1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
607
Okunma
Ünlü edebi metin yazarı meteoroloji olasılıkları işlerinin dile pelesenk olmuş üslubundan esinlendiğimi saklamadan Balkanlar’dan, Edirne’ye, oradan İstanbul’a, Bolu Dağı’nı aşıp da, yeşil Kızılcahamam yaylalarını tarumar eden bazan da ısrarlı, uzun, yüksek semalarda seyreden yolculuğunun ardından Ankara’da dinlenen kar yağışını penceremden sessizce izliyordum. Zafer kazanmışlığın tacını gururla sergiler şekilde asla erişemeyeceğim zirvesinden yağarken birbirimize uyumsuz iki arkadaş gibi bakıyorduk. Değiştirme gücüne hayranlık duyduğum bu yayılgan beyazlığın birazdan sokaklarına adım atacak kent sakinlerini etkileyeceği ve bir şeyler hissettirip, düşündüreceğiyse muhakkaktı.
Bir süredir derleyip toparlama isteği duymadığım günlerimi, çoğunlukla kara benzer ısrarcılığı ve zorlayıcı yanıyla kaplayan hüznümü yadsımadan, zamanın engellenemez titreyişine uyum eden biri gibi uzaktan izliyordum. Gördüğümse yılgınlığın ve kabullenişin birleşiminden başkası değildi. Sanki nafile diyen bir ses, hiç bilindik gelmeyen ama bir o kadar da dostane bir tavırla adeta bir çizgiyi aşmam konusunda ufak da olsa bir dokunuş yapmak isteyen o yabancının benden başkası olmadığını fısıldıyordu. Oysa insanın kendisiyle yüzleşmesi ne dertli bir anlatımdır, ne de kolay çıkar ağızdan. İnsan, kendisiyle yüzleştiğinde dönüştüğü bu yabancıdan başkası değildir de nedir? Bu olsa olsa yeni bir tanışıklıktır ve artık hiçbir şeyin eskiye aitlik taşımayacağının fark edildiği andır. Diyelim çaresizliğin içerisinde ufacık bile olsa umudun nüvesinin bulunduğunu kabullenelim, bir saksı çiçeğinin konuşmasının beklenmesi saçmalığında olurdu ki konuştuğunu iddia edenleri tanıyordum. Son kez avluya çıkarılmış bir idam mahkumunun tam da o anda güneş tutulmasına denk gelmesinden farksızdı, daha faydalı bir benzetmeyse birkaç saniye görme şansı bahşedilen kör birine vazgeçtik deme gaddarlığıydı umut.
Şimdi kabullendiğim, yeni ve eskiye göre daha da tuhaf gerçekliğimin kıyısında öylece duruyorum. Hareket etmemi gerektirecek bir nedenim yoktu. İnancını uğurlayan birinin yapması gereken ellerinin arasına kendi başını alıp gözlerinin içine bakmaktır, kim bu yabancı sorusunun cevabını bulana kadar o da.
17 Şubat 2021/Ankara