapayım istifa edemezlerdi. Bana böyle sadık ve itaatkâr köleler lazımdı.
Derken kapı iki kere tıkladı ve o içeri girdi..
Elimi çeneme dayayıp orkidelere bakarak konuşuyordum. İlk etapta onun yüzüne bakmayarak aslında onunla aramızdaki sınıf farkını onun yüzüne vurmak istemiştim. Tıpkı hayat boyu zirveye tırmanırken ayaklarımın altında ezilenlere yaptığım gibi.
- Bu aptal çiçekleri neden koydun buraya!
Çok uzaklardan bilindik bir sesten çok tanıdık kelimeler işittim. Bu defa d’onakaldığım için başımı çeviremiyordum. Büyülenmiş gibiydim. Sanki çırılçıplak kalmıştım. O kadın her kelimesiyle benim üzerimdeki gereksiz kıyafetlerimi üzerimden atıyor gibiydi.
- Bir gün.. onsekiz yaşımdayken.. bir sevdiğim vardı. Salacak Sahili’nde yürüyoruz öyle.. İki simit iki ayran almışız. Bir banka oturup onun da yarısını martılarla paylaşmışız. Eve dönüş paramız kalmış sadece. Bir çiçekçinin önünden geçerken gözüm orkidelere takılmış -ki ben o kadar takılmamışım. Sevdiğim adamla göz göze gelmişim. Elimde tek bir orkideyle Salacak Sahili’nden Kanlıca’ya yol yürümüşüz beraber..
Yüzümü ona döndüğümde üzerinde her ne kadar bir temizlikçi kıyafeti olsa da yine yüzü ay gibi parıldıyordu. Simsiyah saçları ve masmavi gözleriyle yine o günlerdeki kadar güzeldi. Hiçbir cevap vermedim. Çünkü bu hayatta elimdeki silahların her türlüsünü en iyi bilen tek kişiydi. Zaten o konuşamayacağımı da biliyordu. Son sözünü de söyledi ve gitti.
- En azından bir elini sıkıp buradan gidecektim ama o kadar kirlenmişsin ki.. neyse..
Bitmek bilmez yirmi dakika sonra yerimden ancak kalkabilip müdürün odasına gittim. Sersem bir balık gibiydim.
- Müdür sence ben ciğeri beş para etmez biri miyim?
- Efendim..
- Açık ol müdür. Yoksa seni kovarım.
- Siz iyi birisiniz ama bunun tam tersi görünmeyi seçiyorsunuz. Bu sizi başarılı yapar ama mutlu yapmaz. Görünürde herşey mükemmel olsa da hep bir yerlerde birşeyler eksik kalır. Herşey tam olsa n’olur. Siz yarım kaldıktan sonra..
- Yani?
- Denge’sizsiniz!
- Bu kadar da açık olma müdür..
- Öyle değil efendim. Yani denge sizin elinizde..
- Müdür sen hiç aşık oldun mu?
- Hayır efendim ama az önce aşık olmuş bir kadın gördüm..
Odama geri döndüğümde bu defa o tek başına masamı süsleyen orkideye konuşuyordum.
"Elde yok avuçta yoktu. Hukuk Fakültesi’nde beş parasız bir öğrenciydim. Babam çobandı benim. Belki de bu hırsımın sebebi sensin. O gün son paramla seni satın aldığımda özgüvenini yitirmiş bir gençtim. Şimdi senin gibi binlercesini alacak param var ama bu defa da sevdiğim kadını yitirdim. Biliyor musun senin yüzünden o günden sonra arayamadım onu bir daha ve yine senin sebebinle şimdi bu kadar zenginim"
Orkideyi akşam eşimin ellerine teslim ederken en azından bundan sonra evimin bir köşesinde bana kim olduğumu hatırlatan birşey olsun istedim..
YORUMLAR
Benim tarafım hep belli, iş olsun, genel olsun, toplum içinde, aile içinde v.s ezilenden, yenilenden, sömürülenden yanayımdır:)
Mobbing'e kendim de dahil, kadroya katılan yenilerin hemen hepsi maruz kaldı, çok sinir bozucu ve yıpratıcı bir süreç, hiç hoş değil...15 senelik emeğimi gözüm kırpmadan arkamda bırakmama, istifa etmeme ramak kalmıştı ama elverişsiz şartlar yüzünden dişimi sıkıp dayandım. Tabi arada tadsız olaylar da oldu, boğazımı sıkan cümleleri tuta tuta sonunda patlayacak duruma da geldim, insanlardan soğudum ve zamanla hissizleşip, şaşırmayacak duruma geldim.
Gücüm yettiğince direnmeye, ezilenden yana olmaya, hakkımı(zı) savunmaya da devam edeceğim.
