Diyelim ki ben bir ateistim. Size kendi fikrimi evrim teorisi üzerinden savunacağım.
Öncelikle evrim teorisi ile başlamak istiyorum. Çok fazla detaya girmeden size diyebilirim ki ‘’evrim’’ gerçektir ve öyle dinlerin masallarında anlatıldığı gibi iki insanın elma cezası alarak yeryüzüne inişi ve ensest üreme yolu ile milyarlarca insana ulaşmadık.
Biraz düşünebilen bir insan zaten bunu sorgulamalı. Marx kendi döneminin diğer dehası olan Darwin’e duyduğu hayranlığı hiçbir zaman gizlememiştir. 1860 yılında ‘’Türlerin Kökeni’’ isimli kitabı bitirdiğinde ‘’her ne kadar zalim bir İngiliz stiliyle kaleme alınmış olsa da, kitap bizlerin görüşlerinin doğal tarihini aktarmaktadır’’ demiştir. Hatta denilir ki Karl Marx, Das Kapital kitabının ikinci baskısını Darwin’e ithaf etmek istemiştir. Aralarındaki mektuplaşma bize bunu gösterir. Bunu kesin bir bilgi ile tarih bize söyler. Bu nedenle bu konudan daha fazla bahsetmeyeceğim.
Ateizmin elindeki en değerli kanıt olan evrim teorisi ile devam edelim. Bilimin ışığında sizlere diyorum ki bizler zaman içinde değişime uğrayan organizmalarız. Çok fazla bilimsel detaya girecek olursam çıtayı yükseltirim ve bu benim hedef kitlemi düşürür. Bu nedenle en basit hatlarıyla ifade edeceğim.
Aslında tüm organizmaları soy hattının zaman içinde değiştiği düşüncesi Darwin’e ait değildir. Onu farklı kılan doğadan topladığı, değerlendirip açıkladığı gerçekleri kanıta dayandırmasıdır. O güne dek bu fikir milattan önce yaşamış filozoflara kadar gitmesine rağmen ‘’kanıt’’ sonunda ikna gücünü kullanmıştır. Günümüzde tüm bilim insanlarının büyük çoğunluğunun (%90’ın üzerinde) kabul ettiği Evrim Teorisi’ni biz hangi aklımızla reddedeceğiz.
Darwin türlerin ortak atalardan farklılaşarak evrimleştiğini, tarihin gizeminde mutlaka ortak atalarda buluşmak zorunda olduğunu ileri sürmüştür. Buda bizi ‘’Evrim Ağacı’’ gerçeğine götürmüştür. Lamarc konusuna hiç değinmiyorum. Çünkü bu haliyle bile toparlamam zor olabilir.
Sonuç olarak benden görmediğim, duymadığım, hiçbir kanıta dayanmayan bir fikre inanmamı bekleyemezsiniz. Ben size bilimden ve yüzde yüz gerçeklerden bahsediyorum. Canlıların adaptasyon yeteneğini kendinizden biliyor olmalısınız. Evrim Darwin’e göre sıçrama sonucu gerçekleşmez. Her şey zaman içinde basit ve ufak adımlarla oluşmuştur. Bazı bilim insanları ‘’sıçramalı evrim’’ konusundan bahsederler. Ama konumuz Darwin.
Sadece şunu düşünün. Tarih kitapları, romanlar ve dahi pek çok yazılı belgeye göre; kıtlık, savaş ortamları gibi durumlarla bazı iniş çıkışlar yaşamış olsa da insan ömrü 120 yılı aşamamıştır. Ne yaparsak yapalım DNA mıza kodlanmış olan 122 yılı aşamayacağız. Size anlatılan dini efsanelerin dayandığı (NUH) tek temel din kitaplarıdır. Elimizde başka veri yoktur.
Bu durumda ateizm bilime ve gerçekliğe dayandırılmış bir inanıştır. Bilim ise zaten yalın gerçekliktir.
Bunu kendine sor…
-2-
Diyelim ki ben bir teistim. ‘’Evrim teorisine inanmanın beraberinde ateist olmak zorunluluğu yoktur’’ demek için buradayım.
Yaratıcı ve insan arasındaki ahiret dâhil tüm ontolojiye inanmak ‘’evrim teorisi’ ’ile çelişmez. Hem zaten Darwin’in kendisi de ateist falan değildi. Mademki kanıtlara inanıyoruz başlayalım o zaman. Kanıt olduğu sürece her şeyin geçerli olduğunu savunuyoruz değil mi? Bu durumda Darwin’in en temel eserlerinde teist olduğunu, mektuplarında ise kimi zaman bilinmezci bir tavrı olduğunu görürüz. Bu bizim için ispattır.
Ancak ateizmin bize dayattığı şey ‘’evrim teorisi ateizmin en değerli kanıtıdır’’ olmuştur. Teistler bilime ve inanca birlikte sarılırlarsa ateizmin en değerli ayağı çökmüş olacaktır. Anatomi, morfoloji, genetik alanında yapılan onca çalışma, fosil analizleri, matematiksel gerçekler, bilgisayar ortamında yapılan sağlamalar orada öylece duruyorken inanç sahibi kişilerin artık çekimser kalmasına gerek yoktur.
Dinlerin özünde (hurafe inanışları çöpe atmak zorundayız) evrim ile çelişen bir fikri yoktur. Zaten bilimin amacı yaratıcının var olup olmadığını sorgulamak değildir. Buradan yarattıkları felsefe ile ateistler bir söylem kazanmışlardır. Mesela Nietzsche’yi inceleyecek olursak evrime inanmış bir ateisttir. Ancak yazdıklarını ve hayatını iyi okursanız evrim teorisine inandığı için ateist olmamıştır. Zaten bir ateistken evrime de inanmıştır. Aksini ispat edebilecek kimse yoktur. Ancak ateistler böyle şehir efsaneleri yayarak evrim ateizmin kalesiymiş gibi gösterirler. Sadece demagojiden ibaret ifadelerdir.
