9
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1571
Okunma

.
93 Harbi’nde Ruslar Kars, Ardahan, Artvin ve Batum illerini işgal ettiler. Buralar tam 40 yıl düşman işgalinde kaldı.
1. Dünya Savaşında da ne yazık ki Osmanlı Devleti yenildi. Erzurum, Trabzon, Bitlis, Muş ve Van gibi şehirlerin yanısıra Erzincan’a kadar olan bölge Rus işgaline uğradı. Bu işgalden ve Rus birliklerinden cesaret alan Ermeni Komitacılar her yerde insanlık dışı katliamlar yaptı.
Ermeni çeteleri köy baskınlarını ilk zamanlarda geceleri yapıyordu. Sonraları geceyi falan beklemeden gündüz gözüne köyleri basıp katliam yapmaya başladılar. Aynı katliamlar şehirlerdeki Türklere de uygulanıyordu. Yapılan vahşet anlatmakla bitmez.
Aşkale Cinis Köyü kuşluk vakti baskına uğradı.
Köyü çepeçevre kuşattılar. Köyün girişindeki birkaç evin kapıları tekmelerle zorla kırıldı. Mahmut’un evine giren caniler genç, yaşlı, çoluk çocuk demeden tarayarak içeride bulunanların tamamını öldürdüler. O esnada yan odada bulunan Mahmut duvardaki mavzerini aldı. Biraz ses kesilir gibi olunca aniden odadan çıkarak iki tane komitacıyı öldürdü. Daha 5 dakika önce hiçbir şeyden habersiz evinde oturan ailesinin tümü öldürülmüştü. Yaşlı babası, çocuklarının anası sevgili eşi Kezban, iki kızı, daha çocuk yaştaki iki oğlu Avni’yle Hasan. Yerde yatanlardan birinde az kıpırdanma oldu. Kaldırıp baktı sekiz yaşındaki küçük oğlu Hasan. Çocuk korkmuştu ama görünüşte herhangi bir yarası yoktu. Çocuğu sırtladığı gibi mavzeri omuzunda arka pencereden kendini dışarı attı. Kırlara doğru koşarak uzaklaştı.
Sırtındaki Hasan korkudan titriyor, için için ağlıyordu. “Dayan Hasan’ım şu tepeyi aşınca kurtuluruz. Yaran varsa sararız oğlum, dayan..!” diye çocuğu teselli etmeye çalıştı. “Tamam baba, anamgile n’oldu peki?” sorusunu duymazdan geldi Mahmut.
Tepeyi aştı. Bir kayanın dibini gözüne kestirdi. Orası korunaklı bir yerdi. Orada biraz soluklanacak, sağ kalan tek çocuğu Hasan’ının yarası var mı yok mu kontrol edecekti. Rahatlamıştı.
“Takk!” bir silah sesi. Hasan’da son bir inleme. Çocuk kendini bıraktı.
Belli ki vuruldu. Bir gül destesini indirir gibi yavaşça Hasan’ını yere indirdi. Çocuk vefat etmişti.
Hasan’ın yanına çöktü. Bir dizini yere koydu. Silahı omuzuna dayadı.
“Ya Allah” deyip az önce ateş edilen yere doğru mavzeriyle 1 el ateş etti.
Mavzerin dipçiği ile kazabildiği kadar bir çukur kazdı. Hasan’ını son kez öptü, kokladı, toprağa emanet etti.
Aradan yıllar geçti.
Mahmut esir düştüğü Rus kampında iyi hali nedeniyle bahçe işlerinde çalıştırılıyor, sebze yetiştiriyordu. Orada çalışan başka Ruslar da vardı. Esir kaldığı süreçte Rusçayı da öğrenmişti Mahmut. Bir gün koyu gölgeli bir ağacın dibinde mola verdiler. Dinlenirken iki Rus askerlik anılarını anlatmaya başladı.
İçlerinden biri “Ben askerliği Osmanlı toprağında, Erzurum’da yaptım” deyince Mahmut dikkat kesildi.
- Bir gün karakolun önünde nöbet tutarken dürbünle 1,5 km falan ileride sırtında çocuğuyla kaçan bir Türk gördük. Yanımdaki arkadaş ‘Ben bunu vuracağım’ dedi. Ben de "Sakın ha, bırak adam gitsin. Sırtına çocuğunu almış kaçıyor. Adam canının derdinde yapma” dedim ama laf anlatamadım. Arkadaş bir el ateş etti. Çocuk hemen öldü. Adam çocuğu yere bıraktı. Diz çöküp bize doğru bir el ateş etti. Adam öyle bir nişancıymış ki çocuğa ateş eden arkadaşımın alnının tam ortasından vurdu. Bizim arkadaş anında öldü. Sonra adam bir çukur kazıp çocuğunu oraya gömüp gitti.
Birden yüreği buz gibi oldu Mahmut’un. Öyle bir rahatladı ki.
“Öldü mü arkadaşın..?” dedi.
“Anında öldü” dedi Rus.
“İşte o baba bendim, o ateş eden adam bendim. Köyümüzü Ermeniler basmıştı. Kurtarabildiğim tek çocuğumla kaçıyordum. O da vurulunca dünyam hepten yıkıldı. Daha sonra esir düştüm. Şimdi bunu duydum ya artık ölsem de gam değil.”
Suat Zobu
- MİRAÇ KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN -
-
Bu olay gerçekten yaşanmış bir olaydır.
Sevgili dostum Mithat Öztürk’ün okul döneminde resim öğretmeni olan ressam Fuat İğdebeli tarafından nakledilmiştir.
Ermeni komitacılar tarafından Cinis (Ortabahçe) Köyü halkı camiye doldurularak yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek topluca yakıldı. Camiden yıllarca yanık insan kokusu çıkmadı.
Diğer köylerde de aynı olay yaşanmış köylüler camilere, ahırlara, samanlıklara doldurularak topluca yakılmıştır.
Mekanları cennet olsun.
*