7
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
871
Okunma

Beyin ve merak konusunu inceleyen bilim insanları, bu dürtüyü kullananları üç gruba ayırmışlar.
1- Büyük Beyinler: Oluşumları merak eder. (Mucitler, Kaşifler, Filozoflar, Sanatçılar...)
2- Orta Beyinler: Büyük beyinlerin buluşlarını ve tezlerini nerede ve nasıl kullanacaklarını merak eder. (Bilim insanları, Doktorlar, Öğretmenler, Mühendisler, Zanaatkarlar…)
3- Küçük Beyinler: İlk iki beynin yaptıklarını tam anlamadıkları halde, bunları kimlerin neden kullandığını merak eder. (Magazin sevenler…)
Piramidin üst noktasında ‘Büyük Beyinler’ var ve sayıları çok az. İnsanlık, bugün vardığı her noktayı onlara borçlu. Evreni ve yasalarını, insanlığın var oluşunu ve metabolizması ile evrenin uyumunu, doğayı ve kurallarını, canlıların bütün farklılığına rağmen yaşamdaki ortak rollerini onlar sayesinde biliyoruz. Bu çalışmalar için her türlü riski göze aldılar hatta bazıları bunun bedelini ödediler ama yılmadılar.
Ne kadar ‘kutsal’ bir merak onlarınki!
Hâlâ sayıca az olan ve insanlığa çok şey öğreten ‘Orta Beyinler’ piramidin ortasında. Oluşumlardan çıkarımlar yaparak bilim insanının sorumluluğuyla ‘merak’ duygularının peşinden gitmişler. Kimsenin yapmadığı eserleri ortaya koyarak sonuçları geliştirirken güncele uygulamışlar, çağdaşlaştırmışlar ve bunları uygulanabilir hale getirerek yaşamın içine sokmuşlar. Bunu insanlık var oldukça hep de yapacaklar. Her türlü zorluğa rağmen, insanüstü bir gayretle, ‘biraz daha iyiyi’ insanlığa sunmak için.
Ne kadar ‘saygın’ bir merak onlardaki!
Piramidin en alt ve en geniş bölümünde ‘kalınca bir tabaka’ halinde ‘Küçük Beyinler’ bulunuyor. Kendilerinden üst seviyedeki beyinlerin büyük çabalarla gerçekleştirdikleri çalışmaların sonuçlarını değil de bunu kimin, neden kullandığını merak edenler! Sadece ‘nefs’lerini tatmin etmek için kendilerinden başka kimseye faydası dokunmayacak ve muhtemelen çok kişiye de zarar verecek ‘art niyetli’ meraklarının peşinden gidenler.
Ne kadar ‘ürkütücü’ bir merak onlarınki!
Büyük Beyinler ve Orta Beyinler, akıllarına gelen her soruyu önce kendilerine sordular. Bazıları sadece ve hep kendilerine sordular, belki de beyinlerini böyle geliştirdiler. Oysa Küçük Beyinler, soruları en az kendilerine en çok başkalarına sordukları için sonlarını belki de kendileri hazırladılar. Çünkü ‘Evrim Yasası’na göre kullanılmayan her organ zamanla köreliyor, işlevini kaybediyor...
Şöyle bir kendimizi gözden geçirir ve bunu tarafsızca yapabilirsek hangi kategoride yer aldığımıza kendimiz bile karar verebiliriz. Sonuçtan memnun değilsek değişmek ve gelişmek için çaba gösterebiliriz.
Hâlâ çok geç değil!
‘Evrim Yasası’ işlemeye devam ediyor.
Serap IRKÖRÜCÜ