Evrim teorisi içinde Tanrı’nın olmadığına dair bir ifade barındırmaz. Ateistler sürekli olarak bize ‘’madem Tanrı varsa ispat et’’ derler. Oysa bu güne dek hiçbir felsefe ya da bilim bize Tanrı’nın olmadığını ispat edememiştir. Evrim teorisi ortaya konmadan önce de var olan ateizmin dayandığı temeller geleneksel, ahlaki, psikolojikti. Kendi felsefelerini üretip buna göre davrandılar. Aslında evrim ve ateizm iki ayrı konudur.
Bir başka algı Marx’ın ‘’Das Kapital’’ kitabını Darwin’e ithaf etmek istemesiyle ilgilidir. Bu örneği algının tarihi bile gözümüze sokarak nasıl değiştirilebildiğini ifade etmek için kullanıyorum. Aslında Darwin’in kendisine ithaf edilmesini reddettiği kitap Marx’ın kızı Elanor ile ilişkisi olan İngiliz biyoloji öğretmeni Edward Aveling’in ‘’Student ‘s Darwin’’ (Öğrencilerin Darwin’i ) isimli kitabıdır. O dönemde yayılmış bir dedikodu işte böyle yanıltıcı bir öyküye dönüşmüştür.
Demem o ki çarpıtılmış hiçbir şeye inanma. Din bize asla bilime inanmamamızı söylemez. Evrim ve dinin asla çelişmediği bir gerçektir.
Bunu kendine sor…
-3-
Çok kısa ve konuyu dağıtmadan size iki farklı bakış açısı sunmaya çalıştım. Burada yapmak istediğim ‘’kendi bakış açını geliştir’’ ilkesine sizi inandırmaktır.
Manipülasyonun pek çok çeşidi vardır. Sizinle uzlaşabilirler, suyunuza gidebilirler, korkutabilirler, mahrum bırakabilirler, planlı bir şekilde size roller biçebilirler. Tüm bunlardan kurtulup kendin olmayı başarabilmen için kendi doğrularını yaratmalısın.
Okuduğun veya öğrendiğin her bilgiyi hemen kabullenme. Araştır, incele, objektif ol. Kendi süzgecinden geçirdiğin her doğru senindir. Senin olana sahip çık. Gelen yeni bilgilerle karşılaştır. Mantığına uyanları yenisi ile değiştir.
Manipulatif kişilikler, yine aynı sahte tadı bize zerk ederek manipulatif yeniler olmamıza da sebep olurlar. Etki altında kalmamızı sağlayanlar(bazen etkiledikleri derecede zararlı olduklarının farkında olmazlar) ilk en yakınlarımız olur. Ebeveynlerimiz…! Daha sonra algımıza hücum eden tüm çevresel etkenler, dış dünyada maruz kaldığımız her şey bizi şekillendirir.
Gerçek kendilik hakkında konuşulacak çok şey var. Yine kısaca diyebilirim ki ‘’iç sesiniz ile bile yanılıyor olabilirsiniz’’. Çünkü etki altında, geliştirdiğimiz değil geliştirilmiş kişilikler olarak geziniyoruz.
Bundan kurtulmak istiyor musun? Bu büyük bir cesaret ister. Bildiğin bütün doğruları masaya yatır ve sabırlı ol. Çünkü bu değişim çok vaktini alacak. Vaktin var mı?
Bunu kendine sor.
Sevgilerimle....
Deniz...
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Aslen bu yazı istediğimizde bir fikri manipülasyon yöntemlerini kullanarak istediğim bir kişi yada gruba işleyebileceğimizi göstermek için yazılmıştır. Bariz bir şekilde din konusunu savunularak (aslında öyle değilmiş gibi yaptığımı sanmanızı sağladığımı yorumlardan görüyorum) kendi inandığım Evrim Teorisini sizlere dikte ettirmiş bulunuyorum. Okuyan herkesin aklının bir köşesine maniple teknikleri ile resimler göndermiş bulunuyorum. Algınızın önde olduğu yada oldurulduğu konularla ön cephede ilgilenirken beyniniz size gönderdiğim diğer mesajları kaydetmiş bulunuyor.Kendi fikriniz olduğunu sandığınız cümleler kurdunuz.Aslında ben zaten bunları söylemenizi istiyordum. Hayatın içinde hiç ciddiye almadığımız bu tehdide(manipülasyon) dikkat çekmek istedim. Yazımı okuyup değerlendirmeye layık gördüğünüz için teşekkür ederim.
''Yazıda ki hatalar,Fallacy Of Division ( indirgeme hatası )Begging The Question(özden sapma) Argumentum Ad Ignorantiam ( ispatlama istenci safsatası)
Yazarın evrimsel doğruların olduğunu savunması kisvesi altında dinlerin gerçekliğini vurgulama yorumu dikkatlerden kaçmamıştır,''
ZATEN YAPILMAYA ÇALIŞILAN BUYDU.
Maniple edilen birinin geri zekalı olduğunu düşünmeni anlamıyorum Laci... Ha demek istediğin CHao.. ya zeki olduğu vurgusunu yapmamsa buda aslında bilinçli bir hareketti. Manipülasyon sanatında var olan bir kişinin var olan yeteneğini yada özelliğini yönlendirip kendi çıkarın için kullanırsın. Bu bir başkasının o özelliğine sahip olmadığını göstermez.
