Ömer, -Ablam sana sarılabilir miyim? Şaşkınlıkla Ömer’e doğru baktım. Ömer konuşmaya devam etti -Ablam askerliğe müracaatımı yaptım her an askere gidebilirim. -Üzerimde hakkın, emeğin, desteğin çok var. -Giderken şirkette bir tek seni özleyeceğim. Hakkını helal et. Koşulsuz hepimizin iyilik meleği oldun. Büyük-küçük demeden kol kanat gerdin. Eksikliklerimizi öğreterek kapattın Herkese seni anlatıyorum... -Ablam seninle iletişimi koparmak istemiyorum. Benim hep ablam ol. Kollarımızı açtık sarılırdık birbirimize. Ömer hüngür hüngür ağlıyordu ben de. Dört yıl önceydi. Sarışın mavi gözlü okulundan yeni mezun olmuş iş hayatına ilk adımını atan güleç yüzlü delikanlı dispeçlerin olduğu bölümde oturuyordu. Fotokopi makinasından evraklarımı almak için o bölüme geçtiğimde göz göze geldik. Çekingen şekilde içtenlikle gülümsedi. Bende yeni olduğu için cesaret verir şekilde gülüşüne karşılık verdim. Bölümünde kendisinden daha tecrübeli bir üst mevkide ki arkadaşımız Ömer’i yetiştirip iş hayatına hazırlayacaktı. Aradan bir hafta geçti. İlk gün gördüğüm o güzel güler yüzlü Ömer gitmiş yerine çekingen ürkek ağlamaklı Ömer gelmişti. Genel müdürümüz şirketimizin faaliyet konusuyla ilgili fuar organizasyona katılmak üzere Amerika’ya gitmişti. Yaklaşık iki hafta boyunca orada kalacaktı. Bu süre zarfında genel müdürümüzden sonra şirketimizdeki post holderların ortak kararlarıyla imza yetkilisi olarak şahsımı seçmişlerdi. Yıllık izinler, banka ödemeleri denetleme tutanakları vs. sorumluluğumdaydı. Ömer’in gittikçe düşen moral ve motivasyonu gözümden kaçmıyordu. Beni görünce sanki yeniden güven bulmuş gibi sarsılmış, ürkek gözleriyle yüzeme hiçbir şey söylemeden ’’ imdat ’’ der gibi bakıyordu. Hissedebiliyordum, bölümlere yeni eleman alındığında eski elamanların yeniler üzerinde üsten bakmalarına. Ve biliyordum ki tecrübelerini Ömer’e aktaracak, öğretecek o insanın aksi, sabırsız insan olduğunu. Biz onu öyle kabul etmiştik. Öğlen herkes yemekteyken Ömer’in yanına gittim. Bu arada Rizeli olduğunu öğrenmiştim. Kendisiyle memleket konuları konuşmak sohbet etmek daha yakinen tanımak istiyordum. Oradan, buradan, okulundan, memleketten konuştuk. Derken işine alışıp alışmadığını sordum. -Ümmühan Hanım, ben işten ayrılacağım. -Genel Müdürümüzün Amerika’dan dönüşünü bekliyorum -Beni o işe aldı, gelmeden gitmek ayıp olur. O an Ömer’i daha çok sevdim. Yolsuz, yordamsız, saygısız değildi. Onu kazanmamız gerektiğini, hem onun açısından hem de şirketimiz için çalışkan eleman olacağına inancım daha da arttı. -Bak Ömer, sana sorunlarının nedenini sormayacağım. -Her şey gelip geçer. -Kişiler, insanlar ve mevkiler zamanla değişir. Şimdi işinin başına geç. -İlgili kişi senden ne istiyorsa çalış çabala öğren. -Eğer ilk işinden ve en ufak sorundan kaçıyorsan, her girdiğin işte de kaçmak eğiliminde olursun. -Gideceğin yerde de bu tip durumlar her zaman karşına çıkacaktır. Ve unutma, aynı karakterdeki kişiler de her yerde bulunacaktır.
-Sen zoru seç, kal ve üstesinden gelmeye çalış. Ömer, -Yapamam Ümmühan Hanım. Ben ısrarla -Yapacaksın o saygı duyduğun anneni, babanı, genel müdürümüzü yanıltmayacaksın. Ömer -Beni fena yerden vuruyorsunuz.
Bende onu motife etmek zorundaydım. -Hayır, Ömer ben senin o ilk gün geldiğinde ki çalışma aşkı dolu dolu gözlerini gördüm. Sana güveniyorum. Beni de yanıltmayacaksın. Bilmediğin her konuda sana ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım. Vazgeçme, pes etme. Ömer bugün o bölümün başında işinde çok başarılı oldu. Şu an bir üst bölüme araştırmalara katılacak tecrübeye ulaştı. İş hayatımdan çok kişi gelip geçti. Hiç kimsenin ekmeğiyle oynamadım. Elimden ne geliyorsa yardımcı olmaya çalıştım. Sırları sırlarım oldu. Dertleri dertlerim oldu. Heyecanları heyecanım oldu. Başarıları başarım oldu. Alt üst ilişkilerinde mesafe koymadım. Hitap ve yaklaşımım en güzel şekliyle bana geriye döndü. Yemeğimi hizmetlilerle bölüştüm. Onların masasına oturup yemeklerinden yedim. Bugün benden büyük abilerim, ablalarım ’’ Ablamız’’ diye hitap ederler. -Sevgi İnsanların doyumsuz düşmanca gözleri, asık suratları, kıskançlıkları olmamalı. Mutluluğuna gıpta edilen olmalısınız. Sevgin seni gökyüzünün uçsuz bucaksızlığında bir yıldız yapmalı. Rabbim, beni doğruluktan, helal kazançtan, iyi insan olmaktan, merhametten, sadakatten ayırma. Sevin sevilin.
|