3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
851
Okunma

Adam sıradan bir kamyon şoförüydü. TIR şoförü olmak için sınavlara girdi. Bu ehliyete sahip olduğunda milletler arası yükler taşıyabilir, daha çok para kazanarak ailesine daha rahat bir hayat sağlayabilirdi.
Bunu başardı da ancak günlerce süren seyahatler yüzünden ailesine hasret kalarak geçer olmuştu günleri. Ama iyi para kazandığı için katlanıyordu. Kullandığı aracın içi karısının, iki oğlunun resimleriyle doluydu. Hasretlik çektikçe onlara bakıp avunuyordu.
Birkaç yıl bu işi yaptı, iyi de para kazanmıştı. Hasretliğe artık daha fazla katlanmak zorunda değildi. Son seferinden sonra işi bıraktı. Kazandığı paralar ile kendine iki kamyon alarak ufak bir nakliye şirketi kurdu.
Bu işi iyi biliyordu, çevresi ve bir sürü bağlantıları vardı. Hepsini bir araya getirerek gayet iyi değerlendirdi ve kamyonlar üç beş derken birkaç TIR’ın bile sahibi oldu Adam. Ama işler çoğaldıkça ailesine, evlatlarına ayırdığı zaman azalıyordu. Aile bundan şikâyetçi olduğunda ;
“Hepsi sizin çok daha iyi şartlarda ve sıkıntısız yaşamanız” için diye cevaplıyordu.
Artık kocaman bahçesi olan müstakil bir evde oturuyorlardı. Bir değil birkaç hizmetlileri vardı içinde. İki oğlunu imkânları çok daha yüksek paralı okullara gidiyorlardı, daha İyi eğitim alsınlar diye.
Ama o çok çalışıp eve az zaman ayırdıkça, karısı çok da mutlu olmuyordu bu lüks yaşamdan. Öyle ki bazen Pazar günlerini dahi ailesiyle geçirmek yerine iş peşinde koşturarak geçiriyordu adam.
Aradan yıllar geçti çocuklar okulları bitirip mesleklerini ellerine aldı, hatta kendi yuvalarını kurup aileden ayrıldı. Adam hala aynı hızla çalışmaya devam ediyorken, bir akşam eve geldiğinde, karısına sürprizini açıkladı.
“Bundan sonra artık her gün işe gitmek yok! Sana evime daha çok zaman ayıracağım. Direksiyonu sana veriyorum, dedi. Bundan sonra sen nasıl istersen, nereye istersen oraya sür bizi!”
Karısı çok mutlu oldu tabi. Hemen yerinden kalkıp boynuna sarıldı adamın. “Ne kadar çok bekledim bu anın gelmesini, dedi. Yeter ki birlikte geçirelim kalan zamanımızı, benim fazlasında gözüm yok!”
Mutlu gittiler yataklarına, birer öpücük kondurarak birbirlerinin yanaklarına, huzurla daldılar uykuya. Ertesi gün tek uyanan kadın oldu. Adam temelli ayrılmıştı hayattan.
*