- 230 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI Bölüm-6
‘’ Gel bakalım Adnan, keyfin nasıl?’’
‘’ Sayenizde çok iyi efendim.’’
‘’ menüyü seni beklemeden söyledim. Yanında kırmızı şarap.’’
‘’ Bir şey sorabilir miyim efendim?’’
‘’ Çekinme sor aslanım.’’
‘’ Şarap merakı nereden geliyor? Merak ettim doğrusu.’’
‘’ Yıllar önce Fransa’ya bir arkadaşı ziyarete gittim. Onun sayesinde, yıllanmış şarapla tanıştım. Çokta iyi oldu. Şimdi biraz iş konuşalım. Senin telefona birkaç resim göndereceğim. Resimdeki kız bizim Ekrem’in büfesinde çalışıyor. Onu takibe alacaksın.’’
‘’ Hürrem ne olacak efendim?’’
‘’ Artık o kıza güvenim tam, peşini bırak.’’
‘’ Baş üstüne efendim.’’
Adnan’ın aklına, Hürrem’in kendisine yaptığı uyarı aklına geldi ama şimdi suyu bulandırmaya hiç gerek yoktu. Bu sırada yemekler gelince her şey unutuldu.
‘’ Efendim doğrusunu söylemek gerekirse, Hürrem hakkında hiçbir şey bulamadım. İşten eve, evden işe gidiyor.’’
‘’ Çalışkan ve çok iyi niyetli kız ama bırak artık iş konuşmasını. Yemekten sonra ne yapacaksın? İşin yoksa seninle biraz dolaşalım?
‘’ Benim için zevk olur efendim.’’
****
Hatice Hanım, sabah namazını kıldıktan sonra, alışkanlık icabı rahlenin başına çökerek, ağzından dökülen duaların eşliğinde, kuranı kerimin sayfalarını karıştırarak, dün kalmış olduğu yerden okumaya başlarken, sokaktan gelen gürültüleri duyunca, ‘’ kim bu kendini bilmezler’’ deyip, pencerenin perdesini yavaşça araladı. Gürültüyü çıkaranların, adaşı Hatice Hanımın torunları olduğunu görünce, içinden bir sevinç dalgası geçti. Nihayet adaşı dönmüştü. Ama asıl dikkatini çeken şeyin ol olmadığını fark etti. Ahır kaçkını üç tane ızbandut gibi serseri kılıklı adamın adaşına eşlik etmesiydi. Adaşının bunlarla ne işi olabilirdi. Başını iki yanına sallayarak rahlenin başına çökerken, neyse biraz vakit geçsin. İşin aslını astarını öğrenirim dedikten sonra kaldığı yerden Kuranını okumaya başladı.
****
Telaşla geçen gecenin sonunda, esas haberi taburcu olmalarına yakın aldılar. İlayda’yı muayene eden Doktor, Tarık Ahmet’le İlayda’ya beklemedikleri müjdeyi verdi. Çiftin bebekleri olacaktı. Tarık Ahmet sert bir sesle sordu,
‘’ Bu haberi sabahtan veremez miydiniz Doktor Bey?’’
‘’ Bizde sabahtan bu haberi vermek isterdik ama emin olamadık.’’
‘’ Peki, şimdi emin misiniz?’’ Diye sordu İlayda,
‘’ Evet, İlayda Hanım nur topu gibi bir kızınız olacak. Ama çok dikkatli olmalısınız. Bu sıra dışı bir şey.’’
İlayda eve dönerken adeta sevinçten uçuyordu.
İlayda’yı eve bırakan Tarık Ahmet, Asayişin yolunu tuttu. İlayda hamileydi. Hala aklı almıyordu. Ama çok mutluydu. Asayiş Şubenin kapısı önüne, derin bir nefes aldı, tam kapıyı açarken, kapı kendiliğinden açıldı. Neredeyse Kirli ile çarpışıyordu. Kirli,
‘’ Vay Tarık Ahmet senin yolun buralara düşer miydi?’’
‘’ Düşer düşer, Büşra Amir odasında mı?’’
‘’ Odasında, seni bekliyordu.’’
‘’ Beni mi bekliyor?’’
‘’ Şaka şaka düş önüme.’’
Beraberce Büşra Amirin odasına girdiler.
‘’ Hoş geldin Tarık Ahmet.’’
‘’ Hoş bulduk Amirim, İlayda’nın gelmesini doğru bulmadığım için ben geldim. İlayda, biraz rahatsızlandı da.’’
Büşra Amirin telaşlandığını gören Tarık Ahmet,
‘’ Amirim, İlayda’nın ki tatlı bir rahatsızlık.’’
‘’ Nasıl yani? Rahatsızlığın tatlısı mı olur?’’
