Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
erken yazmışım yorumu.. evet uzayda yön yok, derinlik yok.. veya daha biz bulamadık.. lakin çok fazla vurmalı kırmalı bir rüya.. sana başka rüyalar programlamalı:))
ve keçiler,evet keçiler... uzay da kaçsa, dünyada da zıplasa enteresan hayvanlar. hele dağ keçileri vakum gibi ayakları, yırtıcıların çaresiz kaldığı yerlerde özgürler...
bize de keçi olmanın yollarını bulmak kalmalı.. büyülü şekiller, isimler, aydınlık veya karanlık dünyanın kesişiminde mutlu olabilmek için.. kimi ritüellerde erkek ve kadının en doruk zevkinde ilahi bir ses veya işaret yakalamak isterken derin tarikat artıkları..
ve hançerlerken, zincirlerken ve kırbaçlarken bize onlara astralin dışında bir program sunmalı..
6572 vb bir m.i. için ilk program komutu... bildiğimiz "başla" kelimesidir.
güzel başlangıçların sonu genelde hep aynı yerde bitiyor. evet orası işte, tanrı kadar rahatladığımız bir yer, tuvalet! tüm çareszliklerimizin biriktiği küçük alan.tüm enerjimizin tek bir noktaya yöneldiği o muhteşem rahatlama zevki.. fazlalıklarından kurtulması bedenin..
lakin atladığın bir yer kalmış, dikkat etmemişsiniz, tuvalet yazıları.. insanın aykırı yamru yumru bedensel çizimleri.. kimi zaman hayter ederim, hangi insan veya uzaylı duvarlara izini bırakır veya sürer diye..
belediyeciliğin ilk zamanlarında avrupayı ziyaret eden 2. mahmut (olmalı) temizliğine hayran kalmıştı uzaylıların, cadde temizlik hizmetleri verilmeye başlamıştı.. tabii ki o zamanlar ben, plüton denen gezegende yüzyıl sonra sıranın bana gelmesini bekliyordum.. bir dünyalı olacaktım, yarim ile dünyada da karşılaşmak için planlar yapıyorduk, lakin olmadı... sonra bir uyumuşuz.. gözlerimizi dünya yılı ile 37 yıl sonra hatırladım kendimi, yalnızdım..tekrar uyumak ve dünyayı şutlamak istiyorum hangi yöne giderse... yeter ki samanyolu ve güneş sisteminden uzaklaşsın ve bir daha da gelmesin geriye..
Uzayda da bir uçurumda da yön yok ama orada ayaklarım hala toprağa basmakta, küçülse de toprak parçası. ((: Dostum, rüyanın sınırının külli irade olduğunu dünmüyorum. Küre biraz sert bir küre, diğer küreler de rüyalar da bu kadar sert değil. Freud rüyalar için psişik etkinliğin özerk ve anlamlı bir ürünüdür der. Burada özerk derken benzer şeyler söylemiş oluyorum. Freud'a onaylatmak değil, kendimi teslim edeceğim tek psikolog Carl Gustav Jung'dır da... Rüyalar üstüne gayet güzel konuşmuş Freud. C. Gustav Jung oidepus kompleksini manasız bulur, kendi annesinin şişman ve çekici olmayan bir kadın olduğunu söylemiştir bunun tersine. İlk kez karşı karşıya geldiklerinde 13 saat oturmuş ve sohbet etmişlerdir. Sonra ise görüş ayrılıklarına düşmüşlerdir.
Keşke bir yolunu bulsak da tüm bedeni tuvalete kusup, rahatlayıp ,süzülsek. Hep derim, ışık formunda olsaydık, kimse kimseyi incitmezdi. ((:
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.