Yazdığım yazı tamamen manipülasyon üzerine kurgulanmıştır. Öyle olmadığını söylemen benim değil senin konuyu anlamadığını gösteriyor aslında. Bir tek yazı ile senin tüm yaşamını kontrol altına alamam elbette. Bu yaptığımı sürekli ve bilinçli olarak yapmalıyım. Burada yapılan bu tehlikeye dikkat çekmek için bir örnek sunumundan başka bir şey değil demiştim . Bu cümleyi atlamazsan beni daha iyi anlarsın.
canım bu bir manipülasyon yazısı değil, davranışımı, zevkimi, hareketlerimi kontrol altına alan veya yönlendiren bir konu değil, istediğini yaptırabilme sanatıdır manipülasyon, dolaysıyla bir yorumcu olarak geri zekalı bir konumda bulmuyorum kendimi.
'' bunu kedine sor'' bir yönlendirme olabilir fakat yazının içi sakat. aç görselleri bak manipülasyon örneklerine.
evrim teorisi üzerine fikir yürütenler ( ateist ve fideist yaklaşımlar )daha çok felsefeci veya teolojik tanımların sonradan geliştirildiği görüşler. evrim teorisi ise özünde dinle uğraşmaz..
Bilim yaparken bütün bildiklerini bir kenara koymadan yeniye zaten ulaşamazsın. Yoksa bildiğin her şey seni manuple eder. Kendin olmak için de elbette tüm bildiklerini akıl süzgecinden geçirmek gerekir.
Ateistlik ve Darvine gelince;
Darvin eşinin dindar olması sebebi ile her pazar kliseye gitmiştir. Ayrıca bilimsel kanıtları çok güçlüdür. Çalışmalarında yüzlerce deneyler neticesinde sonuca ulaşmıştır. Bataklık çiçeklerinde tozlaşmayı yaptırırken çanak yaprakların hangi güç ile açılıp kapandığının yada ördeklerin yumurtadan çıkar çıkmaz yüzmeyi bilmesini açıklayabilmiş mi bilemiyorum.
Tek hücrenin karışım ile nasıl embriyoya dönüşüp canlandığını, bu enerjinin nereden geldiği. zaman içinde canlı bir varlığa dönüştüğü, yada toprakta var olan minerallerin toprağın içine tohumu koymadan canlı bir ota dönüşemediğini açıklayamıyor.
Darvin çok değerli bir bilim adamı. Araştırmacı gücüne hayranım. Araştırınca insan işin içine nasıl da düşüyor ve bocalıyor.
Bana göre her bilgi tamamlanması gereken eksik bilgidir.
Yazıda ki hatalar,Fallacy Of Division ( indirgeme hatası )Begging The Question(özden sapma) Argumentum Ad Ignorantiam ( ispatlama istenci safsatası)
Yazarın evrimsel doğruların olduğunu savunması kisvesi altında dinlerin gerçekliğini vurgulama yorumu dikkatlerden kaçmamıştır, saklanmak istenen şudur ; din bilimle çelişmez buna katılıyorum ama bilim dinle çelişir bunu açıklaması lazım yazarın,
Ayrıca Darwin inançlı ( dinlere inanan biri falan da değil ) ateist olup olmadığı sizi haklı çıkarmaz iddia edilen dinler ise Tanrı inancı sizin alanınızda değildir ( kutsal savlanan kitaplara inanmaz)
Evrim olmasa idi Ateist olunmaz mıydı ? 1700 lü yıllara kadar evet denilebilir,tek tük reddiyeciler olsa da bilimin ilerleme alanı genelde Tanrıya ulaşmak adına yapılırdı( Miller,Hume ayrı tutulması gerekir evrim teo.olmadan da ateistlerdi)
İmdi asıl konuya gelelim, Evrim yok ise Dinler doğru mudur ve evrim var ise dinler yanlış mıdır safsatası iş başında burada,burada ki asıl hata şudur, evrim tanrı mantıgına darbe vurmamıştır, pekala ( id'cileri saymazsak bir sürü kişi tanrı ve evrime eş zamanlı değer verebiliyor,)( papanın son söylemleri bunun dışında tutulmalıdır çünkü söylev hristyanlık tanrısı için degil deistik bir tanrı modeli için söylenmiştir?
Başka bir hatalı yaklaşım ise hangi Tanrı' ve hangi dinle evrim çelişmiyor ?
Yehova mı isa mı, Allah 'mı Sabii Tanrısı mı,Ra mı,ahura mazda mı ?
evrim var bunu tanrı yönetti derseniz, buna söylecek anti tez yokur, ama popperin dediği gibi iddia sahibi iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür, ben size kaf dağının arkasında ki dev bize omlet yaptı dediğim de kalkıp ta size hadi devin olmadıgını ispat et dersem bana ana bu kafayı yemiş demez misiniz ? demelisiniz.
Omlet /evrimin kanıtı burda tanrı ve dev size kalmış buyrun kanıtlayın ?
