Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
sami biberoğulları
sami biberoğulları

EVET Mİ HAYIR MI?

Yorum

EVET Mİ HAYIR MI?

15

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

2015

Okunma

EVET  Mİ  HAYIR  MI?

EVET Mİ HAYIR MI?


Referandumla ilgili sandınız değil mi? Pışşşııııkk Değil işte.

Haaa o zaman Erkan Yolaç’ın ‘’Evet- Hayır’’ Yarışmasını anlatacağım.

Yok onu da anlatmayacağım. Ancak hemen şunu belirteyim ki ‘’Evet- Hayır yarışması’’ her ne kadar Erkan Yolaç ile meşhur olduysa da o yarışmanın bizdeki mucidi Orhan Boran’dır. Ben yaşta olanlar hatırlarlar. Bir de onun Orhan Boran ve Yuki’’ Diye bir programı vardı radyoda. O saati iple çekerdik.

Azcık daha palazlanınca, yani sakalım ve bıyığım çıksın diye suratıma badem yağı sürdüğüm, bu yüzden de babamdan ‘’ Ne ulan o suratının hali. Parlatılmış ayakkabıya benziyorsun’’ Diye fırça yediğim yıllarda Önce Berkant ortalığı salladı ‘’ Bir şarkısın sen ‘’ ile…Hemen peşinden de Kamuran Akkor ‘’ Dağlar Kızı Reyhan’’ ile salladı.

Daha sonra Kamuran Akkor ‘’Evet mi hayır mı, söyle bana nedir senin cevabın’’ Derken bizler de zamanın moda dansı twist ile çalkalıyorduk kalçaları. Tabii ki twist deyince de akla hemen iki isim geliyordu: Adnan Varveren ve de Öztürk Serengil.

Yani efendim bu günlerde moda ama kendi adıma artık ‘’Öğğğ geldi’’ Diye kusasım gelmiş olan ‘’Evet- Hayır’’ Bizim çocukluk, ergenlik ve gençlik zamanımızda neşeli bir şeydi ve gördüğünüz gibi öyle yeni bir icat değildi her ne kadar tamamen ayrı bir kulvarda olsa da.

Şimdi ‘’Evet mi Hayır mı?’’ yı boşverin de aşağıda vereceğim anekdot ve fıkralara bir göz atın. O zaman zaten iyi kötü bir fikriniz olacak ‘’Evet mi hayır mı?’’ Konusunda…Hoş mutlaka bir fikriniz vardır ama bence siz yine de okuyun yazdıklarımı.

Aha da birincisi:

Efendim, rahmetli Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda her hafta bir film gösterimi yaparmış. Bu gösterimlere memleketin önde gelen isimleri davet edilirmiş.

O zaman sinema salonları oldukça az ve yabancı filmlere ulaşmak oldukça zor.

Sarayda gösterilen filmler, genellikle macera, kovboy, korsan vb. filmleri olurmuş. İşte bu seanslardan birine Neyzen Tevfik de Atatürk’ün misafiri olarak davet edilmiş. O gün, Errol Flynn’in başrolde oynadığı bir korsan filmi gösterilmiş. Flynn film boyunca bütün korsanlarla savaşmış ve filmin sonuna doğru ‘esas kız’ı korsanlar kaçırmış. Flynn bütün korsanları kılıcıyla ve tek atımlık tabancasıyla öldürdükten sonra nihayet kızı kurtarmış ve kızla birlikte kumsalda el ele yürürlerken Film bu sahne ile sona ermiş.…

Işıklar yanarken, izleyiciler coşkuyla alkışlamış. İşte o sırada Atatürk’ün dikkati Neyzen Tevfik’e yönelmiş, çünkü Neyzen alkışlamak yerine hüngür hüngür ağlamaktaymış. Atatürk, Neyzen’in yanına gitmiş ve herkes mutlu son ile memnun olurken onun neden ağladığını sormuş. “Neyzen, bak işte ne güzel adam kızı kurtardı bunda ağlanacak ne var?” Neyzen ise, “Yahu paşam iyi güzel de şimdi o kızı o kurtarıcının elinden kim kurtaracak? İşte ben buna ağlarım” buyurmuş.

Bu da ikincisi:

Delikanlının biri yetiştirme yurdunda yetişmiş, bir babası olduğu halde. Neyse..Uzunca bir süre sonra babasının ölüm haberini almış ve hayatında ilk kez köyüne gitmiş. Köye gider gitmez de babasının nasıl bir insan olduğunu öğrenmeye çalışmış. İlle velakin her kime ‘’ Benim babam nasıl biriydi?’’ Diye sorsa köylüler yüzlerini çevirip ‘’ Aman evladım..Bana sorma da kime sorarsan sor’’ Diyormuş.

Delikanlı her kime yanaşıp ‘’ Babam?’’ dese millet onun yanından sanki cüzamlıymış gibi kaçıyormuş.

