Eleştirmenin Dozu Nedir
Öyle şair ve yazarlar var ki, eleştirmek demek, kişiliğe saldırmak olarak yorumluyor. Sen yazmayı bilmiyorsun demeye getiriyor, hatta burada ne işin var çömez, hele bizim yanımızda ve aynı safta, bizim yanımıza yakışmıyorsun anlamına gelen bir aşağılama sergiliyor.
Kişi yazmak istiyor. Karşılaştığı sorunları duyurmak ve paylaşmak diliyor. Hece yazıyor ve serbest yazıyor. Kendi bildiğince konuyor paylaşıyor. Hani yazdıklarını okuyunca sizin içinize bir ferahlık vermeyebilir, manasız gelebilir… Hani okuduysanız beğenmezsiniz olur biter. İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur. Bu eğitme kültürünü çok yanlış anlıyorsunuz. Eğer bu eğitme, öğretmen olma kültürünü yaşatmak istiyorsanız, açarsınız bir dershane şair ve yazar yetiştirirsiniz. Öğrencilerin yazdıklarını istediğinizde kibirle, aşağılama ile yaparsınız, döver gibi. Ama sanal dünyada bu olmaz. İnsanlar ferahlamak, birini tanımak, varlığını görmek istiyor. Belki biraz pohpohlanmakta. Moralini bozmak, hiç duymadığı bir dille yerden yere vurup dövülmek de istemiyor.
Üniversiteli yıllara Tunus caddesinde “Düşün Konuş ve Dinle” diye bir dernek vardı. Burada toplumsal sorunları olan, yalnızlık çeken, derdini kimseyle payalaşamayan üniversiteli çocuklar ve mezunların geldiği terapiler yapılırdı. Terapiye katılanların adresleri ve kimlikleri gizlenirdi. Herkes derdini söyler, o derdi yaşayan kişiler çözümlerini anlatırlar, dert sahibi onlardan birini seçerek sorununu çözmeye çalışırdı. Bir güven tesis edilirdi. Çok kişi buraya gelerek ve seansları kaçırmamak için elinden geleni yapar ve bu ortamda huzur bulurdu. Kimse kimsenin kişiliğini alaşağı etmezdi. Bu tür edebiyat siteleri de böyle. Burayı bir terapi yeri ve paylaşma alanı olarak görüyor herkes.
Bilgi ve kültür her insanın, yemek alışkanlığı gibi herkeste farklıdır. Kimse ne yemek yediğine başkasının karışmasına izin vermediği gibi, ruhsal dünyasına da, tercihlerine de karışmasına izin vermez. Başkasına hakarete varan eleştiri ile, eleştiren kimsenin rahatlaması ve bencilce davranışı da olamaz. Sanki anlaşmış gibi eleştiren kişi ile başkalarının da aynı çizgide bu aşağılama eleştirisine devam etmesi asla onaylanamaz.
Kimse kimsenin karnını doyurmuyor, çok iyi yazmakla ün kazanmıyor. Günün şiiri ya da yazısı olmakla, sen neymişsin abi de olmuyor. Bu edebi alanda fikirleri tartışmak, ülkenin sorunları ya da yaşam alanlarının ne olduğunu görmek ve kardeşlik tesis etmek gerekiyor. Yıllarca Nazım Hikmet Ran için kominist diyerek şiirlerini okutmayan kesime karşı Necil Fazıl Kısakürek’e karşı aşağılama propagandası hep yapılır olmuştur. Ben neden ikisini de okumayım, okursam ne kaybederim ki… İşte eleştiri bizi bu düzeye getiriyor. Kişileri aşağılama ile sınırlı fikirleri benimsetmeye kimsenin hakkı yok. Her tür görüşe katlanabilmek ve saygı duymak gerekiyor.