Öncelikle dinler birbiriyle çelişiyor ,evrimi bırakın, incil ve tavratı tanıyan kuran onların bozulduğunu kendisinin geldiğini iddia ederken (morfolojik iddia kanıta muhtaç ayrı mesele) diğerleride benden kopya çektin diyor ( ontolojik iddia kanıta muhtaç)
Kitap ta Şu ortak hatlar var : kadın erkek için yaratılmıştır, şahitlik miras eşit değildir, erkeğe hitap edilmiş bir kitaptır,ırkcılık ve türcülük vardır,kölelik resmi kurum ve cihat hepsinde senden olmayana yapılabilir.
ezcümlem şu dur ki ; evrim ortak bir atadan 100 bin yıl önce ayrışmaya başladığımızı alet yapımına 50 bn yılönce yerleşik düzen tarım devrimine 12 bin yıl önce geçtiğimizi milyon yıl önceye uzanan bir yolculuğun oldugundan bahseder, dinlerde ise adem havvayı figür olarak alamayız keza insan olarak çamurdan üflenerek yaratılıyorlar ve konuşma yazma alet yapma her şeyi bilerek hayata başlıyolar ( sümerlerde ki adon karekterinin birebir aynısıdır)
ilginç olan şudur mitler oldu mu söz konusu kendi mitimizi aynı konu olsada kollamamız çok enterasan gelir bana ahura mazda zerdüşt tanrısıda peygamberine magaraya gitr sana sözler nakşedicem der, iştar da tıpki isa gibi yeniden dirilir, utnapişim 1000 yıl yaşar nuh gibi, fakat biz dini olduğu savlanan mitlere sorgusuz inanırken efsanelerin aynı konulu mitlerine güleriz öyle şey olur mu deriz ? bu konuda ikiyüzlülük var.
Kısaca şu yani evrimi yapan bir tanrının olup olmadığı asla ateistlerin sorunu olmadı benim hiç olmadı mesela, sorun sahibi reddeden dinndarların ve akıllı tasarımcı sözde şarlatan bilimcilerin (bakınız Behe) sorunudur
Sana burada doğal seleksiyonun yararları seçilimin ne işe yaradığı hakkında bir şeyler yazmayacağım,down sennromu mutasyon ve seleksiyon ile iligli bir sorun evrimin kör saatçi olarak ilerlemesine iyi bir örnek, tıp ki tavukların kanatları olması gibi, genetik varyeteler sakat dogumları yüzde yuze varan oranla açıklıyor, bunların hepsini sana ben anlatamam ,akıllı bir kadınsın oku araştır ve öğren, en azından Allah'ın down sendromlu bir çocuk yaratıp ibret harikası olarak sunma fikrinden daha iyi daha bilimsel cevaplar var,benim için konu burada kapanmıştır.
Doğal seleksiyon tek başına bir şeyi kanıtlamaz diyorum ben. Sperm hiç de komik değil bana göre. Down sendromunu nasıl açıklayacağız bu durumda?
Hem ayrıca insandan robotmuş gibi bahsediyorsun. O zaman bir alıntı gelsin benden sana :
J. Hawkes bir yazısında şöyle demiştir: Kuşları, balıkları, çiçekleri vb. göz kamaştırıcı güzelliği salt doğal seleksiyona borçlu olduğumuza inanmakta güçlük çekiyorum. Dahası, insan bilinci öyle bir düzeneğin ürünü olabilir mi? Nasıl olur da tüm uygarlık nimetlerinin yaratıcısı insan beyni; Sokrates, Leonardo da Vinci, Shakespeare, Newton ve Einstein gibileri ölümsüzleştiren yaratıcılık "yaşam savaşımı" denen orman yasasının bize bir armağanı olsun?
Seleksiyonun ne olduğunu bilmen gerek dedim o zaman sperm gibi komik önermelerde bulumazsın,o zaman olasılık ve zorunluluk ne gibi şeylerinb farkını anlar mucizevi gelen şeylerin rasatlantısal zorunluluklar oldugunu idrak edebilirsin, benim dilimin ateist söylev olması eğer ki bilimle çelişirse haklı olabilirsin, ama görüldüğü gibi değil, yoksa öyle mi ?
Öyle ise çürütmek var, buyrun.
Din denilen olgu ilerlemenin önünde ki engeldir,kendin örneği vermişsin kiliselerin durumu ortada ? Adamlar dinin ne mal olduğunu anladılar kurtulup ilerlediler, bundan yüz yıl sonra bu savunduğunuz şeyler size de komik gelebilir.
Evet ateistsin ama bu kadar katı söyleminin bir dincinin ki kadar itici duracağını söylüyorum. Doğal seleksiyon... Ben şimdi böyle bir şey yok mu dedim !!!
Kurduğum cümleler oldukça basit olmasına rağmen kendi algınla bakıyorsun. Birde ondan sonra çokça bilimsel cümle kuracak olursak kazanabilir miyiz sence?
Bilim öylece ışıldayacak korkun buysa. Ama bak Avrupa ya sahte din kiliseyi ve bilimi nasıl yerle bir etti. Bu virüs İslama çok sonra bulaştıktan sonra bizde bilimden uzaklaştık. Ha! şimdi zaten din gerçek değil diyeceksin değil mi ? Ama bunun aksini savunan insanlar var. ve hatta inanan.. En azından var olan ve bilinen kurallarına göre yaşanmış olsa idi ben dünyanın çok daha güzel bir yer olacağına inanıyorum.
. Dinci gibi konuştum haklısın . Bu senin tam bir ateist gibi konuşmandan kaynaklanıyor. :))) ^''
çünkü ben ateistim...
Hala sperm örneği diyorsun Deniz Doğal seleksiyona biraz önem ve meyil vermelisin.