Derken oldukça yaşlı bir dedeyi durdurmuş ve biraz yalvarma, biraz tehdit derken konuşturmuş ihtiyarı.

İhtiyar demiş ki ‘’ Ah oğul ahhh. Senin baban ölü soyucuydu. Ne zaman bir cenazemiz olsa ertesi gün bakardık mezarı kazmış, ölüyü dışarı çıkarmış, üzerindeki kefeni bile soyup almış. O yüzden bu köyde senin babanı seven, onun arkasından iyiydi diyecek bir Allahın kulunu bulamazsın.’’

Delikanlı bu habere çok öfkelenmiş ve dedeye ‘’Yaa demek öyle. Ulan eğer ben de bu köylüye babamın arkasından rahmet okutmazsam ne derseniz o olayım’’ Demiş. Yani kafaya koymuş: Köylüler babasının arkasından rahmet okuyacaklar.

Bir kaç gün sonra köyde biri ölmüş. Adamı mezarlığa gömmüşler. Fakat ertesi gün bir bakmışlar ki mezarlıkta sadece o ölen vatandaş değil daha önce ölenler de dahil ne kadar ceset varsa çıkarılmış, kefenleri soyulmuş ama ayrıca her birisinin kıçına bir kazık sokulmuş vaziyette.

Tabii ki anlamışlar bunu kimin yaptığını ve aralarında konuşmaya başlamışlar:

‘’Yahu arkadaş. Bunun rahmetli babası da ölü soyardı ama hiç olmazsa kimsenin kıçına kazık sokmazdı’’

Veee üççç.

Asker ocağında erlere gelen mektuplar okunuyor kumandanlar tarafından malum..Halen bu gelenek var mıdır bilmem ama eskiden öyleydi. Hatta mektupların üzerinde ‘’Er mektubu..Görülmüştür ( Ya da okunmuştur)’’ yazarmış. ( Askerlik yapmadığım için ‘’mış’’ Diyorum.)

Köyden bir mektup gelir er Mehmet’e…Komutanlar okur bakarlar ki felaket. Mehmet’in annesi, babası ölmüş, evleri de yanmıştır. Bu acı haberi nasıl verecekler Mehmet’e?

Çağırmışlar köylüsü olan er Ahmet’i. Ona durumu anlatmış ve ‘’ Sen şimdi bu haberi arkadaşım Mehmet’e alıştıra alıştıra söyle ‘’ demişler.

Er Ahmet ‘’ Başüstüne komutanım’’ dedikten sonra doğru arkadaşının yanına gitmiş ve başlamışlar konuşmaya.

-Mehmet kardeşim. Köyden mektup geldi. Maalesef sana kötü bir haberim var. Ama panik yapma sakın.

Mehmet’in yüreği ağzında sormuş:

-Ne oldu. Nedir kötü haber?

Ahmet devam etmiş.

- Sizin köpek Karabaş var ya. İşte o ölmüş.

Mehmet şaşırmış..

-Hay Allah. Üzüldüm şimdi. Ama yaşlanmıştı bayağı. Ne denir ki..

Ahmet devam etmiş.

- Yaşlılıktan değil ölümü. Sizin devenin kemiğini yerken kemik boğazına batmış. Ondan ölmüş.

Mehmet şaşırmış.

- Devenin kemiğini yerken mi? Deveyi mi kesmişler. Allah Allah…Niye ki. O kadar işlerine yarayan deveyi niçin kestiler ki?

Ahmet devam etmiş.

-Kesmek zorunda kalmışlar. Çünkü deve, babanın mezar taşını taşırken altında kalmış. Neredeyse ölecekmiş. Mundar gitmesin diye alelacele kesmişler.

Mehmet başlamış dövünmeye.

- Ne diyorsun sen Ahmet? Babamın mezar taşını mı taşıyormuş? Yoksa babam? Babam ölmüş mü?

Ahmet üzüntüyle başını sallamış.

-Yaaa sorma. Ananın ölüm acısına dayanamamış zavallı. Orada hemen kalp krizinden ölmüş:

Ahmet feryat figan ağlamaya başlamış.

-Oy benim keklik gözlü anacığıııım. Anam da öldü desene… Oyyy benim ocağım söndü Ahmeeeetttt.

Ahmet cevap vermiş.

- Yok..Ocağınız halen yanıyormuş. Yangını söndürmek mümkün olamamış.

Ben şimdi bu yazıya daha bir sürü ekleme yapabilirim ama bu kadarı yeter sanırım.