Eleştirme eğer teknik olarak yapılacaksa kişinin özeline yazabilirsiniz. Yapıcı olmanın boyutu bu. Eğer yapıcı değilseniz, herkesin gözü önünde kişiyi aşağılama kültürüne devam edersiniz. Yasaklı kişi olursunuz. Kimse kimsenin şiirini okumaz. Düşmanca ve ön yargılı paylaşımlar hepimizi yalnızlığa yöneltir. Birbirimizi tanıyalım. Kişiler bırakın yanlışlarını kendi görsün… Buna emek veren kişiler mutlaka en güzelini yazmayı da zamanla öğrenir, sizlerin güzel paylaşımlarınız ile.
Saygılar
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Bir yazı yazdım en son:
Asmak için saat sayıyorum, ağabeyim.
Edebiyata duyduğum aşkın sönmesine izin vermeyeceğim elbet Allah'ın izniyle.
Sözcükler ve cümleler derken şekillenen duygular ve sözün bittiği yer:
Biz sadece anlaşılır olmak adına edebiyatı duyumsadığımız kadar yüreğimizi koyuyoruz ortaya.
Allah razı olsun ağabeyim.
Selam ve dua ile
Gülüm Çamlısoy tarafından 9/4/2020 4:25:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
saf şiir
Eleştiri yapma işinin odağında objektif olmak vardır. Ve eleştirmek için bahsi geçen meta veya süjeyi inceleyebilecek kadar yetkin olmak. Konu edebiyatsa üzgünüm ki kimse o vasfa sahip değil. Bu tür portallarda bir eserin altına yazılabilecek yorumlar konusunda özenli davranmak gerek. Bunun için tek bir yol var bence gidilecek; saygı. Önce katılsan da katılmasan da fikre, sonra beğensen de beğenmesen de emeğe saygı.
Yazı için öncelikle teşekkür ediyorum. Ve tebrik ediyorum sizi.
Saffet Hocam,
Öyle bir konuya değindiniz ki... daha güzel bir yorum olamazdı.
Eleştiri nasıl olmalı? Şiir sayfasında, yazılarda?
Sanırım önce bu soruyu herkes bir kendine sorsun, ve aslında kendini sergilemeden, yorumunu yapsın. Amenna... eleştirmekte herkes serbest ama, üslup diye bi şey var.
Nedir bu? Objektif olarak olaya bakmak, burada da kişiyle alakalı olmamak...
Yakışanı budur bana sorarsanız.
Hayırlı Cumalar olsun...
Saygılarımla
Bildiğim bir şey var ise o da şudur, bir yazı, bir şiir, bir söz bize bir şey ifade etmeyebilir, yazarın hangi duyguda yazdığını bilemeyiz. Bu yüzden kimse kimsenin duygularını bilmeden yazılanı aşağılayamaz. Sizin için bir şey ifade etmeyebilir belki ama yazar için çok şey ifade eder. Yardımcı mı olmak istiyorsunuz gidersiniz özeline ne anlatmak istediğini sorarsınız önce, sonra da hataları var ise yardımcı olursunuz. Yazılan hiç bir şey değersiz ve anlamsız değildir, sadece anlam bozukluğu vardır ille de yardımcı olacak ise insan o anlamı düzeltmek için olmalıdır. Burada kendini üstün görenlere ithaf edilmiş güzel bir yazı, kutluyorum sizi.
saf şiir
''En köklü büyük ağaçlar fırtınalı bölgelerde köksalar.'' demiş Cemil Meriç.
Müzik, sinema, edebiyat ve şiir sanatında ortaya konulan her eser eleştirilmeye layıktır.
Layıktır diyorum, çünkü ortaya konulan eser değerlendirilmeli,okur yazılanı, çizileni gördüm demeli; beğendim şu sebeple ya da beğenmedim bu sebeple diyebilmeli.
Doğan Hızlan:“Kendimizi eleştirmekten korkuyoruz. Başkalarının eleştiri hakkı da bu korkaklığımızdan doğuyor.”diyor.