Son dediğine kültürel bir mesele '' dindarların bilime yönelmesi için kitapta bilimsel bir şeyler araması kötü değildir'' önermen sosyal bir sorun ama sorun bu değildi,bunu ayrıca tartışabiliriz, buradan çıokacak sonuç şu olacak ama öngörüm şu sahte bilimin gerçek bilimi yerle bir etmesi, uzun vadede kaybettirecek,
Beyler geciktiğim için üzgünüm. Canımı sıkan olaylar yüzünden buraya dönmedim. Chao ... :))) Vallahi iyi ki de gelmemişim diyorum yazdıklarını okuyunca . Astral seyahatmiş ... Lannnnnnnnnnnnnnn :)))) Dalga geçme ,küfür de etme amk. :))))
Neyse konuya gelecek olursak Ozan Sperm örneğini verdim( ki aslında oldukça geçerliydi evrim için ) ama neden verdim bir sor bakalım. Üremenin yapı taşıdır değil mi ? Bazı şeyleri açıklamak zor. Bir spermin 46 kromozomu bir güzel hesaplayıp uygun ortamları falan tek başına mı ayarlamış? Bak detaylı yazmıyorum ki zaten bu konuyu bildiğini hesap ediyorum. Bilim benim bir yaratıcının var olduğuna inanmamı sağlıyor. Ama bu konuda çok katı değilim. Yaşadığım hayat içinde sosyal adeletsizlik yaşadıkça bazı şeylerden emin olamıyorum. Yani aslında insanlar yeterince inançlı biri olmayışımın sebebi oluyor. İnsanların bir yaratıcısı var ve neden bu işe el atmıyor ? Bu soru benim için evrimden daha etkili bir soğutucu.
Konuya dönecek olursak aslında Chao.. dan farklı düşünmüyorum. Ama senin eğilip bükülmez sabit fikrin bizi fikirsel olarak yaklaştıramıyor. Dinci gibi konuştum haklısın . Bu senin tam bir ateist gibi konuşmandan kaynaklanıyor. :))) . Bildiğin ve bildiğim ayetleri birde benden duymak istiyorsun. Sonunda elimde pek bir şey olmadığını biliyorsun. Ama inanç öyle bir şey değil ki. Hissetmekle ilgili. Bu konuda beni anlamanı beklemiyorum. Bu benim seçimim sonuçta.
Çok ısrarlı bir inatla bilimi dinle çeliştirmeye çalışmanı anlamıyorum. Dünya üzerinde inançlı milyonlarca insan var ve bu insanların bilimden soğuması bizim işimize mi gelecek? Bak daha orta yolcu olmalıyız. Bırak ya boşver ... İnsanlar ucundan kıyısından bilime yaklaşsın. Bile isteğe sana bilimsel kanıtlardan bahsetmiyorum. Çünkü bu bizi kısır bir çekişmeye sokmaktan başka bir işe yaramayacak. İkimizde kendimize inanıyoruz.
Yapman gereken inanan insanlar bilimde dinlerini görmeye çalışıyorlarsa izin ver yapsınlar. Bu insanların araştırmayan,sorgulamayan,cahil, yobaz olmalarından çok daha iyi değil mi ?
Keskin köşelerimizin olması bizi o çok kızdığımız sığlıktaki insanlara dönüştürür. Ne kadar çok şey bilirsen bil bunu aktarış şeklin bu olduğu sürece kimseyi fikrine yaklaştıramazsın. Bu yazıda sana pek çok şey anlatmaya çalıştım. Aslında asıl bunları görmeni isterdim.
Ha bu arada ikinizi de seviyorum :))))))))))))))))))))))
Tabi sen bu big bangi kutsal kitaplarda var diyenlere cevap verdiğinde sana gevşek gevşek bilimden anlamıyorsun diyen tiplerle pek haşır olmadığın için sanırım beni determine olmakla şey ediyosun,
Cliffim Burtonum Ozan'ım, neden duygularımla oynuyorsun? :)) Bilimin hakkını savunduğum için buradayım ama birinin hakkını savunurken diğerini görmezden gelmenin de bilimsel bir bakıştan fazlası bir art niyet barındırdığını savunuyorum sadece. Ayrıca o "yarın öbür gün bunlar, bu da (big bang vs.) yazıyor, derler" dediğin şeyleri dediler, diyor ve tartışıyorlar. Bunun ziyanı yok. Bu bilimi dine değil dini bilime dost etme gayretidir ki niyet sorgulamasına girmeden vaziyeti okumanın faydası olduğunu düşünüyorum (Pragmatik bir bakış olabilir ama kesinlikle oportünist değil.). Daha evvel de söylediğim gibi seni fazla katı determinist tutum içinde görüyorum. Gevşe biraz :))
Adiliyet kavrramı iyidir güzeldir ama yanlış yerde arıyorsun abi, dinlerin toplumlarda ki yeri statüsü iktisadi hesabında isek o konuda hem fikirim ama gerçekler söz konusu oldu mu acımasız olmaz isen bunlar yarın big bang de paralel evren de kuranda varı çıkarırlar, kitaba iman etmiş adamlar hayatlarını bu saf hissiyatla örmüş kişiler değil adillik aradığımız mekan, mekan mistik bir inanç duygusunu bilimsel bir büküme sokup, ona uydurma çabası. isterdim ki adiliyet okunun öteki tarafında da salt bilimin hakkının yendiğini görmeni.
Sorun da o zaten. Okudum. Ara sıra bilgilerimi tazelemek için bakarım da. Din ve bilim arasındaki örgütlü savaşı başlatan engizisyondur, sonrasında bunu Müslüman iktidarların da yöntem olarak benimsemesi iktidar ilişkilerinin konusudur. Bildiğimiz kadarıyla ilk İslam temsilcilerinin bilimle ters düştükleri bir vaka yok. Ne zamanki erk paylaşımı devreye girdi ve bilim bu noktada tehdit halini aldı, o andan itibaren müdahaleler başladı. Bugün egemen ülkeler, geri kalmış ülkeler statüsündeki ülkelerin bilimsel atılımlarının önüne iktisadi kaygılar sebebiyle geçerler ve sonucunda geri kalanların daha da geri kalmalarına ve hatta aç kalmalarına neden olurlar ama takım elbiseli kravatlı oldukları için göze batmazlar. Benim duruşuma esneklikten ziyade aklım ve bilgim yettiğince adil olma gayreti diyelim.
