5
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
706
Okunma

.
Şantiyenin havadan haftalık Dron (Drone) görüntüsünü istiyorlar. Uyanıklar şantiyenin haftalık değişimini oturdukları yerden şak diye görecekler. Arkadaşlar gitmiş ucuz bir Dron almışlar. Görüntü kalitesi çok kötü. Saha büyük, 76.000 m2’lik bir alan. Bizim Dron 120 metreden fazla havalanamadığı için sahanın tamamını da tek kareye alamıyor.
Kıl bir kontrol mühendisimiz var. “Bunun görüntü kalitesi çok kötü. Sahanın tümünü de almamış. Bunları kabul edemem. Öğleye kadar da bu görüntüleri merkeze göndermem lazım.” Falan. Nuh diyor Peygamber demiyor. La havle.
Ne yapalım ne edelim. “Çarşıdan Dronu olan bir fotoğrafçı getirin de şu işi halledelim” dedim.
Gittiler.
Az sonra saçları üstten topuz yapılmış, kulaklarda küpe, kaşlarda pirsing, Japon Samuray’ları gibi bir cübbe, acayip kılıklı biriyle geldiler. Gözleri ipil ipil, görünce gülmemek elde değil.
Oturduk, vaziyet planı üzerinden konuyu anlattık. O kendince notlar aldı. ’Işık yönünü falan iyi ayarlamak lazım’ mırıldanmaları. "Bizimki 120 metreden fazla havalanamadığı için sahanın tümünü alamıyor" deme gafletinde bulunduk.
"O da bir şey mi, benimki 500 metre havalanıyor. İstediğiniz yeri alabilirim!" İnce bir gülümseme. Oturuşu bile değişti.
Elalemde neler var.
Çayımızı içtik. Sahaya çıktık.
“Bismillah” deyip çekime başlayacağız. “Aaa notlarımı içerideki masada unutmuşum. Bir arkadaş onları getirebilir mi lütfen.” Koştular. Getirdiler notlarını. “Not” dediği de iki satırlık yazı, bir iki çizik aslında.
“Notları” gelince zarif hareketlerle aldı. Göz atar gibi yaptı. “Hımm..!” O iki çizikte bizim göremediğimiz ne tılsımlar gizliyse artık.. Kim bilir..
Öyle bir tavır, öyle bir endam, dersin ki Naylon Bıranda’nın pardon Marlon Brando’nun “Baba” filmini çekecek!
Çantasını itinayla açtı. Birkaç kişi seyrediyoruz. Şimdi çantadan tavşan çıktı-çıkacak.
Çantanın gözünden eldivenlerini aldı. Yavaş hareketlerle giydi. Sonra Dronu kılıfından çıkardı, kanatlarını açtı. Yavaş çekim mübarek.
Eliyle yeri düzeltir gibi yaptı. Dronu yere koydu.
Kumanda elinde. Vırrrrrrrr uçmaya başladı Dron. Kuş misali!
Ben daha fazla duramadım, içeri girdim.
Yaklaşık yarım saat sonra geldi. Dron görüntülerini kontrol arkadaşa gösterdik. “Nasıl beğendin mi, tamam mı?”
“Tamam!”
Borcumuz.
Bizim kalitesiz Dronun parası kadar para söyledi. Oha..!
Vur aşağı, çal yukarı, zar zor yarı fiyatına düşürebildik. Parasını ödedik, gitti. Gidişi bile zarif hareketler.
Kontrol mühendisine -içimden yüzüne karşı- “Yüreğin soğudu mu?” dedim.
Baktık olacak gibi değil. İyi bir Dron aldık da sorunu kökten çözdük.
İşini ağıra satmak Droncunun yaptığı olsa gerek.!!
Suat Zobu
-