İşin kendisi zor değil, insanlar zor ve geçimsiz...hayatımızı zorlaştıranlar, bizi hasta edenler de, tedavi olması gereken bu hastalıklı kişilikler aslında...benim sloganım: kendine de, diğerlerine de iyi davran...iyilik karşılığını bulur, doğru duvar hiç yıkılmaz.
Saygılarımla...
bayduygusal
Zaten her sorun birbiriyle bağlantılı ve sonu insana çıkıyor.
Yine çok güzel özetlemişsiniz.
Saygıyla..
Çok şanslısınız çalışanlarınızdan birisi ben değilim;)
Teknik ustabaşılık yaparken kısım müdürümüz bir o kadar iyi ve iyili kadar da asabi ve kaprisliydi. Allah’ı var kin tutmaz ardından pişman olur geri tornisto eder lakin kırılan kırılırdı.
Bir gün yine böyle bir anda kaydettim yaptıklarını. Paylaşmak için değil kendisini dinlemek ve kendine şahit olması için.
Hım yasal değil suçtur der gibisiniz; evet çalışanına mobbing yapmak gibi yasal değil…
Neyse kaydı dinlettim, aynı zamanda çok koyu hoş sohbetimiz de vardı… ‘’Gerçekten hiç hoş değil, bu huyumu nasıl değiştireceğim!’’ diye sordu. Verdiğim cevap; ‘’Görmeyerek…’’
Uzatmaya gerek yok, iyi ki birlikte çalışmıyoruz😊
Şaka bir yana, siz fark etmişsiniz ve yıllar öncesinden gelen dersle… Bu da iyi insan olduğunuzu söylemekte bize…
Bu dediğimi kendndime de yaptırdım. Çocuklara dedim zıvanadan çıktığımda beni kayda alın sakin zamanda bana verin ki kendimi anlayayım… İşe de yaradı tanıdım öfke anında ki kendimi…
Gerçekten en zor insanın kendini tanıması ve kendini kabullenmesi…
bayduygusal
Bazen çığrımızdan çıkıyoruz herhalde.
Dizginlemek lazım.
Saygılar.
bayduygusal
Kendi çapımızda yazmaya çalışıyoruz işte.
Erkek kadın farketmez sanat için burdayız.
:-) saygilar
Anlamlıydı yine her zaman olduğu gibi. Belli bir yaştan sora hatırlatmalara ihtiyacı oluyor belki de insanın kim bilir?..İnsanca yaşanılan yılları uzatmak için sağlık kontrolü şart.Aksi takdirde hayatın faturası ağır oluyor .Hep bilinçli güzelliklere.Sağlıcakla.Saygıyla.
bayduygusal
Saygılar.
Selamlar,
Hayatımız yapmış olduğumuz seçimlerin toplamıdır. Bu seçimler arasında karşımıza nasıl öğretilerin çıkacağı ise sanırım dengeyi oluşturan faktörler(hayat öğretileri).
Kaleminiz her daim kavi olması dileğimle.
bayduygusal
Değil bir yazı kitap başlığı olur.
Değerli katkınıza çok teşekkür ederim.
Selsm, sevgi ve saygılarımla..
Burada yazı bölümüne şiirler kadar önem verilmediği kanaatindeyim. Bilmiyorum belki zamansızlık, belki okuma tembeli oluşumuz biraz, biraz da tercih meselesi olabilir.
Ben de zaman darlığından çok defa okuyamıyorum yazıları.
Ama öyle yazılar var ki defterde, okuduktan sonra hayat hakkında ders almış oluyor insan. Aynı zamanda düşündürüyor insanı ki düşünmek ne az yaptığımız şey.
Yine dolu dolu bir yazıydı. Düşündüren, hüzünlendiren ve insanla hayatla ilgili dersler veren.
Hepimiz adına, dengeleri tutturabilmek dileği ile huzurlu günler dilerim.
Tebrikler bu güzel ve anlamlı yazı için ve teşekkürler.
Saygı ile
bayduygusal
Bu en az yazı kadar değerli ve kıymetli yorumunuz için tüm samimiyetimle teşekkür ediyorum.
Ben de birşeyler eklemek isterim.
Hikayenin sonu özetle eski sevgiliden alının bir çiçeğin eşe hediye edilmesiyle bitiyor. Aradaki fasıl kendimiz ne görebildiysek artık..
Ben bu yazıları yazarken bir amacım da karşıdan nasıl göründüğüdür.
Şairlik ve yazarlık hususunda sizi değerlendirmek benim haddim değil lakin siz çok iyi bir gözlemcisiniz.
Selam, sevgi ve saygılarımla..