Hiç kuran okumamış gibi cevap veriyorsun Altuğ abi, İnsan dinlerin merkezidir en şereflisidir, en üstünüdür, sembolikte mitselde gerçekliği de budur,
Evrimle ilgili söulediklerimi anlamak istemiyorsun gibi, benim için sorun yok sorun Kuranda evrim arayanlarda ben bu konuda senin gibi esnek olamıyorum, zira oldukça dinde bilimde birbirine karışıyor.
İsra suresi "İnsanı, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık" der Tin suresi "en güzel şekilde yarattık" der en üstün demez. Hayvandan üstün olduğumuzu ya da onların canlarının bizim keyfiyetimizde olduğu iddiası Kuran'a ait değil. Sembollerin doğru yorumlanmamasıyla ilgili olabileceği gibi farklı yorumlanmasıyla ilgili algı karmaşası yaratmış olabilir. Ayrıca evrim sürekliliği noktasında Kuran'ın öncül problemi olamaz, bence olmamalı da. Yani kitabı bunun için eleştirmek, beş yaşındaki çocuğu anakart tamiri yapamıyor diye eleştirmekten farklı değil.
Benim anlattığım evrimi bütün herkese her çağda anlatma iddiasının da hatalı olduğu ,zaten evrim falan kuranı aşar, evrimi oradan çıkarma çalışmalarının da hatalı olduğunu göstermek niyetim.
Dinlere göre insan üstündür hayvanlar onların emrine verilmiştir,
Ozan, 1500 yıl öncesinin 600 sayfalık evren kapsamı iddiasındaki kitabından spesifik bir konu özelinde detay beklemek sence de fazla değil mi? Evrimin sudan başlamadığını bana mı söylüyorsun Kuran'a mı? Siyanobakterileri falan es geçtiği için kızabileceğimiz kitap olduğunu düşünmüyorum. Metaforlar ve imgelerle anlatmasının nedeni, her çağa hitap etmek zorunda olması ve bunu da sözcükleri sembol gibi kullanarak yapması şeklinde izah edilebilir fakat ispatı yok. Dediğim gibi tartışılagelen bir konu olduğu için sessizce sonucu beklemek gerektiği kanısındayım.
Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkca göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir. (Hac Suresi, 5)
Ayrıca söylemeyi unuttum
1) evrim sudan oluştuk demez,
2) kurandaki sudan kasıtın açılımı yukarıdaki ayette daha belli,yani o su dediğimiz şey erkek ve kadının suyu , suda oluşma değil.
Konuyla ilgili tüm sorularını yanıtladım. Aslında bunu sende biliyorsun.
diğer dinler ile ilgili de yazarsam çok vaktimi alacak. Vaktim oldukça yazmaya çalışırım. Şimdilik İslam ;
ENBİYA-30 için 40 meâl bulundu. Yaşar Nuri Öztürk (21/ENBİYÂ-30: O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi?) / Abdullah Parlıyan (21/ENBİYÂ-30: O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, görmüyorlar mı ki göklerin ve yerin başlangıçta bir bütün olduğunu, sonradan onları bizim ayırdığımızı; yaşayan herşeyi su sayesinde canlı kıldığımızı? Hâlâ inanmayacaklar mı?)
Bunu neden yazdığımı senin çapında birine açıklamama gerek yok sanırım. Sadece bir dip ot düşebilirim ki. Hz. Adem'den öncede insan formlarının olduğunu İslam bilimi de kabul etmiştir.
Peki ben bir soru sorayım. Bir spermin bir bilim adamı gibi çalışmasını nasıl açıklıyorsun ?
Yazar diye hitap edilmese dettttttttttttttttttttt ..!!! :))) diye söze başlardım ama bu durumda.....
Sayın yorumcuya;
''Yazıda ki hatalar,Fallacy Of Division ( indirgeme hatası )Begging The Question(özden sapma) Argumentum Ad Ignorantiam ( ispatlama istenci safsatası) '' :
Yok daha neler! Bu yazı bilinçli olarak bu şekilde düzenlenmiştir. Bunca anlamış olduğunu sanıp bunu görmemen ilginç olmuş.
''Yazarın evrimsel doğruların olduğunu savunması kisvesi altında dinlerin gerçekliğini vurgulama yorumu dikkatlerden kaçmamıştır, saklanmak istenen şudur ; din bilimle çelişmez buna katılıyorum ama bilim dinle çelişir bunu açıklaması lazım yazarın,'' :
Burada yapılan şeyin yorumcunun kendi yazısında kilise örnekli (oldukça uç ve asla bilimsel olmayan) dayatmasından farklı değildir. Bu aktarış biçiminin ne kadar çirkin olduğunu böylece daha objektif görmüş oldunuz efenim .
