Toplumsal Olaylar ve Ajitasyon Ruhu

YÖNETİM ERKİNİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN ÖNEMLİ HUSUS

Toplumsal olaylar her zaman ajitasyona açıktır. Toplu ölümler, afetler, felaketler, öldürümler, depremler hepsi her zaman ajitasyona açıktır. Yöneticilerin bu tür olayları ajite edebilecek dış ve iç güçlere, kirli maksatlı karanlık odaklara karşı önceden hazırlıklı olmaları şarttır. 
Yönetici erki her zaman düşmanca hislere muhatap olabilirler. Yönetim her zaman tehlikelere maruz kalabilir. Yöneticiler her zaman özenilen bir mevki olduğu için kişisel hırs ve hasetlere açık bir kesimdir. O halde kötü niyetli odakların her türlü toplumsal felaketleri fırsat bilecekleri aşikardır. O halde ne yapılmalı bu tür kötü niyetlilerin bu tür planlarını önceden istihbar etmek ve önlemlerini buna göre almak güçlü devletlerin en önemli görevlilerindendir. 
Bu görev ihmal edilecek, savsaklanacak bir görev değildir. Bu görev es geçilemez. Bu görev küçümsenemez; çünkü bu olay küçümsenerek önlenebilecek olaylardan değildir. Toplumlarda her zaman memnuniyetsiz, doyumsuz insanlar bulunur. Hayattan zevk alamamış, kendi kendine yetememiş, hayattan zevk almamış, alamamış, ruh dünyasında erdeme yer vermemiş, şeytanlaşmış tipler her yerde, her zaman bulunur. O halde iyi bir yönetici bütün bu olasılıkları göz önüne almalı ve yönetim işinde ona göre davranmalıdır. 
YÖNETİM BÜYÜK BİR MESELEDİR ELBET. KİMSEYE GÜLLÜK GÜNEŞLİK BİR ORTAMDA YÖNETME İZNİ VERMEZLER. 
Demokrasiye güvenerek toplumsal dinamikleri gözden kaçırmak hüsrana yol açabilir. Demokrasi dışı eğilimler her zaman toplumların bir yerlerinde gizlenecek yer bulabilir. Sandığa yol bulamayan bazı güçler ellerindeki olanakları kullanarak, en ufak bir fırsatı kullanıp emellerine ulaşmaya çalışacaklar-dır dır. Yapılacak olan bu tür eğilimleri önceden hesap ederek gerekli önlemleri almaktır. 
Bu eğilimler dış mihraklarla birleşerek güçlenebilir, menfaatleri kesilen büyük sermaye – dış ve iç kapital- büyük oynayarak bu tür eğilimlerle işbirliği yapar, onları destekler, onlara her türlü yardımı yaparak etken bir hale gelmelerini sağlayabilir. 
Bugün Mısır’da tanık olduğumuz ve medyada bizzat tespit edilerek görüntülenen bu mihraklar, her ülkede devreye girmek için, her türlü olayı fırsat saymaktadır. Ukrayna’da yapılan ve ülkenin bölünmesine yol açan olaylar zinciri tam da bunun ispatıdır. Parçala, yönet politikasının devreye sokulduğu tarihin en eski devirlerinden beri yürürlüktedir. İstedikleri iktidarları istedikleri zaman gerek demokratik, gerekse demokrasi dışı yollarla değiştirebilecek, ülkeleri felaketlerden felaketlere götürecek mihraklar bunlardır. 
Bunların oyunlarını iyi bilmek ve gerekli önlemleri almak zorundayız. Çünkü bu tip oyunlarda iç düşman dış düşmandan daha büyük bir yer tutmaktadır ve bu alanda en büyük etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalnız ihanet değil, cehaletle birlikte, fakirlik, çaresizlik ve yönetimde zaman zaman meydana gelebilecek haksızlık ve adaletsizlikler yahut adaletin geç tecelli etmesi gibi olaylar bu olayların oluşması için gerekli zemin ve unsurları oluşturur. 
O halde toplumda adalet en önemli mesele olarak addedilmelidir. Çünkü adalet yönetimlerin olmazsa olmazıdır. Bir şey daha var ki onu da gelecek yazımızda aktaralım. Ufak bir ipucu vereyim isterseniz. O da toplumsal refahın tabana yayılmasıdır. Bundan başka sebepler de yok değil. Toplumların maddi gelişkinliği yanında manevi gelişkinliğinin aynı düzeyde gitmemesi de etkenler arasındadır.

Ahmet Kemal