4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
848
Okunma

Ben Allah’a inanıyorum. Fakat imanım delilsiz değil. İçimde/dışımda birçok şahidim var benim. Nasıl? Bir kere Onun varolmadığını tahayyül ettiğim her perspektifte ’uyum sorunları’ çekiyorum. Daralıyorum. Bunalıyorum. İşin içinden çıkamıyorum. Sonsuzluğa duyduğum arzuyu bastıramıyorum. Sonsuzluğa yakışır gördüğüm güzellikleri anlamlandıramıyorum. Kuşlara üzülüyorum. Düşlere üzülüyorum. Gidenlere üzülüyorum. Bunlar bile nefsime bir delil oluyor. Yani: Cevap veremediğim soruların ’sorabildiğimce’ çoğalması yanlış kulvarda olduğumu düşündürüyor.
Öyle ya, eğer varlık, ’Onun varolmadığı bir düzlemde’ (her nasılsa) varolmuş olsaydı uyumlu seçim ’inançsızlık’ olacaktı. Ancak inançsızlıkla evrenin ahengine dahil olunacaktı. Ancak onunla tüm müşküller cevap bulacaktı. Evren de bu doğru parçayı(!) büyük bir uyumla (tıpkı bir ananın kayıp evladını bağrına bastığı gibi) kabul edecekti. Tasdik edecekti. Doğrulayacaktı. Destekleyecekti.
Fakat olmuyor. Allahsızlık vehmini tasavvur ettiğim her anda mutsuz oluyorum. Her an cehennem gibi geliyor. Çünkü herşey hiçe gidiyor. Herşey amacını yitiriyor. Herşey bir tesadüf işine dönüşüyor. Bütün sevdiklerimi (ama bugün ama yarın) sonsuz bir ayrılıkla yitiriyorum. Emeklerim ömrümle sınırlanıyor. Eylemlerim tattığım kadar yaşıyor. Kelebek gibi harika şeyler birkaç haftada yokoluyor.
Şundan eminim arkadaşım: Fanilik sanatı abesleştirir. Geçiciliğin şiddeti arttıkça üzerine sarfedilmiş emekleri anlamsız kılar. (Yokoluş ise en şiddetli geçiciliktir.) Bu iyi mi? Yani iyi gelir mi?
Eğer, âlem tesadüf üzerine yaratılmış olsaydı, ben de tesadüf üzerine yaratılmış olacaktım. Herşey akışına uygun bir şekilde gerçekleşecekti. Bu ’uyumsuzluk problemi’ ortaya çıkmayacaktı. Misallendireyim: Bir Ferrari’yi traktör yolunda kullanırsanız size sıkıntı çıkarır. Her gaza basışınızda "Ben bu yol için yaratılmadım!" der. İşte, ben diyorum ki, ateistin içinde yaşadığı/yaşattığı cehennem de Allah’ın böyle bir şahididir. Anlarında biriktirdiği cehennem ölümle gideceği yerden haber verir. O yeisli keder şu elemli abisini söyler. Ne yalan söyleyeyim: Ben buna bir küçük tahayyülcük dahil olduğumda dahi kaçacak delik arıyorum. Peki bir ateist göğsündeki cehennemle nasıl hayatta kalıyor? Bunu çok merak ediyorum.