‘’ Olur, Amirim olur. Allah’ın izni ile baba oluyorum. İlayda hamile.’’
Büşra Amir, şaşkınlıkla,
‘’ hamilemi? Bu habere çok sevindim. Söyle ona kendine çok dikkat etsin. Kendisini yormasın.’’
‘’ Esas konuya gelelim Amirim, Güvenç Bey büyük bir ihanetin içinde İHA’ların planlarını Ruslara veriyor.’’
‘’ Bunu nasıl anladın?’’
‘’ Şemaların resmini çekip, Bandırma 6. Hava üssünde görevli astsubay arkadaşıma gösterdim. Arkadaşım size söylediklerimi teyit etti.’’
‘’ Aferin İlayda’ya iyi iş çıkardı. Ben gerekli görüşmeleri yapacağım. Sende İlayda’ya göz kulak ol. Selamımı söyle.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
Tarık Ahmet yolcu ettikten sonra Büşra Amir odasından çıkarak arkadaşlarının yanına geçti,
‘’ Arkadaşlar size güzel bir haber vereceğim. Güzel muhbirimiz İlayda Hamile imiş. Benden duyun istedim.’’
Her kafadan bir ses çıkmaya başlayınca kurtuluşu odasına giderken, Heval’le Hansa’yı da yanına çağırdı.
‘’ Dün bana İlayda tarafından bir video geldi. Sizin bundan haberiniz var mı?’’ Heval Başkomiser,
Hansa ile banada geldi Amirim. Bu kız ya deli ya da çok cesur. Yalnız videoyu ne amaçla gönderdi anlayamadım.’’
‘’ Bize düşen o videoyu defalarca incelemek belki bir şeyler yakalayabiliriz. Bu gece iyice inceleyin bende evde inceleyeceğim.’’ Hansa,
‘’ İnşallah kendisini tehlikeye atmasının karşılığını görürüz.’’
****
Kendisine bırakılan emaneti bir hafta geçmesine rağmen, Arayan soran olmaması, Hafsanur’u yavaş yavaş endişelendirmeye başlamıştı. Bu sabahta büfesini umutla açtı ve beklemeye başladı. Viladimir’e benzeyen birisini gördüğünü sansa da umutları çabuk söndü. Rusça kitabının göze çarpacak bir yerde durmasına dikkat ediyordu. Sattığı gazetenin ücretini kasaya koyarken, Birsinin kendisine hitaben konuşmaya başladığını gördü.
‘’ Pardon bakar mısınız?’’
Birden içinde bir karıncalanmaya başladığını fark etti beklediği an gelmişti.
‘’Buyurun ne istemiştiniz?’’
‘’ Hanımefendi Ekrem Bey gelmedi mi bu gün?’’
‘’ Ekrem Ağabey rahatsızlandı yerine ben bakıyorum. Niçin aramıştınız?’’
‘’ Kendisinde bana bırakılmış bir emanet olacaktı.’’
‘’ Şöyle bir şey bıraktılar. İsminizi sorabilir miyim?’
‘’ Viladimir Cyrıl.’’
‘’ Özür dilerim bu soruları sormak zorundaydım. Bir yanlışlığa mahal vermemek için. Şöyle bir şey bıraktılar. Buyurun emanetinizi.’’
‘’ Pardon o kitap Rusçamı?’’
‘’ Evet, Viladimir Bey Rusça.’’
^ Büfeyi ne zaman kapatıyorsunuz?’’
‘’ Niçin sordunuz?’’
‘’ Şu karşıdaki pastane sabaha kadar açık. Burayı kapattıktan sonra size bir şeyler ısmarlamak isterim kitap üzerine de konuşuruz.’’
‘’ Özür dilerim güzel teklifinizi bu gün için kabul edemeyeceğim ama yarın akşam olabilir.’’
‘’ O zaman yarın akşam kimseye söz vermeyin. İyi çalışmalar.’’
Dosyayı alan Viladimir, Rus Konsolosluğuna doğru giderken, Hafsanur, adamın teklifini kabul etmekle iyi yapıp yapmadığını düşünmeye başlamıştı.
****
‘’ Kız sabah sabah kimin için giyindin böyle? Aa kimliğini düşürmüşsün?’’
‘’ Hay Allah bu günlerde çok dikkatsiz oldum. Versene .’’
‘’ Dur bakayım aa kimliğinde Hafsanur Yasemin Kara yazıyor.
İki isimli olduğundan hiç bahsetmedin?’’
‘’ ikinci adımın bende çok kötü bir anısı var. Onun için ikinci adımı kullanmıyorum.’’
‘’ Bak kızım derdini söylemeyen derman bulamazmış. Şu kötü anını anlat rahatla.’’
