Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL

HER ÖĞRETMENİN BİLGİ İÇ AÇILARININ TOPLAMI, KÜLTÜREL DIŞ AÇILARININ TOPLAMINA EŞİT MİDİR?!’’

Yorum

HER ÖĞRETMENİN BİLGİ İÇ AÇILARININ TOPLAMI, KÜLTÜREL DIŞ AÇILARININ TOPLAMINA EŞİT MİDİR?!’’

7

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1307

Okunma

HER ÖĞRETMENİN BİLGİ İÇ AÇILARININ TOPLAMI, KÜLTÜREL DIŞ AÇILARININ TOPLAMINA EŞİT MİDİR?!’’

HER ÖĞRETMENİN BİLGİ İÇ AÇILARININ TOPLAMI, KÜLTÜREL DIŞ AÇILARININ TOPLAMINA EŞİT MİDİR?!’’


Öğretmen,memur’mu olmalı? Mutlu mu? Sorusunun sosyo psikolojik cevabı aslında çok nettir. 23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramını kutladığımız bu günde ilk öğretmen ve bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır... sözünün karşılığında gözümüzün ışığı olan eli öpülesi öğretmenlerimizin ve onların öğrencilerinin sosyal ve psikolojik durumuna bir göz atalım.

Gerek öğrencilik yıllarımda gerekse sosyal hayatımın çeşitli dönemlerimde karşılaştığım öğretmen profilleri hep iki türde olmuştur.
Karşılaştığım ‘’Birinci profildeki öğretmenler öğretmenliği bir meslek olarak değil yoğun bir kişisel çabayla kutsal bir görev olarak gören ve öğrencilerinin her biriyle ayrı ayrı ilgilenip onları geleceğe hazırlayan ve onunla mutlu olan bu doğrultuda kendisini sürekli yenileyen donanımlı ve idealist öğretmenlerdi.

İkinci profildeki öğretmenler ise öğretmenliği memurluk sınırlarında gören, öğrenci eğitimini mesai saatleri içerisinde ve şablon tanımlamalar üzerinden ezberci bir dil kullanarak bilgiyi aktarmayı benimsemiş öğretmenlerdi.

Her iki öğretmen profilinin tanımlanabilir en temel ayrışım noktası şuydu; Birinci öğretmen örneğinde öğretmenin bir çiçeğin özü olduğu ve o özünden faydalanmak isteyen öğrenciler de o çiçeğin etrafında uçuşan bal yapmak isteyen arılar olarak tanımlanabilirken.
İkinci öğretmen profilinde ise değişime ve gelişime kapalı despotik bir anlayışa sorgulamayı reddeden paydos zili çaldığında tahtadaki problemi çözmeden elindeki tebeşiri bırakıp öğrenciden önce sınıfı terk eden. Tükenmişlik sendromu yaşayan mutsuz ve çatık kaşlı, öğretmenin öğrencileri ile olan ilişkileri kendisini gördüğünde etrafa kaçışıp uçup giden güvercinler olarak tanımlanabilir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye nitelikli eğitimde 76 ülke arasında 51. sırada yer alıyor.
Sıralamada ilk beş de Asya ülkeleri, son beş sırada ise en fakir Afrika ülkeleri var.OECD bu istatistiği 76 ülkedeki sınav sonuçlarını temel alarak yapmış bu kıyaslama aynı zamanda, eğitim ve ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı yani eğitim kalitesini gösteriyor. Kısacası ülkemiz eğitim kalitesinde dünyanın en kötü 25 ülkesi arasında.

Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği gibi ilimle ve bilimle donanmış sorgulamaktan korkmayan kendi öz kültüründen ve geleneklerinden utanmayan fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek için, lütfen öğretmenliği devlet kurumuna kapak atacağı güvenceli bir iş ve memurluk olarak görenler değil. Öğretmenliği kutsal bir görev olarak gören idealist insanlar yapsın. Yapsınlar ki, bu ülke statükocu anlayışa sahip ileri yaşlarına rağmen hayatı küçük bir çocuğun algılama seviyesinde yaşayan insanların devlet yönetimindeki olumsuz etkisinden ve hantal bürokrasiden kurtulsun. Öğretmenliği o idealist insanlar yapsın ki, çocuklarımız bu ülkenin kurucusunun işaret ettiği ve hedef gösterdiği ‘’muhasır medeniyetler’’ ölçüsüne ulaşmış bir ülkede öz güven duygusunu geliştirmiş, özgürlüğün tadını çıkaran mutlu ve mesut bireyler olarak yaşasınlar.

Atatürk’ün, ülke ve dünya çocuklarına hediye ettiği 23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun.


Serhat BİNGÖL. 23.04.2017


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Her öğretmenin bilgi iç açılarının toplamı, kültürel dış açılarının toplamına eşit midir?!’’ Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Her öğretmenin bilgi iç açılarının toplamı, kültürel dış açılarının toplamına eşit midir?!’’ yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HER ÖĞRETMENİN BİLGİ İÇ AÇILARININ TOPLAMI, KÜLTÜREL DIŞ AÇILARININ TOPLAMINA EŞİT MİDİR?!’’ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
24.4.2017 07:02:38
Sevgili Serhat!
Ben bu yazıyı akşam okudum.
Bu yazı okuyup geçilecek bir yazı olmadığından
sabah bir daha sindirerek okur sonra yorum yazarım diye düşündüm.
Güzel benzetmelerle bezenmiş, anlamlı bir yazı.
Türkiye'nin bir gerçeğini oya gibi işlemişsin.
Bayılırım böyle yazılara. Hele bir de böyle güzel yazılırsa...
Öperim gözlerinden.
Anlamlı bir gün de anlamlı bir yazı.

Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
24.4.2017 02:10:34
Türkiye de aldığı eğitimde çalışan sayısına da bakmak gerekmektedir. Ihtiyaca göre açılan eğitim kurumları yerine sanki birilerini iş sahibi yapmak için açılan üniversite dolu. Mezun herkes bulabildigi işte asgari ücret ile çalışıyor. En kısa yol öğretmen olmak bir de ücret ve zaman farkı var. Yarım gün. Alakasız bölümlerden öğretmen olunca verim de düşüyor.