Eleştiri sanatı; sanat eğitiminin en vazgeçilmez yanı değil mi ?Eleştiriler, insanları hoşgörüye alıştırabilir.Mesela, spor eleştirmenleri, sanat eleştirmenlerinden daha rahat bu ülkede. Ve farkındaysanız futbol hızla sevildi; benimsendi. Spor severlerin her konuda bir fikri, düşüncesi hatta felsefesi bile oluştu.Fakat iş sanata gelince burnundan kıl aldırmadıkları gibi eleştireni de suspus etmeye çalışmak ne acı !
Eleştiriyi niçin kaldıramıyoruz?
Doz mu , yani nedir doz dediğiniz?
Asıl haksızlık kusurlu olana aa ! ne kadar mükemmel demektir, övgü öldürür ; yaratıcılığın önünü keser. Eleştiri diriltir.Ne yazık ki kavgaya sebep oluyor ne üzücü !
Yan etkileri olmayan bir dozda ? Ben bu reçetenin zararlı olduğuna inanıyorum yazabileceğimi de zannetmiyorum.
Eleştiri, kıymetini bilenler için insanın dönüp kendine bakması adına oldukça kıymetli bir şey. Fakat bazı insanlar eleştiriye öyle kapalı ki, onları eleştirme gafletine düşer düşmez sizin yaptığınız eleştiriyi adeta burnunuzdan getirirler.
Geçen gün bir eleştiri yazdım.
Vay sen misin yazan ?
Kimsin? Der gibi.
Engellendim ve yazımın altında sokak kavgasına dönüştü.
Yazım silindi.
Düşündüm, hatta dedim ki keşke sanat adına bu tartışmayı başarabilseydik.
Nedir bu psikoloji ?
Eleştirilince ortaya bir canavar çıkıyor; sanki iki kişi var içlerinde sevecen ya da bak seni yolarım diyen :) Översen, yanağını sıkıp sana sarılmak isteyen. Eleştirirsen ‘’bak haddini bil dozunu ayarla,hatta kimsin ulan’’ diyebilen bir tehdit.Takdir edersen senden iyisi yok, eleştiriyorsan mutlaka yanılıyorsundur.Günde üç kere övülmezse uyuyamazlar.Eleştirinin kaynağı onlara göre tamamen kıskançlıktır :) Başka hiçbir izahı olamaz.
Yok artık !
saf şiir
Canan Köksal
Özne iken neden bu konunun nesnesi olmayı tercih edip, sizi öne sürdü inanın anlamıyorum.
saf şiir
Eleştirme?
öncelikle eleştirmenin bir uslubu vardır
bir adresi vardır
eleştiri ikiye ayrılır
bir yapıcı
iki ise yıkıcıdır
kendilerini eleştirmen sanan bazı zatlar
bunu hakarete kadar getirip adına da eleştiri diyorlar ya
ben buna kızıyorum işte
beni eleştirecek olan
yazdığım yazıdaki
anlamı
noktayı virgülü eleştirir amenna
ama yazıma gelip bana hakaret edemez
eleştiriyi bilmeyen insanlar eleştiri yapmasın
önce adab kurallarını öğrensin
bu sitede eleştiri yapmayı dahi bilmeyen insanlar var
o yüzden yazına katılıyorum kardeşim
eleştiri özelden yapılmalı
uslubunu bilmeyen insanların sözlü tacizi eleştiri değil
SAYGISIZLIKTIR
yüreğin var olsun
saf şiir
"Burayı bir terapi yeri ve paylaşma alanı olarak görüyor herkes."( bu bir genellemedir ve genelleme yapmak yanlıştır.)
Böyle bir platformda eleştiri gizli yapılmaz, onun adı eleştiri olmaz. Çalışmasını bunca insana sunacak cesareti olan birey eleştirileri de olgunlukla kabullenmeli. Gül bahçesinde dikeni tatmadan gül koklayamazsınız.