‘’ Konya Asayiş şubede çalışırken, bir gençle tanıştım. Birbirimizden hoşlandık. İkinci adımı söyledim. Beni Yasemin olarak tanıdı. Daha sonraları öğrendim ki, beni kullanarak aramıza karışan bir muhbirmiş. Çatışmada benim silahımdan çıkan kurşunla öldü. Bir muhbir tarafından kullanılmak onuruma çok dokundu. O günden beri Yasemin adını kullanmıyorum.’’
‘’ Ee bu gün kiminle buluşuyoruz anlat bakalım.’’
‘’ Arkası akşama hadi ben çıkıyorum.’’
‘’ Özür dilerim arkadaşım bilmeden yaranı deştim galiba.’’
****
Hatice Teyze, dün gece gördüklerine bir türlü anlam veremiyordu. En sonunda ‘’ben bu işin içinden çıkamayacağım’’ dedikten sonra telefonu eline aldı ve Heval Başkomiserin numarasını tuşladı. Beklemeye başladı. Artık umudunu kesmeye başlamıştı ki, Heval Başkomiserin sesini duydu.
‘’ Buyurun efendim kiminle görüşüyorum?’’
‘’ Aa Heval kızım ne çabuk unuttun beni Hatice Teyzenim.’’
‘’ Kusura bakma Hatice Teyze. Burada işler yoğun kafamda karışık. Aramanı neye borçluyum?’’
‘’ Kızım beni buradan alabilir misin? Sizin Şubeye gelmek istiyorum. Bide Alişir evladımı özledim göresim geldi.
Heval Başkomiser, cevap vermeden önce bir an düşündü, Hatice Teyze boşuna aramazdı.
‘’ Hatice Teyze, sen hazırlan gelip alacağım seni.’’ Dedikten sonra telefonu kapatıp Büşra Amirin odasına doğru yürümeye başladı. Büşra Amir,
‘’ Gel Heval, boşuna yanıma gelmezsin. Ne anlatacaksın bana?’’
‘’ Haklısın Amirim, Hatice teyze beni aradı ve kendisini alıp Asayişe getirmemi istedi.’’
‘’ Durup dururken nereden çıktı buraya gelmek?’’
‘’ Amirim Hatice Teyze cin gibi kadın. Boşuna bizi aramaz. Buraya gelmek istiyorsa mutlaka bir sebebi vardır.’’
‘’ Ne duruyorsun o zaman. Al getir Hatice teyze ile bizde tanışalım.’’
‘’ Ben çıkıyorum Amirim.’’
‘’ Yanına bir arkadaşını da al.’’
Büşra Amirin odasından çıkan Heval, Menal’ide yanına alarak, aracını Hatice Teyzenin evine doğru sürmeye başladı. Yarım saat sonra Hatice teyze ile beraber Asayişten içeri giriyordu. Kapıda kendilerini Kirli karşıladı. Kendi oğluna sarılır gibi sarıldı Kirliye. Heval,
‘’ Alişir, Büşra Amirin odasına geçelim. Büşra Amir,
‘’ Senden arkadaşlar çok bahsetti. Hoş geldin Hatice Teyze. Anlatacaklarını merakla bekliyoruz.’’
‘’ Dün akşam yatmaya hazırlanırken, sokaktan gelen gürültüleri duyunca perdeyi hafifçe aralayarak sokağa baktım. Hatice karısı çocuklarla beraber geri dönmüştü. Buraya kadar her şey normal. Anormal olan, Hatice karısını getiren üç tane ızbandut gibi mezar kaçkını herif tuhafıma gitti. Bu işte bir iş var deyip soluğu burada aldım.’’ Büşra Amir,
‘’ Sağ ol Hatice teyze. O mezar kaçkınlarını tekrar görsen tanıyabilir misin?’’
‘’ Tanırım valla, elektrik direğinin altında yüzlerini çok net gördüm.’’
‘’ Heval, Leyla’nın orada Hatice Teyzeye birkaç resim göster bakalım tanıdık biri çıkacak mı?’’
‘’ baş üstüne Amirim. Hatice Teyze arkadaşımın yanına gidelim göstereceğim resimlerden belki birini tanıyabilirsin.’’
****
Gece geç saatte büfeyi kapatan Hafsanur, eve gidince vakit kaybetmeden, Konya Asayiş Şubeden Samim Amiri aradı.
‘’ Hafsanur kızım beni bu saatte aradığına göre çok önemli olmalı?’’
‘’Özür dilerim Amirim, hayat mayat meselesi olmasaydı sizi bu saatte rahatsız etmezdim.’’
‘’ Rahat ol kızım, seni tanımıyormuşum gibi konuşuyorsun. Benden ne istiyorsun onu söyle?’’
‘’ Amirim bana bir öz geçmiş hazırlamanızı istiyorum. Yarın öğlene kadar elimde olmalı.’’