Din bilimle çelişmez keza bilim dinle neden çelişsin? Din ve bilimin ne şekilde değerlendirildiğine bakmak gerekir. Şimdi biz burada Avrupa'lı ruhban sınıfının ahlak dışı eylemlerinin cezasını mı çekiyoruz? Yorumcu okuduklarının etkisi altında mı kalmıştır? Yoksa gerçekten objektif bir bakış açısına mı sahiptir? Buradaki yorumdan bunu kestirmek pek mümkün görünmüyor. Eğer kasıt bilimin rasyonelliği ise dinle çelişmesine bir sebep göremiyorum. Tarihsel dayanakları gözümüze sokacaksanız ( kilise ve onun kötü tohumları) sana diyebilirim ki bizim artık kendi bakış açımızı yaratmamız gerekir. Birilerinin taklidi olmaktansa daha sıradan bir kendilik tercihimiz olmalı. Aslen Yaratıcı asla insanlara bilimin önemini zaten bildirmiştir. Demir'in dünyalı bir maden olmadığını söylesem ve de insanlar bunu bulmadan zaten din bize söylemişti desem komik mi bulacaksınız (bence araştırırsan pişman olmazsın).Ayrıca pek çok bilim uzmanının dindar kişiler olduğunu ve hatta peygamberler olduğunu kim inkar edebilir ?
Ha bir başka yerden bakarsak bilim de durum aksi ispat edilene kadar her yeni buluş geçerlidir. Din de ise bakış açılarıyla değişkenlik gösteren yorumlamaya açıklık vardır. Ben ise bunu hala asıl demek istediği şeyi anlayamamış olmamızdan kaynaklanmaktadır.
''Ayrıca Darwin inançlı ( dinlere inanan biri falan da değil ) ateist olup olmadığı sizi haklı çıkarmaz iddia edilen dinler ise Tanrı inancı sizin alanınızda değildir ( kutsal savlanan kitaplara inanmaz)'' :
Burada benim yazımı çürütecek bir açılım yok. Bir ateist değildi. Yazıda başka bir şey söylememişti.
''İmdi asıl konuya gelelim, Evrim yok ise Dinler doğru mudur ve evrim var ise dinler yanlış mıdır safsatası iş başında burada,burada ki asıl hata şudur, evrim tanrı mantıgına darbe vurmamıştır, pekala ( id'cileri saymazsak bir sürü kişi tanrı ve evrime eş zamanlı değer verebiliyor,)( papanın son söylemleri bunun dışında tutulmalıdır çünkü söylev hristyanlık tanrısı için degil deistik bir tanrı modeli için söylenmiştir?
Başka bir hatalı yaklaşım ise hangi Tanrı' ve hangi dinle evrim çelişmiyor ?
Yehova mı isa mı, Allah 'mı Sabii Tanrısı mı,Ra mı,ahura mazda mı ?'' :
Burada benim yazımın yanlış yorumlandığını görüyorum. Cık cık cık... Olmadı bu ama ... Evrim var yada yok yaratıcı hep orada desem mesela :))) Ben senin kadar ön yargılı ve tek pencereli olmayı reddediyorum . Ama yazı içinde yukarıdaki paragrafla ilgili hiç bir anlatım yoktur. Yazı içinde bahsedilen iki bakış açısında da ''evrim vardır'' savı var. Bu nedenle bu paragraf çok anlamsız. Hem ayrıca hangi din olduğunun ne önemi var ki. ateist bir din olduğu sanılan Budizm bile biraz araştıracak olursan aslında bir Tanrı inancına sahiptir. Yani yaratıcı tek ve gidilen yolun bir önemi yok ( Tek tanrılı tüm dinleri aldık kabul ettik)
'evrim var bunu tanrı yönetti derseniz, buna söylecek anti tez yokur, ama popperin dediği gibi iddia sahibi iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür, ben size kaf dağının arkasında ki dev bize omlet yaptı dediğim de kalkıp ta size hadi devin olmadıgını ispat et dersem bana ana bu kafayı yemiş demez misiniz ? demelisiniz.
Omlet /evrimin kanıtı burda tanrı ve dev size kalmış buyrun kanıtlayın ?'' :
Ben az önce bir şey düşündüm. Ama onu bilimin hiç bir cihazı bulamıyor. Şimdi ben düşünmüyor muyum ? ( belki mistizm sana yardımcı olabilir)
''Öncelikle dinler birbiriyle çelişiyor ,evrimi bırakın, incil ve tavratı tanıyan kuran onların bozulduğunu kendisinin geldiğini iddia ederken (morfolojik iddia kanıta muhtaç ayrı mesele) diğerleride benden kopya çektin diyor ( ontolojik iddia kanıta muhtaç)
Kitap ta Şu ortak hatlar var : kadın erkek için yaratılmıştır, şahitlik miras eşit değildir, erkeğe hitap edilmiş bir kitaptır,ırkcılık ve türcülük vardır,kölelik resmi kurum ve cihat hepsinde senden olmayana yapılabilir.'' :
Yazı konusu dışına çıkılmış. Amaç ne ola ki ? :)))))))) . Evrimle alakasını dersen cevap veririm.
''ezcümlem şu dur ki ; evrim ortak bir atadan 100 bin yıl önce ayrışmaya başladığımızı alet yapımına 50 bn yılönce yerleşik düzen tarım devrimine 12 bin yıl önce geçtiğimizi milyon yıl önceye uzanan bir yolculuğun oldugundan bahseder, dinlerde ise adem havvayı figür olarak alamayız keza insan olarak çamurdan üflenerek yaratılıyorlar ve konuşma yazma alet yapma her şeyi bilerek hayata başlıyolar ( sümerlerde ki adon karekterinin birebir aynısıdır)
ilginç olan şudur mitler oldu mu söz konusu kendi mitimizi aynı konu olsada kollamamız çok enterasan gelir bana ahura mazda zerdüşt tanrısıda peygamberine magaraya gitr sana sözler nakşedicem der, iştar da tıpki isa gibi yeniden dirilir, utnapişim 1000 yıl yaşar nuh gibi, fakat biz dini olduğu savlanan mitlere sorgusuz inanırken efsanelerin aynı konulu mitlerine güleriz öyle şey olur mu deriz ? bu konuda ikiyüzlülük var.''
Öncelikle Tartıştığım tüm ateistler gibi şu Adem Ve Havva klişesine girmesen iyi olurdu. Bu cümle eskidi artık. Bilimin ışığında yenileniyoruz değil mi sonuçta? Avustralya bilinir ki bu tür araştırmalar için bulunmaz bir nimettir. Burada yapılan araştırmalar da ilk inanışların fetişizm, totemizm ve animizm antroplojik kurgusuna bir yenisi eklenmiştir. Avustralya'nın güneyinde en ilkel,en kaba, en uç insanlık buluntularından çıkarılan sonuca göre yüce bir varlığa inandıklarıdır. Bu bilim değil mi ? Adem ve Havva hakkında yaşadıkları zamana ait tarih bilgisi verilen bir din bilgisine ben rastlamadım. Böyle bir tarif yoktur. O üfleme işleri hakkında farklı görüşlerim var ama yazmaktan yoruldum :))))
İkinci paragrafta anlatılan mitler konusu da yazının içeriğiyle ilgili değildir. Kısa cevaplar vermek konuya haksızlık olur.
''Kısaca şu yani evrimi yapan bir tanrının olup olmadığı asla ateistlerin sorunu olmadı benim hiç olmadı mesela, sorun sahibi reddeden dinndarların ve akıllı tasarımcı sözde şarlatan bilimcilerin (bakınız Behe) sorunudur''
Bu senin sorunun değil diye sosyal yansıması da böyle demektir anlamına gelmez. Yazılıp çizilenler ortadadır.
Efenim buraya kadar bence tamamdır. Başka bir sorunuz varsa alabilirim :)))
Soros'un, Popper'dan çok etkilendiğini okumuştum. Popper'ın sosyal olaylarda gelecek kestirilemez, tezini neresiyle okuduysa dünyanın anasını ağlatıyor.
Evrim ateizmin en büyük kanıtıdır gibi doğru olmayan bir önerme, neden yazının merkezine oturtularak, sonrasında Darwin'in bile aslında inançlı bir insan olduğu kanıtlanmaya çalışılarak, doğru! yol gösterilmeye çalışılmış?
sizin bu üslubunuz çok güzel ve bir ididayı dayatmaktan öte barışçıl ve öğretici bir faydası var. İnanın bu azşey değil. Diğer yazılarınızı da okumaya gayret edeceğim. Cevap arayışları başlığınız da güzel. Çünkü cevabı dayatmıyorsunuz ve diyorsunuz ki. 'şöyle bakış açıları da var. Bakış açıları bakımından çok kısır olan ülkemizde en önemli şey. Bende naçizane bu konuya bakışımı yazıyorum. Birincisi, bu teoriye olumsuz yaklaşanların yaklaşımları tepkisel. Teoriyi savunanların çoğunun deist yada ateist olmasından kaynaklanıyor. Oysa biraz emek harcasalar, yüzlerce yıl önce birçok islam alimi, felsefeci bu çalışmaları farklışekillerde yapmış. Hatta Darvinin bu kişilerden etkilendiği de var kaynaklarda. İkinci olarak:Allah yarattığı evreni 'neden sonuç ilişkisi'ne göre yaratmıştır. buna biz'sünnetullah' deriz Yani bilimin kendisidir. Aradaki fark islam Alimleri bu bilimi, işleyişi ve sonuçlarını Allaha bağlaması. Darvin gibi diğerlerinin de bilimin kendisine bağlaması. ama netice olarak dünya dönüyor, işleyiş devam ediyor. Yargılarımız birşeyi durdurmuyor. Bu yargıların keskin bir kılıç gibi düşünce yapımızı allak bullak etmesi neden ki? Bunun nedeni aslında bilimsel çalışmalarından değil. Sosyal Darvinizm denen söylemden kaynaklanıyor. 'büyük balık küçük balığı yer' 'güçlü güçsüzü ezer' bu sözlerin yaşadığımız hayatta bir karşılığı olması ayrı konu; bunun meşru olduğunu söylemek ayrı konu. bu söylem sadece Marksın değil, Maonunda, ingiltere Fransa Almanya, İsveç vb. birçok ülkenin de siyaseten ve hatta ekonomik olarak işine geldi. ve bu toplumlar hazırdı bilimsel bir meruiyet kılıfına tetikçi bekliyorlardı Darvin bu tetiği çekti. Sonrası,ırkçılık, faşizm, kumpaslarla kafatası ölçmeler.soykırımlar, hitler,milyonlarca insanın ölümü. sakatların kısırlaştırılması. Almanyada damızlık insan vb.... çok uzattım ama ben de böyle görüyorum. selam ve sevgiyle....
Yorumunuz gerçekten iyiydi. İşte neye nasıl baktığımız çok önemli. Sizin yazdıklarınız yazımdaki dördüncü madde gibi oldu aslında. Bu katkı için teşekkür ederim. Evrime bakış açınızı yorumlamayacağım. Sadece bu görüşün sizin tartıp ölçüp en sonunda verdiğiniz bir karar olduğuna inanarak saygı duyuyorum. Benim için önemli olan kişinin bir konu hakkında ne düşündüğü değil bu düşünceye hangi yoldan geldiğidir. Bu açıdan fikirlerinize değer veriyorum.
Yazım hakkındaki olumlu değerlendirmeniz de ayrıca mutlu etti. Teşekkür ederim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.