Sayın Oflu'nun yazdıklarına katılıyorum, söyleyeceklerim de onun söyledikleri hemen hemen aynı o nedenle tekrar etmeyeceğim.
Bir çalışmanın altındaki yorumlarda herkes övüyorsa orada ciddi bir yanlış ya da sıkıntı vardır.
Biz kime eleştiri yaparsak şahsına küfür alıp saldırıya geçiyor. Sonra da "neden okunmuyorum" diyerek başlıyor şikayetname yazmaya daha çirkini başkalarının yazdıklarını kötülemeye kadar vardırılıyor bu şikayetnameler vs.
Bir soru: sayfalarımızda ki etkil yorum butonu var. Etkili yorum nedir?
Hasılı, İnsanlara yalan söyleyerek kötüye iyi, çirkine güzel dememiz bizim kendimize olan saygımıza yazık eder.
Okumam, okuyorsam da eleştiririm.
Her haklı eleştiriye başımın üstünde yer verdim, Bugün kalemim biraz ilerlemişse bu yüzdendir.
Eleştiri, insanın ilerlemesini sağlar yolunu aydınlatır, kişinin şahsına küfür değildir.
Sizin bu yazınızın içeriği başlığıyla örtüşmüyor.
Peki sizi eleştirmeyiz.
Esen kalın
saf şiir
Filiz Şahin.
Unutmadan, "sonuçlarına katlanır" ( tehdidine istinaden) Kural mural tanımayanlar ondan sonra bulduğu her platformda oturup ağlamasın, tıpkı bu yazının yazılış amacının aslında üzüm yemek olmadığı gibi, her yorumun altına
" bana şu asırda bunu yazdılar , bana 5 yıl önce şöyle dediler, yok kısa cümlelerle yazanlara yorum yazılıyor onlar neden okunuyor ben duygularımı yazıyorum " diye başlayan cümlelerle yazılar döşenmesinler.
Zaten bu eli kalem tutan(!) kadınların destekçileri neden erkekler onu da anlamış değilim. Madem yazıyorlar kendilerini ifade edip, fikirlerini de savunabilirler. İlginç!
Türkçe yazıyorsanız, dilin kurallarını bilecek ona göre yazacaksınız.
Hece yazıyorsanız hecenin kurallarını uygulayacaksınız.
Aruz vezninin kurallarını uygulayacaksınız
Satranç vezninin kurallarını uygulayacaksınız
Serbest şiir alt alta cümle yazmak değildir.
biz çalışmayı eleştiririz şahsiyeti değil
ve evet, burası okul yazmasa da okul gibidir
herkez değil herkes yazacaksınız.
Lekum Dinukum Veliye Din
Yeter bu kadar, kelime bedava ama değersiz değil, çok harcadım.
Filiz Şahin.
Ve çok kadirşinassınız beyefendi, eminim çok değerli saygıdeğer hanımefendiler sizin bu nazik ve kadirşinas davranışınız karşısında duygulanmışlardır. Sizi kutluyorum, tebrik ediyorum bu destek yazınızdan dolayı.
esen kalın
saf şiir
Filiz Şahin.
İslam adalet de der, adil olunda der, taraf tutup yanlış da olsa destekleyin demez/ Bana dinimi öğretmeye kalkmayın, ya adaletli olun ya da susun, ya da siz bilirsiniz ben susuyorum, meydan sizin.
saf şiir
Filiz Şahin.
Ne vakit üzüm yemek için bağa girersiniz o vakit geliriz ancak görüyorum ki sizin amacınız bağcıyı dövmek !
Dövdürtmem.
