100 Hikmetli adamı bir adaya bırakın, bir ağacın içten kurtlanma yaptığı gibi bu hikmetlilerde kendi kurtlarını yaratıp içlerinden belli bir miktarda fire verecektir.
Hikmetliler kendi Firavunlarını yaratıp en azından 20 Firavun çıkaracaklardır.
Bu 20 ne yapıp yapıp geri kalan 80 üzerinde tahakküm kurmaya çalışacaktır.
Oysaki 100 rakamını tutturana kadar çok deriler çatlatılmıştı.
Burada eğer 100 rakamı muhafaza edilmek isteniyorsa ki amaç her zaman odur, bu 100 hikmetlinin yanına 1000 tane hikmetsiz sıradan basit insanlar bırakırsınız.
Zamanla görülecek ki bu hikmetsizler hikmetlileri tahakküm altına almaya çalışacaklar.
Bu basit sıradan insanlar bastırdıkça 100 hikmetli sürekli savunmada kalıp kendi aralarında dayanışmaya gireceklerdir.
Dış baskı iç çemberde aşılması zor bir sır perdesi yaratacaktır.
Hikmetliler baskı ve zulme direnerek bu sır aleminde kendilerini korurken hiç fire vermeden süreyi tamamlayıp asli mekana döneceklerdir.
Bunlar asli mekana dönüş yaparken karşı tarafta kendilerini şah ve padişah sanan ve baskı uygulayanlar yok olacaklardır.
Zaten yoklardı ve suni olarak sırf hikmetliler için kodlanmışlardı, görevleri bitince tekrar yokluğa döndüler.
Yani bunlar bir şeyin olmayan hallerinin suni tasarımlarıydı.
Tek amaç hikmetlinin yol haritasını çizmekti.
Atletizm yarışlarında rekora gidecek atlete yardım edebilmek için yarışa tavşan atletler sokulur.
Tavşan atlet rekortmenin daha yüksek tempoda daha yüksek bir rekora gitmesine katkı sağlar.
Daha sonra yorulur ve yarışı terk eder.
Kainatın işleyişide aynen böyledir, rekora gidecek olanlara vesile yaratılır.
En mükemmel insan kendiliğinden mükemmele ulaşamıyor.
Mükemmele ulaşabilmek için çeşitli zorlukları aşması gerekiyor.
Bu zorluklarıda gelecekte hiç bir amacı olamayan ve kendilerinden hiç bir şey beklenmeyen unsurlar yaratır ve bu işe onlar vesile kılınmışlardır.
Bu bağlamda baskı uygulayan değil baskıya maruz kalanlardır zamanı aşanlar.