Selam ve sevgilerimle.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Evet mi hayır mı? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Evet mi hayır mı? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EVET Mİ HAYIR MI? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
16.2.2017 14:06:07
10 puan verdi
Hocam yorum yazmıştım ama yine yazıyorum çok beğendim.Kutluyorum.İnşallah her şey güzel olsun.
AZAP
AZAP, @azap
5.2.2017 09:44:25
evet dost önemli olan hoşgörü ile el ele olabilmekte kutlarım bu yaklaşımınızı kal esenlik içinde...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
5.2.2017 09:27:35
işte bu hocam gülmeye ihtiyacımız var kalemin daim olsun saygılarımla
mymartin
mymartin, @mymartin
4.2.2017 22:50:56
Kaleminize sağlık öyle güzel yazmışsınız ki, Nasrettin Hoca misali. KUtlarım haddim olmayarak. Sevgi ve saygılarımla
k.doğanay
k.doğanay, @k-doganay
4.2.2017 21:49:11
Güzel bir Evet-Hayır hikayesi olmuş.
Kutlarım Sami Hocam.
Selam ve sevgilerimle..
Gül ESEN
Gül ESEN, @gulesensancar
4.2.2017 13:09:53
Evetttt ; anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az ...selam ve muhabbetle


vvvvvvmnj Vallahi şu kelimeleri boncuk klavye üzerinden gezerken yazdı silmedim :) kızdım ne yaptın diye şimdi uzandıpatisini yalanıp duruyor..Bir kedi kadar daha olamıyor şu insanoğlu..pisliğini kapatıyor pislik diye biz ise nasıl ortaya çıkartırız diye uğraşıyoruz ..tekrar selam ve muhabbetle
Sinan YILMAZ54
Sinan YILMAZ54, @sinan-yilmaz54
4.2.2017 12:01:09
asker fıkrası ne kadar anlamlı ne kadar güne uygun geldi bana
severek okudum yazınızı.
Sağlıcakla kalınız.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
4.2.2017 10:57:52
Günümüze tebessüm taşıyan, hoş bir çalışmaydı.
Eline sağlık hocam.
Sezai KAYA DeliGarip
Sezai KAYA DeliGarip, @sezai-kaya-deligarip
4.2.2017 09:26:37
10 puan verdi
Fıkralar çok güzel!
Rahmetli Atamız o kadar sosyal di ki, bilmediği bir konu yok gibiydi.
Ölü soyucu ise gayet net bir şekilde kendisini ispat etmiş.
Son fıkrada ise Temel ile Dursun aklıma geldi.Hani demiş ya ''Baban var midur'' o da var deyince '''Nah vardur'' demiş.
Ben de bu referandum Milletimize Hayır lı uğurlu olsun diyorum!
Sabah sabah güzel oldu ağabey.
Selam ve saygılarımla.
Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
4.2.2017 07:43:31

tebrik ederim
suya sabuna dokunmadan ancak bu kadar güzel ve keyifli anlatılabilirdi.
-Ezrak Rahel-
-Ezrak Rahel-, @ezrak-rahel
4.2.2017 02:09:43


once gülümsedim başlığı görünce. Sen de mi hocam girdin polemigin içine. Evet ve hayır herkesin düşüncesi de doğruları da kendisine diye geçirirken içimden

Erkan Yolaç ne muazzam sunardı o programı. Cocuktuk. Cocukca taklit ettiğimizi anımsıyorum. Hatta Allah rahmet eylesin Aysem vardı alabildiğine maviydi gözleri. Ne zaman hüzünlensem tutardı enjektörü ağzıma evet şimdı okulumuzun en inek kızını sahneye davet ediyorum diye bir başlardı ta ki gozlerimde tebessüm gorene dek. Neyse yine gittim gençlıgımin 4 yılıni verdiğim yatakhane günlerine.

seviyorum kaleminizi hocam
Iyi ki yaziyorsunuz


Selam ve sevgiyle
Kyle-
Kyle-, @Kyle-
4.2.2017 01:28:46
ters köşe oldum : )

Sami Ağabeyim işte seni ne çok sevdiğimi bir kez daha bu kaleminin kıvrak zekası ile daha net anladım.


Saygım ve tebriklerim çok
Aşkar
Aşkar, @askar
4.2.2017 01:27:40

biz küçüktük Erkan Yolaçlı zamanlarda Hocam :)
ama o yarışmayı hâlâ hatırlarım
eğer katılsaydım hiç uğraştırmaz Erkan babayı Hayır der İzmir marşıyla sahneden iner yok olurdum:))

saygı ve sevgimle...
Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
4.2.2017 00:42:58
10 puan verdi
Harikaydı usta kalem ne diyeyim.....O yılları çok iyi hatırlıyorum...evet mi hayır mı programını seyrederdik büyük zevkle....Evet diyen hayır da diyenin vardır her birinin bir bildiği diyorum ve akıl etmez misiniz diyen kutsal kitaba her halde herkes kulak verip dinleyecektir diye umuyorum. ..Kutladım çok beğeni ile okudum...saygı ve selamlar..

Semiray Emre tarafından 2/4/2017 12:49:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL