"hamileydim.
kedim de.
doğum yaptı; herşeyiyle hazırlanmıştı. ihtiyaç duyacağı, biz insanlarınki şeyler olmadı.
kadın halimle bana herkes yardım etmişti.
annem babam kocam komşular...
doktorum hemşireler ve akrabalarımız.
kedi doğumunu tekbaşına yaptı.
yavrusu benim bebek gibi tüysüz doğmamıştı.
aslan parçası anası ölseydi... yine yaşardı.
doğduğum erkek çocuğun ismini kocamın arkadaşı verdi: efe... efe efendiyi çağrıştırıyormuş.
efe uygarlığın bilgisi olmadan beş dakika yaşamazdı.
kedi yavrusuna yaşamağı becerecek vücut ve tahammül verilmişti..
insan yavrusunu soğukta kayanın dibinde doğursaymışım kışın... kısa fasılada ölürdü.
herşey logostur...
heraklitos’a atfederler.
buda’nın benzeyen bir fikri vardır buna yakın.
- bilgi sona erdiğinde: ölüm!
durmak ölmektir.
insanoğlu hayvan techizatında değil ondan zayıftır.
doğduğunda hayvanların ayağa dikilmesini yapamıyor.
vahşi hayvanların doğurmaları ve yeni doğanları insanın efkarıyla alakasızdır.
bu eksikliği bilgiyle doping ediyor insan.
bilgi addedilen teknik, uygarlık ve insanın tarihidir.
eksiklikten üstünlüğe geçmek.
hayvan barınmasıyla doğmasıyla dikilmesiyle insandan dirayetliyken.
insanoğlu narinliğiyle yarıştığı en yakın rakibi... dir hayvan; onu aşmıştır ama."
bilginin insanoğlu tekniği; gece uyuduğu evi... ve sırtındaki paltosu olduğunu bilmeyenimiz var mıdır?
hayvanda ve tabiatte palto ve rezidans bitkisi bittiğini gören oldu mu?


yalçıner yılmaz
960 toki
çanakkale