Ez cümle; şahsa mı çalışmaya mı eleştiri yaptığımı anlamayan ( bakın burası çok önemli - herkes kelimesini örnek vereceğim herkes kelimesini herkez şeklinde yazamazsın yanlış diyorum karşı taraf bana kibirli - kendini beğenmiş diyor, cümleler çok uzun bir paragraf 1 ya sa 2 cümleden oluşuyor dedim karşı taraf bana neler yazmış lütfen okuyun gülüm hanımın sayfası orada ki cümleye Kurban olduğum diye başlamışım....)
eleştiriyi kaldıracak kadar olgunlaşmamış olanlar uzak dursunlar ki yanılıp da onların çalışmalarına gidip eleştiri yapmayalım.
Arkadaşınızdır gölge düşsün istemezsiniz anlarım ama adaletli değilseniz susun. Delikanlılık bunu gerektirir. Din mevzuuna gelince kimse haddini aşmasın
saf şiir
Öncelikle, yazdıklarınıza katılmıyorum!
Siz " eleştirmenin dozu demişsiniz " ama yazının içeriğinde " aman ha, sakın eleştirmeyin! " Demeyi işlemişsiniz...
Bakın, " edebiyat sitesi " diyorsunuz. Yani burası facebook, twitter ya da blog sayfaları gibi bir yer değil. Eğer edebiyat adına bir paylaşım yapılıyor ise belli kıstaslar içinde olmaya gayret edilmelidir bence. Yani hem hece şiiri yazdığınızı ifade edeceksiniz hem de hecenin olmazsa olmazı olan hece ve kafiye kuralına uymayacaksınız. Biri de size bunu hatırlattığında bu uyarıyı düşmanca, önyargılı ya da gurur kırıcı olarak adlandıracaksınız! Elbette bu doğru bir yaklaşım değil.
İstisnalar, yani şiir dışındaki gerek siyasi gerek sosyal farklılıklar nedeniyle sataşma ya da açık aramalar da vardır ama onlar bu tür sitelerde %10 sınırını asla aşmaz.
Eğer gerçek eleştiriler olmazsa şiirlerin altındaki iltifatlar üyeyi öyle bir hâle getiriyor ki, her yaptığının doğru, her yazdığının şah olduğunu sanıp asla gerçek aynada yüzüne bakmaya çalışmıyor, bir süre sonra asla uyarı ve eleştiri kabul etmez bir hâle geliyor. Nereden biliyorum? Yirmi yıla yakın bu sitelerde olan biri olarak tecrübelerimden…
Ve o üyeye aslında büyük kötülük ediliyor!
Özelden yapılamaz mı bu eleştiriler?
Elbette yapılabilir. Ne var ki önünüzde açık olan sayfadan mesaj sayfasına gidene kadar üç pencere açmanız ve zaman harcamanız gerekiyor. Gidiyorsunuz üyenin mesajlara kapalı olduğunu görüyorsunuz. Bu defe geri dönmek için yine üç pencere daha açmanız gerekiyor. Bu bir zaman kaybı.
Kaldı ki, şiirin altına herkesin okuyacağı şekilde, usûlüne uygun olarak yazılan eleştiri başka bir okuyucunun okuması ve kendini düzeltmesi anlamında da çok faydalı olabilecekken neden mahrum edelim ki?
İltifat açık olan kapıların eleştiriye de açık olması gerektiğine inanırım. Sadece eleştirideki üslubun rencide edici olmaması, yol gösterici olması ve alternatifler sunması gerekir.
İyi eleştiriye “ kabul, ” gerçek eleştiriye “ dışarı “ dediğinizde bence samimiyetiniz sorgulanır!
Elbette site yönetiminin “ yasaklama “ ve “ yorum silme “ menüleri de çalıştırılabilir. Bu tercihtir ve özgürlük alanıdır.
Velhâsıl, katılmadığım bir içerikti yazınız…
Eyvallah!
saf şiir
Oflu
Ben, bana katılın diye yazmadım. Katılmadığımı yazdım.
Zaten bana katılma şansınız olsaydı bu yazıyı yazmazdınız...
Siz kendi doğrularınızla ben de kendi doğrularımla hareket edeceğim.
" Sizin yolunuz / doğrularınız size, benim yolum / doğrularım bana "