Saygılarımla

Fatma Oral tarafından 4/24/2017 1:58:33 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
24.4.2017 00:37:20
Çok doğru. Artık ne öğretmen ne de öğrenci olması gerektigi gibi. Fedakar öğretmenler ise yirmi yıl öncesinde kaldılar. Malesef istisnalar durumu kurtarmıyor.
En başta eğitim sorunumuz ele alınması gerekirken sıralamaya bile konulmadı. Reis simdi yani on bes yıl sonra "artik eğitime el atacağız" diyor. Eh biraz geç kalmadınız mı? Heba olmuş bir nesil geldi yetişti. Hangi sistemi denedilerse bizde tutmadı. Ya beceremediler ya da neticeyi beklemeden bir yenisine geçtiler. Boyle bir sistemde öğretmenden çok sey beklememek gerek.
Hayırlı kandiller Serhat Abi. Selamlar.
sa
sabri ayçiçek, @sabriaycicek
24.4.2017 00:02:39
Güzel ve gerekli bir konu olmuş.
Ben de Karacaoğlan'ın "Ben de güzel sevdim kendi halımca" demesi gibi,bu alana yarım asırdır kafa yormaktayım.Kısaca şunları paylaşmak isterim.
1-Öğretmenliğin saygınlığını öne çıkarmalı,en azından Gandhi'nin "Kendimize olan saygıyı biz vermezsek,kimse elimizden alamaz" şiarına /kuralına uymak için çaba gösterilmeli,
2-İyi bir öğretmenin,genel kültür,pedagojik formasyon ve alan bilgisine sahip olması gerektiğine inanarak,"Orion" yıldızı gibi kendimizi yenilemeyiz.
Alan bilgisini de bir Tibet atasözünde anlamlandırmak mümkün:"Tabak yıkayıcısı isen,tabak yıka."
Pedagojik formasyonu da çocukların dünyalarına "yolculuk" etmek gibi düşünebilmeliyiz.Peki ya genel kültür?
Bu konuda iki üniversite epey emek harcayıp,dört dersle bunun verileceğini karara bağlıyorlar.
-Felsefe,tarih,psikoloji ve edebiyat.(Harvard ve Cambridge)
Bu iki üniversiteye gidecek halimiz yok ama yaptıklarından örnek almak elimizdedir.
Bu dört "ders de" bize ışık tutabilmeli derim.
En az 20 bin öğretmenle de mesai yapma şansını yakalayan eski bir eğitimci olarak gözlem ve kanaatlarım kısaca budur.İstanbul Ataköyden Mardin Dargeçit'e,İzmir Bostanlı'dan Giresun Dereli'ye kadar tanıklığımla diyebilirim.
hotamisli
hotamisli, @hotamisli
23.4.2017 23:41:02
hocam,
cok onemli bir konuyu islemissiniz, sagolun. ogretmenligi memur olarak gorenlerden fazla egitim sistemini degistirmeyenler, yenilemeyenler yani milli egitim bakanlari arizalilardir.
bilgiclik taslamiyorum; yurt disinda yasayip egitimimin yuzde 90 yurt disinda aldigim icin karsilastirma yapabiliyorum.
soyle ki, Hollanda egitim sisteminde ogrenciler birincisi kabiliyeti dogrultusunda
, ikincisi ise istedigi, sevdigi bir meslegi secer. ben de kabiliyet ve istek uzere bir meslek sectim, 27 yildir severek meslegimde calisiyorum.
iyi geceler hocam,

abdullah
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
23.4.2017 23:30:00
Değerli kardeşim, bir öğretmenin en önemli özelliği 'uzağı görebilme' olmalı sanıyorum...
Uzağı ise, yaşadığı ülkenin ve kültürün bütün olumsuzlukları ile kısıtlılıklarına rağmen okuyup, anlama kaygısı taşıyan kişi (Öğretmen) görebilir...
Görme bilinci, fikir alış verişini, dinleme terbiyesini ve ifade edebilme tutkusunu koşullar...
Ne yazık ki, öğretmenleri tanığım kadarıyla, bizim öğretmen tipolojimiz bundan çok uzakta...
Aslında mutsuzluğunun temelinde de bu varken, sorunun çözümünü başka yerde arar; bir nevi bunaklık veya zihinsel bulanıklık...
[Bir yoruma yazdığın cevaptaki örnek bu durumu açıklamıyor mu?...]
Dedim ya, tanığım kadarıyla, genelde dinleme terbiyesinden, dialog kültüründen, ifade etme tutkusundan yoksun bir tipoloji bu...
Eee, şimdi bu tipoloji, uzağını görmek zorunda olduğu gelecek kuşağa nasıl rehberlik yapsın?...

Selam ve saygılarımla.
DEVRİM DENİZERİ
DEVRİM DENİZERİ, @devrimdenizeri
23.4.2017 21:34:27
"Hiç bir şey olamazsan bari öğretmen ol!" Bu talihsiz sözü kullanan başka toplumlar var mıdır acaba? ÖĞRETMEN benim için Yaradandan sonra gelen en kutsal kavram. Bir toplumun geleceği onların açtığı ışıklı aydınlık yolda yürümekle mümkündür çünkü. Öğretmen de sahip olduğu bu kutsal değere layık olmalıdır hiç kuşkusuz.
Harika bir yazı.
Kaleme alan o güzel ellere sağlık.
Selam sevgi ve Kutlama tebriğimi yolluyorum çok değerli Serhat BİNGÖL Hocam.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL