7
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1176
Okunma
Çiçekçi dükkânının önünde son model bir araba durdu ve içinden şık giyimli genç bir adam inerek, doğruca çiçekçiden içeri girdi.
Gözüne kestirdiği en güzel kırmızı gülleri işaret ederek bir kaç demeti seçti, cebinden kartını çıkartıp, çiçekçiye uzattı. Gösterişli bir sunum ile hazırlanıp verdiği adrese gönderilmesini rica etti.
Dışarı çıktığında dükkânın bir köşesinde yere oturmuş ağlayan küçük bir kız gördü. Tam arabasına girecekken içindeki sesi dinleyerek geri döndü ve kızın yanına gitti.
"Neden ağlıyorsun, bakayım? Diye sordu!"
Küçük kız "Anneme gül almaya geldim, dedi. Bir tanesine 10 lira dedi çiçekçi Ben iki tane alacaktım. Param yetmedi!"
Adam kendini kötü hissetti. "Gel benimle dedi. İstediğin gülleri alacağız”. Dükkândan içeri girdiklerinde, genç adam bir demek gül daha hazırlanmasını söylediğinde küçük kız;
"Hayır. Hayır dedi.. Secdece iki gül istiyorum"
Vardır bir sebebi diye ısrar etmedi adam. Küçük kızın İsteğini yerine getirdiler. Dükkândan birlikte çıktıklarında " izin verirsen seni annene götürebilirim” dedi adam, küçük kız buna itiraz etmedi.
Geldikleri adresin bir mezarlık olduğunu görünce çok şaşırdı genç adam. Küçük kızın annesi öleli iki yıl olmuştu. İki gül ısrarı da bu yüzdendi. Her yıla bir gül bırakmak istiyordu annesine.
Bu durumdan o kadar çok etkilendi ki, küçük kızla birlikte gülleri mezara bırakıp dua ettikten sonra onu evine bırakıp yeniden çiçekçi dükkânına gitti ve biraz önce ki siparişinin adrese gönderilmesini değil hemen şimdi kendisine verilmesini istedi.
Daha henüz hazırlanıyordu zaten. Yapılan koca gül demetini kucaklayıp içinde bir mutluluk arabasına bindi ve 100 kilometre mesafede yaşayan annesine gitmek üzere yola çıktı.
*