7
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1794
Okunma


NEREDE O ÇOCUKLUĞUMUZUN BAYRAMLARI!
Nasıl özlemez ki insan…
Her şeyden önce aile fertlerimizin çoğu hayattaydı. O yüzden de mutluluğumuz, neşemiz tamdı.
Geceden başucumuzda hazır beklerdi kıyafetlerimiz. Ya dikilir, ya hazır alınırdı. Zaten baştan aşağı donanmakta bir bayramdan bayrama yapılırdı. Rugan pabuçlar mesela, bir kırmızı bir siyah benim olmazsa olmazımdı.
Uzar giderdi arife gecesi bir türlü sabah olmazdı.
Kim bilir kaç kere uyanıp bakardım iç geçirerek gecenin karanlığına. Gözümü açar açmazsa da giyinirdim bir telaş içinde. Belki kırk kere göz atardım rugan pabuçlarım ayaklarımda nasıl duruyor diye.
Evdeki hazırlıklarsa bambaşka olurdu.
Nane, muz ve vişne likörleri ikramlıkların başında gelir, minik kadehler içinde kahve yanında çikolata ile birlikte ziyarete gelenlere ikram edilirdi.
Bu öyle varlıklı ailelere mahsus bir şey de değildi. Bizler gibi orta halli ailelerde de ille ki olurdu. Çünkü o zamanlara ait bir adet, bir görgü meselesiydi.
Ha! Bir de zeytinyağlı dolmalar yapılırdı ille ki. Dizilirdi itina ile kayık tabaklar içine, üzerlerinde dilimlenmiş limonlar. Of!!! Baktıkça fena halde iştah kabartırdı.
Kahvaltı sonrası, bir an önce sokağa fırlamak ister, büyüklerimizin onayını beklerdik heyecan içinde Bıraksalar komşular uyanmadan kapılarına dikilebilirdik bile. Yani heyecanımız, sevincimiz yüksek olurdu son derece.
Ziyaretlerde çikolata ve kolalı mendil verilirdi genelde. Daha çok da yakınlarımız tarafından.
Erkek çocuklara kenarları mavi çizgili, kızlara pembe çiçek desenli. Hele bir de içine para sıkıştırılıp verilmiş ise, o aile fertleri komşular mimlenir, her bayram ilk ziyaret edilenler arasına alınırdı.
Çünkü cepte biriktikçe bayram harçlıklarımız, yakın bir meydana kurulan eğlence panayırı gelirdi gözlerimizin önüne. Ne kadar para, o kadar atlı karınca, kayıklı salıncak veya süslenmiş kamyon kasasında, şarkı türkü eşliğinde gezinti demekti.
Ben artık büyüdüğümü bile böyle bir bayram ziyaretinde anlamıştım. Annemin teyzesi her daim elini öper öpmez yüzümüzü güldüren miktarda bir para verirdi. O yüzden bize göre uzun bir yolculuk olsa dahi hevesle giderdik bu ziyarete.
Ama baktım ki, böyle bir bayram ziyaretimizde, erkek kardeşime yine mendil ve para, bana ise sadece öpücük geldi!
Şaşırdım, açıkçası biraz da buruldum, ama sonrasında artık bir yetişkin sırasına girdiğimi anlayınca, mutlu da oldum.
Velhasıl eski bayramlar, şimdi olduğu gibi tatil anlamına gelmez, herkesler bir yerlere gitme telaşında olmazdı.
Coşkuyla, mutlulukla yapılırdı konu, komşu, aile büyüğü ve tabi ki kabir ziyaretleri.
Yani toprağın altındaki de üstündeki de mutlaka hatırlanırdı.
Geçmiş zaman kullanarak anlattım ama tabi ki hala yerine getirenler var bu güzel adetlerimizi. Bazen de yaşam koşulları istemeden değiştiriyor adetlerimizi, yaşam biçimimizi.
Velhasıl arkadaşlarım, dostlarım can akrabalarım diyorum ki, nasıl uygun ve gerekli görüyorsanız, öyle yaşayın bu özel ve anlamlı günleri.
GÜZEL BİR BAYRAM DİLİYORUM HEPİNİZE,
HOŞ GELSİN, HOŞLUKLAR GETİRSİN İNŞALLAH, HANELERİMİZE ÜLKEMİZE,