‘’ Bu öz geçmişin içini nasıl dolduralım?’’
‘’ üniversitenin arkeoloji bölümü öğrencisiydim. Rusçamı geliştirmek için Moskova’ya gittim. Moskova’dan Murmans ta incelemelerde bulundum. Eğer Moskova’dan bir adreste uydurabilirseniz harika olur. Ama konuyu bilmeli ki bir hataya mahal vermeyelim.’’
‘’ Ben bu işi Erkan Başkomisere havale edeceğim o gereğini yapar. Anlayamadığım şey ne biliyor musun? Yine tehlikeli sularda yüzüyorsun.’’
‘’ Bir Rus casusu ile ilişkiye gireceğim. Muhakkak hakkımda araştırma yapacak. Bu topraklarda istedikleri gibi at koşturamazlar.’’
‘’ Anlıyorum kızım, sana Allah kolaylık versin. Kendine çok dikkat et. İyi geceler.’’
‘’ Size de Amirim.’’
Telefonu kapatan Hafsanur, yarın sabah gyeceği kıyafeti düşünmeye başladı. Bu sırada oda arkadaşı Semiha, kapıdan içeri uzanarak,
‘’ Karnın aç mı Hafsa?’’
‘’Kurt gibi açım.’’
‘’ Salona gel ikimize güzel bir sofra hazırladım.’’
‘’ Sen?’’
‘’ Aaa haspama bak, keyfin bilir.’’
‘’ Geliyorum geliyorum, Yemek ne var?’’
‘’ Mönüyü söylüyorum, patlıcan karnıyarık, tabii önce tarhana çorbası salata daha sonra meyve.’’
‘’ karnıyarığı sen mi yaptın?’’
‘’ Güldürme beni, getirlerden anlarsın ya?’’
Tıka basa karnımızı doyurduktan sonra, benim tarafa geçip, yarın giyeceğim kıyafeti seçtik. Yatağa girip gözlerimi kapadığımda, mutlu muyum diye düşündüm. Ama yanımda beni kollarına alıp, uyutacak olan bir prens olsaydı, her halde daha mutlu olurdum.
****
Resimleri tek tek inceleyen Hatice Teyze, bir tanesinin üzerine parmağı ile bastırarak,
‘’ Alişir evladım, biri buydu.’’
‘’ Emin misin Teyzeciğim?
‘’ Kafamı kızdırma benim. Daha bunamadım.’’ Heval Başkomiser,
‘’ Bu benim adam Andrea Bogdan. İşler şimdi daha ilginç hale geldi. Ben Büşra Amirin yanına gidiyorum.’’
Büşra Amirin odasına giren Heval,
‘’ Amirim işler iyice ilginç hale geldi. Hatice karısını eve getiren adamlardan biri Rus Konsolosluğundan, Andea Bogdan.’’ ‘’ Bu Hatice karısında hoşlanmadığım bir şey var’’ diye cevap verdi Büşra Amir.
‘’ Hafsanur’un gönderdiği videoyu gösterelim mi?’’
‘’ Gösterelim Amirim. Ne kaybederiz ki?’’
Hansa’yla Hatice teyze yanlarına gelince, Büşra Amir,
‘’ Hatice Teyze sana bir video göstereceğiz. Dikkatle bak bir şey görebilecek misin?’’
‘’ Bakayım Amirim.’’
Hatice Teyze videoyu seyretmeye başladı. Önceleri bir tepki vermedi ama birden çığlığı bastı.
‘’ Bunun burada ne işi var?’’ Heval,
‘’ Kimin Hatice Teyze?’’
‘’ Şu adamın yanındaki kadın Hatice karısı.’’
Hepimiz şaşkınlıkla, Güvenç beyin yanındaki kadına bakmaya başladık. Hansa,,
‘’ Bu kadınla Güvenç Bey, ne alaka Amirim?’’ Hatice Teyze
‘’ Durun bir dakika, Hatice karısı birisini çok sevmiş ama kısa süren bir evlilikten sonra ayrılmışlar. Sakın o olmasın?’’
Büşra Amir,
‘’ Bu iş iyice karıştı. Daha da karışacakmış gibi görünüyor. Heval,
‘’ Eda Başkomiserle Serra’yı da yanına al. İş taksimi yapın, bir an evvel sonuca ulaşalım. Sana gelince Hatice Teyze, sen Hatice karısı ile iyice sıkı fıkı ol.’’
Hatice Teyze, hazır ola geçerek bir selam sarkıttı ve,
‘’ Emredersiniz Amirim.’’ Dedikten sonra Heval’e dönerek,
‘’ Asker beni evime bırak.’’ Demesiyle hepimiz kahkahayı bastık.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.